İthal madene servet akıyor
Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, dünyadaki 90 çeşit madenin 77’sinin Türkiye’de bulunduğuna dikkat çekerek, "Kömür, demir cevheri, altın, bakır gibi birçok maden ve metal ithalatı için her yıl yaklaşık 25 milyar dolar harcıyoruz. Öz kaynaklarımız ise hala toprağın altında!" dedi
22.11.2019 11:58:00
RECEP BAHAR/ÖZEL HABER
Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMIB) tarafından düzenlenen Hayatımız Maden Çalıştayı'nın üçüncüsü, haftasonu İzmir'de 'Sürdürülebilir Madencilik' temasıyla gerçekleştirildi.
Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı, EMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya'nın yanı sıra sektörün 15 sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri ve maden sektörü profesyonellerinin katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayda madencilik sektörünün gündemindeki konular masaya yatırıldı.
Türkiye yurtdışında maden sahası aldı!
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı, etkinlikteki konuşmasında, madenlerin insan ve toplum hayatının önemli bir parçası olduğuna işaret ederek, "Madenler, toplumların refahı ve ekonomik kalkınması için şarttır ve gelişmiş ülkelerin bugün geldiği noktada büyük rol oynamıştır. Yaşamı fonksiyonel hale getiren araç ve gereçlerin tümüne yakını madenciliğin sonucudur. Ülkemizde çok çeşitli madenler var ancak karmaşık jeolojik yapımız maden armayı zorlaştırıyor. Dünyada yer altı kaynakları sıralamasında 132 ülke arasında üretim değerimizle 28., maden çeşitliliği bakımından da 10. sırada yer alıyoruz" dedi. Madenciliğin hem finansman hem de faaliyet alanı olarak riskli olduğunu kaydeden Kalaycı, şunları söyledi: "Madenlerimizin katma değerli ürünlere dönüştürülmesi en öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak yurtdışında maden sahaları satın aldık. Genel Müdürümüz Özbekistan'da şu günlerde ön inceleme yapıyor. Başka ülkelerde de maden sahası satın aldık. Maden Kanunu siz değerli madencilerimize yetmemektedir. Hedefimiz yeni Maden Kanunu yapmaktır. Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) yoğun arama faaliyetine devam edecektir. Yeterli sondaj yaptığımızda önemli maden yatakları keşfedeceğimize inanmaktayız."
Mermerimiz ucuza gidiyor
Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay ise madenciliğin sanayiye ve ticarete katkısının ortada olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: "Biz de bakanlık olarak madencilik sektörüne çok önem veriyoruz. Türkiye olarak madencilikte 4.7 milyar dolara ulaşan bir ihracatımız var. Bunun 1.9 milyar doları ise mermerden geliyor. Dünyada toplam mermer ihracatı 16-17 milyar doları buluyor. Dünyada toplam mermer rezervi 15 milyar metreküp. Bunun yüzde 33'ü yani 5.1 milyar metreküpü Türkiye'de bulunuyor. Mermerde dünya ticaretinde payımız yüzde 11, fakat miktarda ise yüzde 20... Bu durum ham mermeri Çin'e satmamızdan kaynaklanıyor. Ham mermerin tonu 182 dolar iken, işlenmiş mermerinki 382 dolar. Bu da aslında katma değerli ürün satışında daha yol almamız gerektiğini gösteriyor. Öte yandan sektör bakanlığımızın desteklerinden yararlanmıyor. Bu arada doğal taşta 106 milyon dolarlık ithalat yapıyoruz. Net ihracatçı olduğumuz bir sektör."
Doğru madencilik şart
EMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya da konuşmasında sektör için el ele çalıştıklarını dile getirerek, madenciliğin modern hayatın can damarlarından biri olduğunu vurguladı. Kaya, şunları söyledi: "Maden denildiğinde akla öncelikle sanayi gelse de aslında Hayatımız Maden! Bugün evimizde kullandığımız telefondan su içtiğimiz bardağa, elimizden düşürmediğimiz tabletlerden uçaklara kadar hayatımızın vazgeçilmezi olan birçok ürün farklı madenler içeriyor. Modern sağlık hizmetleri, bankacılık sistemleri, ulaşım, ısınma, gıda gibi birçok sektör maden sektörüyle yaşıyor. Hal böyleyken hem doğru madencilik yapmamız hem de bunu kamuoyuna doğru anlatmamız gerekiyor" dedi.
