logo
04 ARALIK 2023

İsrailli aktivist Miko Peled İsrail'in hedeflerini açıkladı

Dedesi İsrail'in Bağımsızlık Bildirgesi'nin 37 imzacısından biri olan ve babası ise Altı Gün Savaşı'nda generallik yapan İsrailli aktivist ve yazar Miko Peled, İsrail-Filistin Savaşı'nın bugün değil, 75 yıl önce, İsrail'in kuruluşuyla başladığına işaret ederek, "Bir hareket olarak siyonistler ve ardından bu hareketten doğan İsrail devleti, Filistin halkına karşı savaş ilan etti. Bu savaşta etnik temizlik gördük, soykırım politikaları gördük, ırkçı apartheid rejimini gördük" ifadesini kullandı

21.11.2023 11:56:00 / Güncelleme: 21.11.2023 12:12:31
AA
İsrailli aktivist Miko Peled İsrail'in hedeflerini açıkladı
İsrailli aktivist Miko Peled İsrail'in hedeflerini açıkladı

Dedesi İsrail'in Bağımsızlık Bildirgesi'nin 37 imzacısından biri olan ve babası ise Altı Gün Savaşı'nda generallik yapan Yahudi aktivist-yazar Miko Peled, AA muhabirine, Filistinliler için hak savunuculuğu yapan bir aktivist olma hikayesini anlatarak, 7 Ekim'den bu yana devam eden İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Peled, 1961'de Kudüs'te dünyaya geldiğini belirterek, "Tanınmış bir siyonist vatansever aileden geliyorum. Muhtemelen en tanınmış kişi olan babam bir generaldi. Matti Peled, 1948'de (Arap-İsrail Savaşı) subay, 1967'de (Altı Gün Savaşı) generaldi ki bunlar Filistin tarihinin ve İsrail'in kuruluşunun iki önemli ayağı. Oldukça vatansever, ülkemin, devletimin ve tabii ki siyonizmin büyük destekçisi olarak büyüdüm." ifadesini kullandı.

Hayatının erken dönemlerinde babasının fikirlerinden oldukça etkilendiğini dile getiren Peled, bir süre babası gibi orduda görev aldığını ancak daha sonra bundan pişmanlık duyup ayrıldığını kaydetti.

Peled, babasının Altı Gün Savaşı'nın güçlü destekçilerinden olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:

"Babam savaştan hemen sonra hala üniformalıyken şöyle dedi, 'Bakın şu anda fırsat peşinde değiliz, çünkü güçlüyüz sonsuza dek buradayız, varlığımız artık muallakta ya da tehlikede değil. Filistinlilerin, Filistin'in küçük bir bölümünde kendi küçük devletlerine sahip olmalarına izin vermeliyiz.' Ancak onun dışında kimse böyle düşünmüyordu. Savaş biter bitmez Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da devasa şehirler inşa etmeye başladılar. Kudüs'ü, Batı Şeria'yı ve Filistin devleti için uygulanabilir herhangi seçeneği ortadan kaldırdılar."

"Siyonizme göre Filistin diye bir yer yok"

Siyonizmin temel felsefesinde Filistin diye bir yer olmadığının altını çizen Peled, "Siyonizme göre, orası İsrail toprağı ve o topraklar orada yaşayan Filistinlilere değil, dünyadaki tüm Yahudilere ait. Eğer üstünlükçü bir ideolojiniz varsa, yani bir grubun diğerinden daha fazla hakka sahip olduğunu savunuyorsanız, o zaman şiddet kullanmanız gerekir. Apartheid rejimine sahip olmalısınız ki bu ırkçı ideoloji gerçekleşebilsin. İşte İsrail devleti budur." şeklinde konuştu.

Peled, İsrail-Filistin Savaşı'nın bugün değil, 75 yıl önce, İsrail'in kuruluşuyla başladığına işaret ederek, "Bir hareket olarak siyonistler ve ardından bu hareketten doğan İsrail devleti, Filistin halkına karşı savaş ilan etti. Bu savaşta etnik temizlik gördük, soykırım politikaları gördük, ırkçı apartheid rejimini gördük." ifadesini kullandı.

