Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'Din Tahripçilerine Kur'an-ı Kerim'in Cevabı' eserinde İslam'a yapılan itirazlar hakkında şu bilgilere yer veriliyor:
"Ferdin şahsi çıkar veya menfaat endişesinden kaynaklanan itirazlar da söz konusudur. Bu tip insanlar iki kısımdır.
1- Maddi ve şahsi çıkarını düşünerek hakikatleri gizleyen, böylece yanlışa ve haksızlığa göz yuman araştırmacı.
2- Maddi menfaat, makam ve mevkii için yanlış fetva veren ve bununla da kalmayıp bâtılı savunan araştırmacı. Bunların en tehlikelisi sûret-i hak'tan görünerek güya gerçek İslâm'ı ortaya koymak adı altında- görüş beyan edip tahribat yapanlardır.
Cenâb-ı Hakk, İslâm'ı tahrif eden bu tipler için, "Allah'ın ayetlerini az bir paraya satanlar" (Bkz. Bakara: 41) hükmünü vermiştir. İlmiyle amil olmayan, hakikatleri gizleyip saptıranlar da (Benî İsrail âlimleri gibi) kitap yüklü merkeplere (Bkz. Cuına: 5) benzetilmişlerdir. Bu itirazların sebebi kişide bulunan kemâlat noksanlığı, bozuk itikad, fitne ve nifak içinde bulunmak gibi açık ve net karakter bozukluklarıdır.
Cehalet, ölçüsüzlük ve niyet bozukluğu sebebiyle yapılan itirazlar:
Bu tip itirazlar; kişilerin, kendi nakısaları sebebiyle başkalarının yanlışa düşmelerine neden olmaları veya bazı ifsatçılara alet olmalarıyla ortaya çıkmaktadır. Bu itirazları ana başlıklar halinde şöyle belirtebiliriz;
1- Hidayetten mahrumiyet, 2- Kemâlât noksanlığı, 3- Ölçüyü bilememek, 4- Hikmeti kavrayamamak, 5-Yanlış bilgilenmek veya bilgisizlik, 6- Sû-i niyet ve nifak, 7- İfsatçıların telkinlerine alet olup, yanlışa hizmet etmek. Bu maddelerin her biri ayrı ayrı ele alınıp incelenebilir ve örnekler çoğaltılabilir. Bunlar ileri ki konularda olaylar içerisinde ele alınıp incelenecektir.
İslam'a itirazların hadisler, mezhep ve meşrepler üzerinde yoğunlaşmasının sebepleri:
Tarih boyunca İslâm'a itirazlar genelde dolaylı olarak yapılmış ve bu itirazlar daha çok hadisler, mezhep ve meşrepler. Üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu yoğunlaşmanın başlıca sebepleri şunlardır:
1- Doğrudan İslâm'a itirazın tepki çekeceği ve taraftar toplayamayacağı açıktır. Bu yüzden itirazcılar direkt İslâm'a değil de onun müesseselerine sinsice saldırmayı tercih etmişlerdir. Doğrudan Kur'ân'a itiraz büyük tepki alacağından hadislere, hatta hadislerin metinlerine de değil; senetlerine (geliş tarzına) itiraz etmişlerdir. Ve bunu da sûret-i Hak'tan görünerek, dini koruma adı altında yapmışlardır.
İşte asıl tehlike ve sû-i niyet buradadır. Bu tarz itiraz, meselenin mahiyetini bilmeyen büyük bir kitleden kabul görebilir. Ve böylece itirazcılar maksatlarına daha kolay ulaşabilirler. Nitekim öyle de olmaktadır. Tarih boyunca bu yolla büyük entrikalar çevrilmiş ve cihana yön veren Osmanlı Devleti dahi bu şekilde parçalanmıştır. İtirazların hadislerle beraber mezhep ve meşrepler üzerinde yoğunlaşması da aynı mantığın ürünüdür."
(devam edecek…)
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020