"Ülkede istikrar sürsün" sloganları ile çeşitli senaryolar uygulanarak iktidara gelen AKP hükümeti hedefini gerçekleştirdi. Ancak ülkede istikrarın olmadığını üzülerek müşahede ediyoruz. Her ne pahasına olursa olsun tekrar iktidara gelmek isteyip bunu başaran AKP'nin, ülkede akan kanın, kargaşanın, huzursuzluğun, yokluk ve açlığın önüne geçmekten fersah fersah uzak olduğunu gözlemlemekteyiz. Her gün farklı bir terör saldırısı olmakta, güneydoğu adeta savaş alanına dönmüş bulunmaktadır. Acaba bu kargaşanın nedeni başkanlık sistemine geçilmesi ve dolayısı ile yeni anayasanı yapılması ihtimali olabilir mi?
En son 13 Mart'ta Ankara Kızılay'da meydana gelen saldırı bizleri derinden üzmüştür. Ölü ve yaralıların sayısının belli olmadığı zaman diliminde yazımızı yazdığımızdan, rakam ve sayı veremeyeceğiz. Duamız ölü ve yaralımızın daha da artmaması yönündedir. Ancak aynı saatlerde ABD büyükelçiliğinin kendi vatandaşlarını uyardığı haberleri saldırıların kaynağı hakkında ipucu vermektedir diye düşünüyorum.
Aslında halkımızı defaatle uyaran Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in, "zifiri karanlığa gidiyoruz" diye uyarları haklılığını bir kez daha göstermiştir. Burada aynı gemide olduğumuzu düşünürsek suçlu aramak kabilinde hem teröristler, hem teröre destek verenler, hem de ülkenin başına basiretsiz yöneticiler seçen halkımızın suçlu olduğunu söyleyebiliriz.
Buradan samimi bir Müslüman Türk evladı olarak milletimizi bir kez daha uyarmak istiyorum. Milli meselelerde çözümü olan bir kadroyu görmezden gelmenin cezasını ülke olarak çektiğimizi en azından görmelerini temenni ediyorum. Ülkedeki Ehl-i Beyt seven ve bu yolda giden samimi Müslümanların önünü her fırsatta kesmek isteyen dahili ve harici bedbahtlarla birlikte olmak onlarla birlikte haşrolmak demektir. Bu konuda milletimizi uyarmayı bir borç biliyorum.
Bu ihanetin en vahimlerinden birisi de TV ekranlarında cübbesi ve sarığını din zanneden ve yüz kızartıcı suçtan kodeste yatan ve oradan çıkmak için salya sümük yalvaran hoca kılıklıların ihanetlerine karşı da milletimizi uyarıyorum. Ehl-i Beyt düşmanı bu insanlardan uzak kalmak, Havz-ı Kevser'in başında Ehl-i Beyt ile birlikte olmak demektir. Tercih milletimizindir.
En son 13 Mart'ta Ankara Kızılay'da meydana gelen saldırı bizleri derinden üzmüştür. Ölü ve yaralıların sayısının belli olmadığı zaman diliminde yazımızı yazdığımızdan, rakam ve sayı veremeyeceğiz. Duamız ölü ve yaralımızın daha da artmaması yönündedir. Ancak aynı saatlerde ABD büyükelçiliğinin kendi vatandaşlarını uyardığı haberleri saldırıların kaynağı hakkında ipucu vermektedir diye düşünüyorum.
Aslında halkımızı defaatle uyaran Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in, "zifiri karanlığa gidiyoruz" diye uyarları haklılığını bir kez daha göstermiştir. Burada aynı gemide olduğumuzu düşünürsek suçlu aramak kabilinde hem teröristler, hem teröre destek verenler, hem de ülkenin başına basiretsiz yöneticiler seçen halkımızın suçlu olduğunu söyleyebiliriz.
Buradan samimi bir Müslüman Türk evladı olarak milletimizi bir kez daha uyarmak istiyorum. Milli meselelerde çözümü olan bir kadroyu görmezden gelmenin cezasını ülke olarak çektiğimizi en azından görmelerini temenni ediyorum. Ülkedeki Ehl-i Beyt seven ve bu yolda giden samimi Müslümanların önünü her fırsatta kesmek isteyen dahili ve harici bedbahtlarla birlikte olmak onlarla birlikte haşrolmak demektir. Bu konuda milletimizi uyarmayı bir borç biliyorum.
Bu ihanetin en vahimlerinden birisi de TV ekranlarında cübbesi ve sarığını din zanneden ve yüz kızartıcı suçtan kodeste yatan ve oradan çıkmak için salya sümük yalvaran hoca kılıklıların ihanetlerine karşı da milletimizi uyarıyorum. Ehl-i Beyt düşmanı bu insanlardan uzak kalmak, Havz-ı Kevser'in başında Ehl-i Beyt ile birlikte olmak demektir. Tercih milletimizindir.
H. İbrahim TALAY / diğer yazıları
- Kısır politika ve milli siyaset / 31.05.2020
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018