İslam ümmetinin kurtuluş gemisi
Meveddet ayeti Ehl-i Beyt hakkındadır çünkü onlar Allah'ın kâmil hüccetleridir. Allah'ın insanlara ihsan ettiği büyük nimetidir. Onlar İslam ümmetinin kurtuluş gemisidir; Kur'an'ın dengidirler. O halde onları sevmek tüm Müslümanlar için gerekli ve zaruridir.
03.01.2017 00:00:00
Bazı âlimler, Meveddet ayetinin tefsiri hakkında ihtilafa düştüler. Hâlbuki birçok sahih rivayet ayetin Ehl-i Beyt hakkında nazil olduğunu apaçık göstermektedir.
Muhaliflerin görüşlerinden bazıları şöyle:
Bazıları dediler ki: "Ayetin manası şudur: De ki ben buna karşı salih ameller ile Allah'a yakın olmayı sevmenizden başka hiçbir ücret istemiyorum."
Bazıları da dediler ki: "Ayetin manası herkesin kendi akrabalarını sevmesidir."
Bu iki görüş de boş ve bâtıldır. Bu görüş sahipleri Allah'ın kullarını sapıtmaktan başka bir gaye taşımamaktadırlar. Kalplerde şüphe yaratmak için bu temelsiz görüşleri yaymaya çalışıyorlar.
Bu gösteriş ve boş çırpınmaların onca sarih nas ve apaçık delil karşısında hiçbir ilmi ve istidlali değeri yoktur.
Bazıları da demişlerdir ki: "Mezkur ayet neshedilmiştir. Bu mensuh ayetin nasihi ise Sebe suresinin, 'De ki: Sizden bir ücret istemişsem o sizin lehinizedir' (Sebe, 47) ayetidir."
Gerçekten de bu görüşlerin en zayıfı ve bâtıl sözlerin en şaşırtıcısı bu görüştür. Zira yakınları sevmek, başka bir anlam verilse bile İslam inancında kıyamete kadar devam edecek olan şeylerdendir. Dolayısıyla da meveddet ayetinin nesholunduğu asla doğru değildir.
Üstelik bu iki ayetin arasında hiçbir çelişki de sözkonusu değildir. Dolayısıyla da birini nasih diğerini de mensuh kabul etmek zorunda değiliz. Zira Şura suresindeki ayetin manası şudur: "Ben, buna karşı yakınlıkta sevgi dışında hiçbir ücret istemiyorum." Sebe suresindeki ayetin manası ise şudur: "Ben, risalet ücreti olarak dünya malından hiçbir şey istemiyorum. Şura suresinde risalet ücreti olarak sizden istediğim Ehl-i Beyt'imin sevgisi de sizin lehinize ve yararınızadır." (Aslında bu ayet o ayeti beyan eder bir konumdadır).
Zira Ehl-i Beyt, Allah'ın kâmil hüccetleridir; Allah'ın insanlara ihsan ettiği büyük nimetlerdir; onların vücudu yeryüzünde insanların emniyet içinde yaşamasına sebep olmaktadır. Bunlar İslam ümmetinin kurtuluş gemileridir. Bunlar Kur'an'ın dengidirler. O halde onları sevmek tüm Müslümanlar için gerekli ve zaruri bir şeydir. Zira bunun faydası da neticede bizzat insanların kendisine ulaşmaktadır.
Binaenaleyh, iyice dikkat edilecek ve iki ayet bir arada mütalaa edilecek olursa; ikinci ayetin birinci ayeti teyid eder bir mahiyette olduğu anlaşılır. Dolayısıyla da birini nâsih, diğerini de mensuh kabul etme zarureti ortadan kalkar.
Muhaliflerin görüşlerinden bazıları şöyle:
Bazıları dediler ki: "Ayetin manası şudur: De ki ben buna karşı salih ameller ile Allah'a yakın olmayı sevmenizden başka hiçbir ücret istemiyorum."
Bazıları da dediler ki: "Ayetin manası herkesin kendi akrabalarını sevmesidir."
Bu iki görüş de boş ve bâtıldır. Bu görüş sahipleri Allah'ın kullarını sapıtmaktan başka bir gaye taşımamaktadırlar. Kalplerde şüphe yaratmak için bu temelsiz görüşleri yaymaya çalışıyorlar.
Bu gösteriş ve boş çırpınmaların onca sarih nas ve apaçık delil karşısında hiçbir ilmi ve istidlali değeri yoktur.
Bazıları da demişlerdir ki: "Mezkur ayet neshedilmiştir. Bu mensuh ayetin nasihi ise Sebe suresinin, 'De ki: Sizden bir ücret istemişsem o sizin lehinizedir' (Sebe, 47) ayetidir."
Gerçekten de bu görüşlerin en zayıfı ve bâtıl sözlerin en şaşırtıcısı bu görüştür. Zira yakınları sevmek, başka bir anlam verilse bile İslam inancında kıyamete kadar devam edecek olan şeylerdendir. Dolayısıyla da meveddet ayetinin nesholunduğu asla doğru değildir.
Üstelik bu iki ayetin arasında hiçbir çelişki de sözkonusu değildir. Dolayısıyla da birini nasih diğerini de mensuh kabul etmek zorunda değiliz. Zira Şura suresindeki ayetin manası şudur: "Ben, buna karşı yakınlıkta sevgi dışında hiçbir ücret istemiyorum." Sebe suresindeki ayetin manası ise şudur: "Ben, risalet ücreti olarak dünya malından hiçbir şey istemiyorum. Şura suresinde risalet ücreti olarak sizden istediğim Ehl-i Beyt'imin sevgisi de sizin lehinize ve yararınızadır." (Aslında bu ayet o ayeti beyan eder bir konumdadır).
Zira Ehl-i Beyt, Allah'ın kâmil hüccetleridir; Allah'ın insanlara ihsan ettiği büyük nimetlerdir; onların vücudu yeryüzünde insanların emniyet içinde yaşamasına sebep olmaktadır. Bunlar İslam ümmetinin kurtuluş gemileridir. Bunlar Kur'an'ın dengidirler. O halde onları sevmek tüm Müslümanlar için gerekli ve zaruri bir şeydir. Zira bunun faydası da neticede bizzat insanların kendisine ulaşmaktadır.
Binaenaleyh, iyice dikkat edilecek ve iki ayet bir arada mütalaa edilecek olursa; ikinci ayetin birinci ayeti teyid eder bir mahiyette olduğu anlaşılır. Dolayısıyla da birini nâsih, diğerini de mensuh kabul etme zarureti ortadan kalkar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.