Türkiye maden zengini
Türkiye'nin en önemli öz kaynaklarından biri olan madenlerin yeryüzüne çıkarılıp, yerinde işlenerek ekonomiye kazandırılması gerektiğini anlatan Kaya, dünyadaki 90 çeşit madenin 77'sinin Türkiye'de bulunduğuna dikkat çekti. "4-5 yıl içinde madenleriyle gurur duyulan bir ülke olmayı hedefliyoruz. Dünya metal maden rezervlerinin yüzde 0.4'ü, endüstriyel ham madde rezervlerinin yüzde 2.5'i, kömür rezervlerinin yüzde 1'i ve jeotermal potansiyelinin yüzde 0.8'ine sahibiz" diyen Kaya, artık hammadde üretip satmak yerine dünya pazarına katma değerli ürünler sunulmasının şart olduğunun altını çizdi.
İthalat almış başını gitmiş!
Madencilikte dışa bağımlılığa da dikkat çeken EMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, şunları söyledi: "Ülke olarak toplam ithalatımızın yaklaşık yüzde 75'ini enerji, hammadde ve ara mal kalemleri oluşturuyor. İhtiyacımız olan enerji kaynaklarını ve metalleri dışarıdan satın almak için çok büyük bedel ödüyoruz. İthal kömür, demir cevheri, altın, bakır, kurşun, çinko ve birçok maden ve metal için her yıl yaklaşık 25 milyar dolar harcıyoruz. Öz kaynaklarımız ise hala toprağın altında yatıyor! Bu yeraltı kaynaklarının çıkarılıp ekonomiye kazandırılmasının milli bir görev olduğuna inanıyor, madenlerimizi işleterek milletimizin yararına sunmak istiyoruz."
Türk madenciliği kan kaybediyor
Madencilik sektörünün 2019 yılının ilk çeyreğinde yüzde 9.2 küçüldüğünü ifade eden Kaya, "82 milyonun ev sahibi olduğu madenlerin kiracıları olarak, inadına üretim, inadına ihracat sloganıyla hareket ediyoruz. 2019 yılının Ocak-Ekim döneminde Türkiye'ye 3.6 milyar dolar döviz kazandırdık. Madencilik sektörü 15 milyar dolar ihracat rakamına ulaşacak potansiyele sahip. Bu potansiyeli ortaya çıkarmak için konunun tüm taraflarını Hayatımız Maden Çalıştayı'nda buluşturduk ve yol haritamızı belirledik. Madencilik sahalarında devletin ilgili kurumlarınca verilen izinler dahilinde ve yine bu kurumların gözetim ve denetimi altında çalışan birçok maden işletmesi bulunuyor. Ülkemizin maden ihtiyacını karşılayabilmek, dışa bağımlılığı azaltabilmek için sürdürülebilir bir maden üretimini gerçekleştirmek zorundayız. Bunun için çevre ile dost, insan sağlığını üretiminin merkezine oturtan ve sürdürülebilir bir üretim zincirini iyi yöneterek amacımıza ulaşabiliriz" diye konuştu.
Ağacı madenciler değil bakanlık kesiyor
Hayatımız Maden Çalıştayı'nda madencilikte yaşanan algı bozukluğu dahil çeşitli sorunlar masaya yatırıldı. Konuşmacılar özetle şunları söyledi:
• Madencinin ağaç kesme yetkisi yok. Ağacı Tarım ve Orman Bakanlığı keser ve alanı madenciye teslim eder. Türkiye'deki ormanlık alanların binde ikisinde madencilik yapılıyor. Bir de maden olduğu yerde işlenir, başka yere nakledilmez.
• Madenci işe başlamadan önce alabildiği kadar alanın ruhsatını alıyor zira ruhsat alma süreci uzun sürüyor. Bu nedenle ruhsatı alınan alanların çoğunda madencilik yapılamıyor.
• İtalya'da ve Yunanistan'da mermerde (doğaltaş) yabancı firma yok, İspanya'da bir iki küçük şirkette Çinli firma var. Türkiye'de ise mermerin yüzde 5'ini Çinliler işletiyor.
• Çin hiç bir ülkeden mamul madde almıyor; mermeri biz vermezsek İran'dan alıyor. ABD ise mamul ürün alıyor.
• Madencilikte de enerji, işçilik, su maliyeti yüksek. Dağlarda debelenen bizleri devletin düşünmesi gerekiyor.
• Türkiye'nin doğru madenciliğe ve sanayiciliğe ihtiyacı var. Türkiye'de mermerde inanılmaz renk çeşitliliği var ancak trendleri İtalya belirliyor. Gençler bunu değiştirmezse fason üretici olarak kalırız.