İsrail'i "terörist devlet" olarak tanımlayan Peled, Filistinlilerin yıllardır yaşadığı zulme şu sözlerle dikkati çekti:

"Filistinliler her gün teröre maruz kalıyor. Sokakta yürürken dövülüp dövülmeyeceğinizi, bıçaklanıp bıçaklanmayacağınızı ya da öldürülüp öldürülmeyeceğinizi, çocuklarınızın okula giderken güvende olup olmadığını, evinizin yıkılıp yıkılmayacağını, kardeşlerinizin İsrail ordusu ya da İsrail istihbaratı tarafından alınıp götürülmeyeceğini ya da kaçırılıp kaybolmayacağını bilmiyorsunuz."

"Bir tür kolonide, yüzeysel, yapay bir gerçeklikte yaşadığımı fark ettim"

Peled, siyonist ideolojiyle yetiştirilmesine rağmen İsrail'in varlığını nasıl sorgulamaya başladığına değinerek, "1997'de kız kardeşimin küçük kızı Kudüs'te bir intihar saldırısında öldürüldü. 13 yaşındaydı. Bu, insanı temelden sarsan bir trajediydi, bilirsiniz böyle bir olaydan sonra dünyaya aynı gözle bakamazsınız. Bu da beni, bana öğretilenlerin gerçekliğini, İsrail'in varlığını incelemeye itti." şeklinde konuştu.

Sorularına yanıt bulmak için Filistin'e yolculuğa çıktığını belirten Peled, şunları aktardı:

"Yolculuğa başladığımda fark ettim ki aslında ülkem olduğunu sandığım ülke, başkasının ülkesiydi. Bir tür kolonide, yüzeysel, yapay bir gerçeklikte yaşıyordum ki bu gerçek değildi. Gerçeğe dayanmıyordu. Yalanlar üzerine inşa edilen bir apartheid devletine dayanıyordu ki bu yalanlar, İsrail devletine, İsrail'in varlığına meşruluk kazandırdı."

"Baskıya uğrayan bir ulusu direndiği için kınamak, ikiyüzlülüğün zirvesidir"

Peled, İsrail'in Gazze'ye sivil ayrımı gözetmeksizin düzenlediği saldırıları oldukça agresif bulduğunun altını çizerek, "Bu olayla hiçbir ilgisi olmayan Filistinliler ağır bedel ödüyor. İsrail, küçük düşürüldü ve şimdi tüm intikamını ve öfkesini masum insanlardan ve saldırıyla hiçbir ilgisi olmayan sivillerden çıkarıyor." diye konuştu.

Batı medyasında İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin her yorumda Hamas'ı kınama dayatması yapıldığına işaret eden Peled, "Bu kadar uzun süredir baskı altında olan insanları direnmek için ortaya çıktıklarında kınamak saçma. Bu beklenen bir şeydi. Eğer direnişi ortadan kaldırmak istiyorsak, o zaman baskıyı ortadan kaldırmak zorundayız. Direniş her zaman baskıya karşı bir tepkidir. Filistinlilerin, 75 yılı aşkın süredir süregelen daha büyük şiddete karşı tepkisi çoğunlukla silahsız oldu." diye konuştu.

Peled, Hamas'ı kınamak için gösterilen çabanın, Gazze'deki sivil can kayıplarına dikkat çekmek için gösterilmediği görüşünü paylaşarak, şöyle devam etti:

"Kınanacak bir şey varsa o da apartheid rejimini kınamaktır. Filistinlilerin her gün maruz kaldığı şiddeti, vahşeti, biz konuşurken Batı Şeria'da binlerce Filistinlinin tutuklanıp öldürülmesini, İsrail'in Filistinli vatandaşlarına uyguladığı ırkçılığı kınamaktır. Gazze'deki hastanelerin bombalanmasına onay veren o dilekçeyi imzalayan İsrailli doktorların, Filistinli İsrail vatandaşlarının üniversitelerdeki yurtlardan atılmasını talep eden öğrencilerin ve daha nicelerinin. Bunların kınanması gerekiyor ancak baskıya uğrayan bir ulusu direndiği için kınamak, ikiyüzlülüğün zirvesidir ve hiçbir anlam ifade etmez."

