İstanbul Erkek Lisesi'nde patlayan skandal
İstanbul Erkek Lisesi’nde 507 maddelik taciz listesi ve ardından gelen linç, köklü okulun elit imajını yerle bir etti. Skandal, Türkiye’nin eğitim sistemindeki cinsiyetçilik, denetimsizlik ve toksik erkeklik kültürünü acı bir şekilde gözler önüne serdi
11.12.2025 16:04:00
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Türkiye'nin köklü eğitim kurumlarından İstanbul Erkek Lisesi (İEL), son haftalarda akran zorbalığı, cinsel taciz ve şiddet iddialarıyla sarsıldı. 24 Kasım'da başlayan olaylar, okulun prestijli imajını zedeledi ve eğitim sistemindeki derin sorunları gün yüzüne çıkardı.
9. sınıf erkek öğrencilerinin kız öğrencilere yönelik hazırladığı 507 maddelik "taciz listesi", tecavüz tehditleri ve mahremiyet ihlalleriyle dolu bir belge olarak kamuoyuna sızdı. Bu liste, okulun karma yapısına rağmen erkek egemen bir kültürün nasıl zehirli bir zemine dönüştüğünü gözler önüne serdi.
Olay, sadece bireysel bir vaka değil, gençlerdeki cinsiyetçi normlar, denetimsiz yatılı ortamlar ve idari ihmallerin kesişim noktasında patlayan bir kriz.
Olayın detayları
Olayın kökeni, 9. sınıf öğrencilerinin okul içindeki bir sohbet grubunda kız öğrencilere dair aşağılayıcı, cinsel içerikli ve şiddet dolu ifadeler içeren 507 maddelik bir liste hazırlamasına dayanıyor.
Listede, kız öğrencilerin gizlice fotoğrafları arşivlenmiş, yatakhaneye izinsiz giriş girişimleri ve kamera odasına sızma iddiaları yer alıyor. Bu yazışmalar, bir grup üyesi tarafından kız öğrencilerin gruplarına iletilince skandal patlak verdi.
11. sınıf öğrencileri, "kız meselesi" olarak nitelendirilen bu duruma tepki göstererek yatakhaneye baskın düzenledi. Yedi 9. sınıf öğrencisi, okulun sinema salonuna zorla götürülerek darp edildi.
İddialara göre muşta ve bıçak gösterildi; bir öğrencinin kulak zarı patladı, diğerlerinin kafaları duvara sürtüldü. Darp sonrası saldırganlar, mağdurların cihazlarına el koyup onları bir kafeye götürdü. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), soruşturma başlatarak bazı öğrencilerin kaydını sildi ve nakillerine izin verdi.
Kurum ve toplum tepkileri
Skandal, okul içinde ve dışında büyük yankı uyandırdı. Kız öğrenciler, öğretmen ve veli desteğiyle eylem düzenleyerek "Tacizin her yerde takipçisiyiz!" manifestosu okudu. Bianet'e konuşan bir kız öğrenci, "Kurumda tacizi normalleştiren zihniyet oldukça huzur yok" dedi. Veliler, suç duyurusunda bulundu, bazıları çocuklarını başka illere nakletti.
Sosyal medyada #İstanbulErkekLisesiTaciz etiketiyle binlerce paylaşım yapıldı; kullanıcılar, okulun yüzde 1'lik dilimdeki elit yapısına rağmen "erkeklik" kültürünün nasıl toksikleştiğini eleştirdi. Mezunlar, eski Başbakan Yardımcısı Ahmet Davutoğlu gibi isimler, "Acı bir tablo" diye yorumladı. MEB, idari ihmalleri incelemeye aldı ancak eleştiriler, okul yönetiminin olayı "küçük anlaşmazlık" olarak küçümsemesine odaklandı.
Bu kriz, İEL'nin 148 yıllık tarihine kara leke sürdü. Prestijli bir kurumun böyle bir skandalla anılması, LGS şampiyonlarının bile "sapık zihniyet"le ilişkilendirilmesine yol açtı.