• Kamuoyu algısının yanı sıra illerdeki bürokratların madenciliğe bakışını olumluya çevirmeye çalışıyoruz. Aldığımız izinler hukuki çevrede gerçekleşiyor. Gelecek nesillere daha çok orman alanı bırakmak için çalışıyoruz. Bunun yanı sıra ağır sanayi için gerekli hammaddeye temin etmek için çabalıyoruz.
Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMIB) tarafından düzenlenen Hayatımız Maden Çalıştayı'nın üçüncüsü, haftasonu İzmir'de 'Sürdürülebilir Madencilik' temasıyla gerçekleştirildi.
Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı, EMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya'nın yanı sıra sektörün 15 sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri ve maden sektörü profesyonellerinin katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayda madencilik sektörünün gündemindeki konular masaya yatırıldı.
Türkiye yurtdışında maden sahası aldı!
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı, etkinlikteki konuşmasında, madenlerin insan ve toplum hayatının önemli bir parçası olduğuna işaret ederek, "Madenler, toplumların refahı ve ekonomik kalkınması için şarttır ve gelişmiş ülkelerin bugün geldiği noktada büyük rol oynamıştır. Yaşamı fonksiyonel hale getiren araç ve gereçlerin tümüne yakını madenciliğin sonucudur. Ülkemizde çok çeşitli madenler var ancak karmaşık jeolojik yapımız maden armayı zorlaştırıyor. Dünyada yer altı kaynakları sıralamasında 132 ülke arasında üretim değerimizle 28., maden çeşitliliği bakımından da 10. sırada yer alıyoruz" dedi. Madenciliğin hem finansman hem de faaliyet alanı olarak riskli olduğunu kaydeden Kalaycı, şunları söyledi: "Madenlerimizin katma değerli ürünlere dönüştürülmesi en öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak yurtdışında maden sahaları satın aldık. Genel Müdürümüz Özbekistan'da şu günlerde ön inceleme yapıyor. Başka ülkelerde de maden sahası satın aldık. Maden Kanunu siz değerli madencilerimize yetmemektedir. Hedefimiz yeni Maden Kanunu yapmaktır. Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) yoğun arama faaliyetine devam edecektir. Yeterli sondaj yaptığımızda önemli maden yatakları keşfedeceğimize inanmaktayız."
Mermerimiz ucuza gidiyor
Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay ise madenciliğin sanayiye ve ticarete katkısının ortada olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: "Biz de bakanlık olarak madencilik sektörüne çok önem veriyoruz. Türkiye olarak madencilikte 4.7 milyar dolara ulaşan bir ihracatımız var. Bunun 1.9 milyar doları ise mermerden geliyor. Dünyada toplam mermer ihracatı 16-17 milyar doları buluyor. Dünyada toplam mermer rezervi 15 milyar metreküp. Bunun yüzde 33'ü yani 5.1 milyar metreküpü Türkiye'de bulunuyor. Mermerde dünya ticaretinde payımız yüzde 11, fakat miktarda ise yüzde 20... Bu durum ham mermeri Çin'e satmamızdan kaynaklanıyor. Ham mermerin tonu 182 dolar iken, işlenmiş mermerinki 382 dolar. Bu da aslında katma değerli ürün satışında daha yol almamız gerektiğini gösteriyor. Öte yandan sektör bakanlığımızın desteklerinden yararlanmıyor. Bu arada doğal taşta 106 milyon dolarlık ithalat yapıyoruz. Net ihracatçı olduğumuz bir sektör."
Doğru madencilik şart
EMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya da konuşmasında sektör için el ele çalıştıklarını dile getirerek, madenciliğin modern hayatın can damarlarından biri olduğunu vurguladı. Kaya, şunları söyledi: "Maden denildiğinde akla öncelikle sanayi gelse de aslında Hayatımız Maden! Bugün evimizde kullandığımız telefondan su içtiğimiz bardağa, elimizden düşürmediğimiz tabletlerden uçaklara kadar hayatımızın vazgeçilmezi olan birçok ürün farklı madenler içeriyor. Modern sağlık hizmetleri, bankacılık sistemleri, ulaşım, ısınma, gıda gibi birçok sektör maden sektörüyle yaşıyor. Hal böyleyken hem doğru madencilik yapmamız hem de bunu kamuoyuna doğru anlatmamız gerekiyor" dedi.