"Bu, barışa ve adalete karşı bir savaş. İnsanlar bir seçim yapmak zorunda"

İsrail-Filistin çatışmasının nasıl seyredeceğinin belirsiz olduğunu kaydeden Peled, "Hiç şüphesiz açık olan şey şu ki, Filistinlileri yenemeyecekler. Buna ister Hamas, ister başka bir şey deyin. Nasıl adlandırdığınızın önemi yok. Filistinlilerin hangi harekete mensup olduğu önemli değil. Filistinliler yenilmeyecek." değerlendirmesinde bulundu.

Peled, uluslararası toplumdan gelecek her desteğin, Filistin'in özgürlüğü için son derece önemli olduğuna işaret ederek, "İsrail kötü olduğunu bildiğimiz her şeyi temsil ediyor. İsrail'i destekleme çağrısı yapmak daha fazla ölüm, daha fazla yıkım, daha fazla ırkçılık, daha fazla masum hayatın heba olması anlamına geliyor. Bu, barışa ve adalete karşı bir savaş. İnsanlar artık bir seçim yapmak zorunda." şeklinde konuştu.

Filistinlilerin ağır bedel ödemesine karşın tüm güçleriyle mücadeleye devam ettiklerine vurgu yapan Peled, sözlerini şöyle tamamladı:

"Umudum, 7 Ekim'de gerçekleştiğine inandığım bu büyük değişimin, Filistin meselesini, öncelikle uluslararası alanda daha fazla destek toplayarak, Filistinlilerin gerçekten hak ettiklerini talep etmelerine olanak sağlayacak şekilde ilerletmesidir. Sanırım Filistinliler her zaman çok az şey talep edip, çok az şey almaya alıştı ama bence artık Filistin'in tamamını talep etmenin zamanı geldi." 

İstanbul'da da hissedildi
Gemlik'te 5.1 büyüklüğünde deprem
Ölüm korkusu İsrail ordusunu titretiyor
2 bin asker psikolojik destek aldı
Dünyanın en büyük 100 savunma şirketi
Listede 4 Türk firması var
' İsrail ile krizden değil, Gazze'deki ölümlerden endişeliyiz'
Solcu başbakan dünyaya ders verdi
5.1'lik deprem sonrası Ahmet Ercan'dan açıklama
'Bu deprem öncüdür'
Otomotiv satışlarında 1 milyon barajı aşıldı
Tüm zamanların rekoru kırıldı
TÜİK enflasyonu yine ENAG'ın yarısı
Yıllık enflasyon kasımda yüzde 61.98 oldu
ENAG enflasyon verilerini açıkladı
Yıllık enflasyon yüzde 129,27
Akşener'e yaptığı teklifi açıkladı
'Kabul etmezlerse önümüze bakacağız'
4 kişi öldü, 9 kişi yaralandı
İsrail, hastane kapısında bekleyenleri vurdu
'Uluslararası hukuka saygı duyma zamanı geldi'
UCM Başsavcısı İsrail'i uyardı
İsrail ordusundan kara harekatı açıklaması
İşgal genişlemeye devam edecek
Naci Hoca'dan açık uyarı...
Konu deprem ve bağımsızlık
Cari açık verdiğimiz 281 ürün tespit edildi
'Bakanlık yüksek açıktan hoşnut değil'
Sel ve deprem vurdu
Kentin turizmi ağır darbe aldı
İstanbul'da da hissedildi
Gemlik'te 5.1 büyüklüğünde deprem
Ölüm korkusu İsrail ordusunu titretiyor
2 bin asker psikolojik destek aldı
Dünyanın en büyük 100 savunma şirketi
Listede 4 Türk firması var
' İsrail ile krizden değil, Gazze'deki ölümlerden endişeliyiz'
Solcu başbakan dünyaya ders verdi
5.1'lik deprem sonrası Ahmet Ercan'dan açıklama
'Bu deprem öncüdür'
Otomotiv satışlarında 1 milyon barajı aşıldı
Tüm zamanların rekoru kırıldı
TÜİK enflasyonu yine ENAG'ın yarısı
Yıllık enflasyon kasımda yüzde 61.98 oldu
ENAG enflasyon verilerini açıkladı
Yıllık enflasyon yüzde 129,27
Akşener'e yaptığı teklifi açıkladı
'Kabul etmezlerse önümüze bakacağız'
4 kişi öldü, 9 kişi yaralandı
İsrail, hastane kapısında bekleyenleri vurdu
'Uluslararası hukuka saygı duyma zamanı geldi'
UCM Başsavcısı İsrail'i uyardı
İsrail ordusundan kara harekatı açıklaması
İşgal genişlemeye devam edecek
Naci Hoca'dan açık uyarı...
Konu deprem ve bağımsızlık
Cari açık verdiğimiz 281 ürün tespit edildi
'Bakanlık yüksek açıktan hoşnut değil'
Sel ve deprem vurdu
Kentin turizmi ağır darbe aldı