Uzun vadede, eğitimde cinsiyet eşitliği ve anti-zorbalık programlarının zorunlu hale gelmesi tartışılıyor. Okulun karma yapısı sorgulanıyor. Bazıları yatılı sistemin revize edilmesini, diğerleri ise erkek eğitiminin ayrıştırılmasını savunuyor. Ancak asıl sorun, sosyo-kültürel normlar: Tecavüz ve taciz söylemlerinin "ergenlik" diye geçiştirilmesi. MEB'in soruşturması şeffaf sonuçlanırsa, benzer okullarda önleyici adımlar atılabilir. Aksi takdirde, bu olay unutulur ve sistem aynı zehirli döngüye döner.
9. sınıf erkek öğrencilerinin kız öğrencilere yönelik hazırladığı 507 maddelik "taciz listesi", tecavüz tehditleri ve mahremiyet ihlalleriyle dolu bir belge olarak kamuoyuna sızdı. Bu liste, okulun karma yapısına rağmen erkek egemen bir kültürün nasıl zehirli bir zemine dönüştüğünü gözler önüne serdi.
Olay, sadece bireysel bir vaka değil, gençlerdeki cinsiyetçi normlar, denetimsiz yatılı ortamlar ve idari ihmallerin kesişim noktasında patlayan bir kriz.
Olayın detayları
Olayın kökeni, 9. sınıf öğrencilerinin okul içindeki bir sohbet grubunda kız öğrencilere dair aşağılayıcı, cinsel içerikli ve şiddet dolu ifadeler içeren 507 maddelik bir liste hazırlamasına dayanıyor.
Listede, kız öğrencilerin gizlice fotoğrafları arşivlenmiş, yatakhaneye izinsiz giriş girişimleri ve kamera odasına sızma iddiaları yer alıyor. Bu yazışmalar, bir grup üyesi tarafından kız öğrencilerin gruplarına iletilince skandal patlak verdi.
11. sınıf öğrencileri, "kız meselesi" olarak nitelendirilen bu duruma tepki göstererek yatakhaneye baskın düzenledi. Yedi 9. sınıf öğrencisi, okulun sinema salonuna zorla götürülerek darp edildi.
İddialara göre muşta ve bıçak gösterildi; bir öğrencinin kulak zarı patladı, diğerlerinin kafaları duvara sürtüldü. Darp sonrası saldırganlar, mağdurların cihazlarına el koyup onları bir kafeye götürdü. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), soruşturma başlatarak bazı öğrencilerin kaydını sildi ve nakillerine izin verdi.
Kurum ve toplum tepkileri
Skandal, okul içinde ve dışında büyük yankı uyandırdı. Kız öğrenciler, öğretmen ve veli desteğiyle eylem düzenleyerek "Tacizin her yerde takipçisiyiz!" manifestosu okudu. Bianet'e konuşan bir kız öğrenci, "Kurumda tacizi normalleştiren zihniyet oldukça huzur yok" dedi. Veliler, suç duyurusunda bulundu, bazıları çocuklarını başka illere nakletti.
Sosyal medyada #İstanbulErkekLisesiTaciz etiketiyle binlerce paylaşım yapıldı; kullanıcılar, okulun yüzde 1'lik dilimdeki elit yapısına rağmen "erkeklik" kültürünün nasıl toksikleştiğini eleştirdi. Mezunlar, eski Başbakan Yardımcısı Ahmet Davutoğlu gibi isimler, "Acı bir tablo" diye yorumladı. MEB, idari ihmalleri incelemeye aldı ancak eleştiriler, okul yönetiminin olayı "küçük anlaşmazlık" olarak küçümsemesine odaklandı.
Bu kriz, İEL'nin 148 yıllık tarihine kara leke sürdü. Prestijli bir kurumun böyle bir skandalla anılması, LGS şampiyonlarının bile "sapık zihniyet"le ilişkilendirilmesine yol açtı.
Uzun vadede, eğitimde cinsiyet eşitliği ve anti-zorbalık programlarının zorunlu hale gelmesi tartışılıyor. Okulun karma yapısı sorgulanıyor. Bazıları yatılı sistemin revize edilmesini, diğerleri ise erkek eğitiminin ayrıştırılmasını savunuyor. Ancak asıl sorun, sosyo-kültürel normlar: Tecavüz ve taciz söylemlerinin "ergenlik" diye geçiştirilmesi. MEB'in soruşturması şeffaf sonuçlanırsa, benzer okullarda önleyici adımlar atılabilir. Aksi takdirde, bu olay unutulur ve sistem aynı zehirli döngüye döner.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































