Hatırlarsınız, ülkemizde ilk Covid-19 vakası 11 Mart 2020 günü duyuruldu ve yapılan ilk iş okulların kapatılması oldu. O günden sonra hibrit, kısmen vs. isimlerle zaman zaman açılmalar olsa da dünyada en uzun süre uzaktan eğitim yapan ülkeler arasında ilk sıralardayız. Yani bir buçuk eğitim öğretim döneminin büyük çoğunluğu uzaktan eğitimle geçti.
Özellikle kamu kurumlarında bazı dolapların üzerinde, "yangında ilk önce kurtarılacaktır" ifadesi yazılıdır. Herhangi bir yangın durumunda orada ne olursa olsun öncelikle o ifadenin olduğu dolap kurtarılmalı ve güvenli yere alınmalıdır. Çünkü içindeki belgeler çok kıymetlidir.
Teşbihte hata olmasın ama, biz geride kalan sürede "Eğitim" meselesinin üzerinde böyle ifade bulunmadığına şahit olduk. Turizm başta olmak üzere bir çok konuya öncelikli yaklaşılırken, eğitim konusu feda edildi.
Aslında a, b, c… vb. birçok plan yapıldığı söylendi. Ama simülasyonla yapıldığı söylenen planlar gerçeklerle örtüşmedi.
Neleri kaybettik? Çocuklarımız bu süreçten nasıl etkilendi? Eğitimde sorunlar daha da derinleşti mi? Sonuçlarını hep birlikte göreceğiz!
Milli Eğitim'de karar vericilerin durumunu "kararsızlık en kötü karardan daha kötüdür" sözü gayet güzel açıklıyor.
İlk günden itibaren o kadar kararsızlık gördük ki bunlar, sayısı 18 milyonun üzerinde olan ilköğretim ve lise düzeyi öğrencilerinin üzerinde kapanması zor yaralar açtı.
11 Mart'ta okullar kapatıldıktan kısa bir süre sonra Sayın Bakandan gelen, devamsızlıktan kalanlar dahil bütün öğrencilerin sınıf geçtiği açıklamalarından, uzaktan eğitimde Eba TV'yi izleyen öğrencilerin (bunu tespit etmek nasıl mümkün olacaksa!) derse devam etti kabul edilmesine kadar vahim bir çok durum var.
Geçen yıl bir ileri, bir geri değişen sınav tarihleri, sınavlara dahil olan bazı konuların son anda çıkarılmasının yol açtığı adaletsizlikten, aynı şartlarda eğitim alma imkanı sağlanamayan öğrencilerin, YKS ve LGS gibi geleceklerini belirleyen sınavlara mahkum edilmelerine kadar konuşulması ve çözüm bulunması gereken çok mesele var.
Yukarıda da yazdığım gibi geçen yıl devamsızlıktan kalan öğrencilerin de sınıf geçtiği kabul edildi. İşte size ibretlik örnekler!
- Önceki gün bir okulda idareci olan arkadaşımla konuşuyoruz. Bir öğrenciye ulaşıp sınav yapmaya çalıştıklarını söyledi. Neden? diye sordum. "Geçen yıl 9. sınıfta devamsızlıktan kalmıştı, fakat bakanlık bütün öğrenciler geçti açıklaması yapınca öğrenci 10. sınıf oldu ama haberi yok. Bu yıl da hiç devam etmedi ama yine bütün öğrenciler sorumlu da olsa sınıf geçti yazısı geldi. Bu öğrencinin de en azından bir dönem notu olmalı mecburen ulaşmaya çalışıyoruz. Ama irtibat kuramıyoruz."
- Bir ilginç durum daha! Sınıf öğretmeni bir arkadaşım anlatıyor.
10. sınıfta okuyan bir öğrencisi ile MEB'in son kararı gereği sınava girip girmeme hususu ile ilgili irtibat kuruyor. Yanlış anlaşılmasın, öğrenci sınava girmese de sınıfını sorumlu olarak geçti. Ama isterse sınava girerek not yükseltme imkanı var.
Bu öğrenci, "Hocam ben sınavlara girmesem ve sınıfta kalsam. Çünkü hiçbir eğitim görmedim, seneye çalışır, öğrenir derslerimi geçerim. Benim için daha iyi olur" diyor.
Sıkı durun! Arkadaşımın cevabı ne biliyor musunuz? Hayır sınıfta kalamazsın, sınıfını geçtin. Çünkü Milli Eğitim'in yazısı var!!!
İster gülün, ister düşünün… Karar sizin!
- Atatürk olmasaydı! / 22.09.2023
- Dikkat! Konu Anayasa / 15.09.2023
- Sohbet ‘spaces’ odası izlenimleri / 08.09.2023
- Hatırlıyor musunuz? / 01.09.2023
- Haydar Baş olmak / 14.04.2023
- Kitap, ama hangi kitap? / 15.01.2022
- Bırakın gençler konuşsun… / 08.01.2022
- Gözlerdeki ışıltı / 01.01.2022
- Eserinizle gurur duyabiliyor musunuz? / 29.11.2021