Gemlik'teki 5.1'lik deprem sonrası Naci Görür ve. Ahmet Ercan'dan açıklama: Bu deprem öncüdür

Gemlik Körfezi'nde saat 10.42'de 5,1 büyüklüğünde, 3 dakika sonra da 4,5 büyüklüğünde bir deprem daha kaydedildi. Depremin ardından Prof. Dr Naci Görür ve Prof. Dr. Ahmet Ercan'dan bir açıklama geldi.
04.12.2023 12:12:00
Atakan Akbal
Gemlik'teki 5.1'lik deprem sonrası Naci Görür ve. Ahmet Ercan'dan açıklama: Bu deprem öncüdür
Gemlik'teki 5.1'lik deprem sonrası Naci Görür ve. Ahmet Ercan'dan açıklama: Bu deprem öncüdür
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'na (AFAD) göre Marmara Denizi - Gemlik Körfezi'nde 5.1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

AFAD depremin derinliğini 8.98 kilometre olarak ölçtü. Saat 10.42'de meydana gelen deprem Bursa, İstanbul ve Trakya başta olmak üzere çevre illerden hissedildi.

Kandilli Rasathanesi ise depremin merkez üssünü Bursa Mudanya olarak açıkladı. Rasathane depremin büyüklüğünü 4.9 olarak tespit etti.

Öte yandan aynı yerde saat 10.45'te 4,5 büyüklüğünde bir deprem daha kaydedildi.

Prof. Dr. Ahmet Ercan: Öncü ama İstanbul ile ilişkisiz

Paniğe neden olan depremin ardından Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'dan açıklama geldi.


X hesabından bir paylaşım yapan Ercan, "10,42'de Kuzey Anadolu kırığının güney kolu, Akyazı, İznik, Gemlik üzerinden gelip, Mudanya-Kumyaka'da 5,4 km odak derinliğinden M5,1'lik deprem oluşturdu. Güney kolun İmralı yakında oluşturması beklenen deprem M6,4'dür. Bu deprem öncüdür. Ancak kuzey kolla, İstanbul ile ilişkisizdir" dedi.

Naci Görür: Şu an bir sıkıntı görmüyorum

Prof. Dr. Naci Görür de X hesabından depreme dair bir paylaşım yaptı.

Görür paylaşımında, "Bu deprem belli ki çok insanı telaşlandırmış. Deprem muhtemelen Zeytinbağı Fayının Gemlik Körfezi içindeki kısmında. Bu fay KAF'ın güney kolunun bir parçası. Güney kol yavaş hareket eden ama stres biriktiren bir fay zonu. 1999 depremlerinde tahmin ediyorum stres kaybına uğradı. Biz şimdi depremi kuzey kolda bekliyoruz. Şu an bir sıkıntı görmüyorum ama Gemlik'te önlem alınarak bu yerleşim alanı deprem dirençli hale getirilmelidir.  Bu kentimizin yeri çok tehlikelidir ve doğrudan Gemlik fayının üzerindedir. " dedi.

Batman'da terör propagandası yapan 8 kişi gözaltına alındı

Batman'da izinsiz gösteri düzenleyen gruba yapılan müdahalede, terör propagandası yapan 8 kişi gözaltına alındı
04.12.2023 10:18:00
İhlas Haber Ajansı
Batman'da terör propagandası yapan 8 kişi gözaltına alındı
Batman'da terör propagandası yapan 8 kişi gözaltına alındı
Batman'da izinsiz gösteri düzenleyen gruba yapılan müdahalede, terör propagandası yapan 8 kişi gözaltına alındı.

Alınan bilgilere göre, dün akşam saatlerinde kent merkezinde Yılmaz Güney Parkı'nda bir araya gelen grup, izinsiz gösteri düzenledi. Polisin uyarısına rağmen slogan atarak bildiri dağıtan guruba müdahale edildi.

Polisin müdahalesi sırasında mukavemette bulunan ve aynı zamanda terör propagandası yapan 8 şüpheli gözaltına alındı.

Batman Emniyet Müdürlüğüne götürülen şüphelilerin işlemleri sürüyor.

KDK'dan ilginç tribün kararı

Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), gittiği maçta bulunduğu tribündeki bazı taraftarların çirkin ve kötü tezahüratı nedeniyle bir sonraki maça girişi yasaklanan kişinin başvurusu üzerine, Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) bu yönde tezahürat yapanların kameralarla tek tek belirlenmesi ve bu kişilere yaptırım uygulanması tavsiyesinde bulundu.
04.12.2023 00:20:00
AA
KDK'dan ilginç tribün kararı
KDK'dan ilginç tribün kararı

Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), gittiği maçta bulunduğu tribündeki bazı taraftarların çirkin ve kötü tezahüratı nedeniyle bir sonraki maça girişi yasaklanan kişinin başvurusu üzerine, Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) bu yönde tezahürat yapanların kameralarla tek tek belirlenmesi ve bu kişilere yaptırım uygulanması tavsiyesinde bulundu. KDK'nin kararına göre, bir taraftarın gittiği maçta, tribündeki bazı kişiler çirkin ve kötü tezahüratta bulundu. Bu nedenle tribünün ilgili blokunda bulunan bütün tarafların bir sonraki maça girişleri Pasolig uygulaması üzerinden yasaklandı.

Kendisinin çirkin ve kötü tezahürat yapmadığını, Pasolig uygulamasında maça girenlerin kimlik bilgilerinin bulunduğunu, çirkin ve kötü tezahürat yapanların tek tek stadyumda bulunan kameralarla belirlenerek ceza uygulanabileceğini savunan taraftar, KDK'ye şikayette bulundu.


KDK, çirkin ve kötü tezahürat yapanların kamera sistemleriyle tek tek belirlenerek ceza uygulanması yönünde TFF'ye tavsiye kararı verdi. Kararda çirkin ve kötü tezahüratta bulunanların tek tek belirlenebileceğine işaret edildi. AA

İşte gerçek beka sorunu: Bağımsızlığın yolu depreme dirençli kentlerden geçer

Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'da verdiği konferansta, depreme karşı en etkili çözümün 'depreme dirençli yerleşim alanları oluşturmak' olduğunu dile getirerek, "Türk milleti bunu yapmadığı sürece 21. asrı ekonomik ve siyasi açıdan bağımsız olarak atlatamayız" dedi.
04.12.2023 00:13:00 / Güncelleme: 04.12.2023 07:50:19
Haber Merkezi
 İşte gerçek beka sorunu:  Bağımsızlığın yolu depreme dirençli kentlerden geçer
 İşte gerçek beka sorunu:  Bağımsızlığın yolu depreme dirençli kentlerden geçer
Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul Rumeli Üniversitesi'nde "Deprem Gerçeği ve Yapılması Gerekenler" başlıklı konferans verdi. Prof. Dr. Görür deprem gerçeği ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

"Türkiye'nin her tarafı faylarla dolu. Bu fayların deprem yineleme periyodu dolduğu zaman deprem kaçınılmaz" olacaktır diyen Görür, şunları söyledi:

"Türkiye'nin hemen hemen her yerinde deprem olacak. Öyle dörtlük beşlik depremlerden bahsetmiyorum. 7 ve üzeri büyüklüğündeki afet niteliğinde depremler olacak. Dolayısıyla bu ülkede herhangi bir gece bir sabah kalktığınızda herhangi bir yerde büyük bir depremin olduğunu, binlerce evin yıkıldığını, insanımızın öldüğünü duyabilirseniz. Gerçek olan bu. Çözümü ise çok basit. Tek çözüm depreme dirençli yerleşim alanları oluşturarak, ülkemizdeki bütün yerleşim alanlarını depreme dirençli yapılmasını sağlayacağız. Bu mümkün değil gibi gözüküyor ama gayet mümkün. Örneklemek gerekirse, Kaliforniya, Japonya, Meksika hatta Brezilya, Arjantin, İtalya, Çin… Bütün buralarda depreme dirençli kentler oluşturulmuş, özellikle Endonezya'da. Bu ülkelerde, Türkiye'deki depremlerden daha büyük şiddetle depremler olduğu halde, özellikle Japonya'da, 35 kişi ya ölüyor ya ölmüyor. Günlük yaşam bile değişmiyor."


Marmara'da risk büyük

Marmara Bölgesi'nin deprem tehdidi altında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Naci Görür, şunları söyledi:

"Marmara Denizi'nin içinde İzmit Körfezi'nden başlayıp Tekirdağ'a giden bir fay zonu var. Bu zon dünyanın en tehlikeli ve en çok deprem üreten zonlarından biri. Uzunluğu 160 kilometre ve 3 parçadan meydana geliyor. Biri Adalar'ın güneyindeki Adalar Fayı, diğeri Kumburgaz Fayı, öbürü de Tekirdağ Fayı. Bizim denizaltı ile yaptığımız çalışmalar Tekirdağ Fayı'nın 1910 senesinde kırıldığını gösteriyor. Kalan iki fay da kilitli ve deprem üretebilecek durumda. Ne zaman üretir? Onu bilmiyoruz ama 1999 depreminden sonra diyelim ki 30 yıl içerisinde. Her an olmak kaydıyla Marmara'da depremin olma olasılığı 30 yıl içinde yüzde 64. Şimdiye kadar 24 senemiz geçti. Dolayısıyla bu iki fay depremi oluşturacak. Bu iki fay aynı anda kırılırsa depremin büyüklüğü 7.5'e kadar varabilecek."

Aslında 15 yılda her şey tamamlanabilir

Prof. Dr. Naci Görür, "Beklediğimiz Marmara depremi olursa, ne olur" sorusunu şöyle cevapladı:

"Tek kelime ile yıkım olur. Altyapı yapı stoku, çevre tamamen çok büyük yoğunlukla imha olur. Bakın bu 11 kentte deprem oldu ya 11 kentteki yıkımı düşünün. Ondan çok daha fazla olur. Güneydoğu'da aşağı yukarı 100 milyon ton moloz açığa çıktı. İstanbul'da bu birkaç 100 milyon ton olur. Anormal bir yıkım olur çünkü kent yoğunluğu nüfus yoğunluğu kadar. Burada inşaat yoğunluğu da fazla olduğundan can kaybımız çok fazla olabilir. Mesela İstanbul'da 97 bin binanın tamamen çökeceği IBB tarafından yapılan çalışmalarda ortaya koyuldu. Bu demek milyonlarca insanın can güvenliği olmayacak. Marmara böyle bir tehdit altında... Ve maalesef insanlar hala bunun farkında değil. Burada çok basit yapılması gerekenler. Sadece 6 tane madde var. Dünyadaki bütün kentler bu 6 bileşenden oluşur. Bunlarda nedir? Yönetim sistemi, halk, altyapı, yapı stoku, ekosistem, çevre ve ekonomi... Halk muhakkak eğitilmeli. Alt yapıyı iyileştirmek gerekir. Bunun için de mesela İstanbul'un Avrupa ve Asya yakasının içme suyu ve kanalizasyon şebekesinin deprem analizini yaptım. Deprem sırasında hangi boruda kaç kırık olacağını yetkililere ilettim. Yapılması gereken bu boruları değiştirmek ve daha esnek borular yerleştirmek. Oturduğumuz kentleri deprem dirençli yapmalıyız. İnanın mümkündür. Bir bakanlık kurulsa ve bu işe başlanırsa 15 sene içerisinde Türkiye deprem dirençli hale getirilebilir. Depreme bakarken siyaseti bırakın ama oy vereceğiniz insanlardan kentlerin deprem dirençli olmasını isteyin. Bunu Türk milleti yapmadığı sürece 21. asrı ekonomik ve siyasi açıdan bağımsız olarak atlatamayız." 
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2023

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.