Türkiye maden zengini
Türkiye'nin en önemli öz kaynaklarından biri olan madenlerin yeryüzüne çıkarılıp, yerinde işlenerek ekonomiye kazandırılması gerektiğini anlatan Kaya, dünyadaki 90 çeşit madenin 77'sinin Türkiye'de bulunduğuna dikkat çekti. "4-5 yıl içinde madenleriyle gurur duyulan bir ülke olmayı hedefliyoruz. Dünya metal maden rezervlerinin yüzde 0.4'ü, endüstriyel ham madde rezervlerinin yüzde 2.5'i, kömür rezervlerinin yüzde 1'i ve jeotermal potansiyelinin yüzde 0.8'ine sahibiz" diyen Kaya, artık hammadde üretip satmak yerine dünya pazarına katma değerli ürünler sunulmasının şart olduğunun altını çizdi.
İthalat almış başını gitmiş!
Madencilikte dışa bağımlılığa da dikkat çeken EMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, şunları söyledi: "Ülke olarak toplam ithalatımızın yaklaşık yüzde 75'ini enerji, hammadde ve ara mal kalemleri oluşturuyor. İhtiyacımız olan enerji kaynaklarını ve metalleri dışarıdan satın almak için çok büyük bedel ödüyoruz. İthal kömür, demir cevheri, altın, bakır, kurşun, çinko ve birçok maden ve metal için her yıl yaklaşık 25 milyar dolar harcıyoruz. Öz kaynaklarımız ise hala toprağın altında yatıyor! Bu yeraltı kaynaklarının çıkarılıp ekonomiye kazandırılmasının milli bir görev olduğuna inanıyor, madenlerimizi işleterek milletimizin yararına sunmak istiyoruz."
Türk madenciliği kan kaybediyor
Madencilik sektörünün 2019 yılının ilk çeyreğinde yüzde 9.2 küçüldüğünü ifade eden Kaya, "82 milyonun ev sahibi olduğu madenlerin kiracıları olarak, inadına üretim, inadına ihracat sloganıyla hareket ediyoruz. 2019 yılının Ocak-Ekim döneminde Türkiye'ye 3.6 milyar dolar döviz kazandırdık. Madencilik sektörü 15 milyar dolar ihracat rakamına ulaşacak potansiyele sahip. Bu potansiyeli ortaya çıkarmak için konunun tüm taraflarını Hayatımız Maden Çalıştayı'nda buluşturduk ve yol haritamızı belirledik. Madencilik sahalarında devletin ilgili kurumlarınca verilen izinler dahilinde ve yine bu kurumların gözetim ve denetimi altında çalışan birçok maden işletmesi bulunuyor. Ülkemizin maden ihtiyacını karşılayabilmek, dışa bağımlılığı azaltabilmek için sürdürülebilir bir maden üretimini gerçekleştirmek zorundayız. Bunun için çevre ile dost, insan sağlığını üretiminin merkezine oturtan ve sürdürülebilir bir üretim zincirini iyi yöneterek amacımıza ulaşabiliriz" diye konuştu.
Ağacı madenciler değil bakanlık kesiyor
Hayatımız Maden Çalıştayı'nda madencilikte yaşanan algı bozukluğu dahil çeşitli sorunlar masaya yatırıldı. Konuşmacılar özetle şunları söyledi:
• Madencinin ağaç kesme yetkisi yok. Ağacı Tarım ve Orman Bakanlığı keser ve alanı madenciye teslim eder. Türkiye'deki ormanlık alanların binde ikisinde madencilik yapılıyor. Bir de maden olduğu yerde işlenir, başka yere nakledilmez.
• Madenci işe başlamadan önce alabildiği kadar alanın ruhsatını alıyor zira ruhsat alma süreci uzun sürüyor. Bu nedenle ruhsatı alınan alanların çoğunda madencilik yapılamıyor.
• İtalya'da ve Yunanistan'da mermerde (doğaltaş) yabancı firma yok, İspanya'da bir iki küçük şirkette Çinli firma var. Türkiye'de ise mermerin yüzde 5'ini Çinliler işletiyor.
• Çin hiç bir ülkeden mamul madde almıyor; mermeri biz vermezsek İran'dan alıyor. ABD ise mamul ürün alıyor.
• Madencilikte de enerji, işçilik, su maliyeti yüksek. Dağlarda debelenen bizleri devletin düşünmesi gerekiyor.
• Türkiye'nin doğru madenciliğe ve sanayiciliğe ihtiyacı var. Türkiye'de mermerde inanılmaz renk çeşitliliği var ancak trendleri İtalya belirliyor. Gençler bunu değiştirmezse fason üretici olarak kalırız.
• Kamuoyu algısının yanı sıra illerdeki bürokratların madenciliğe bakışını olumluya çevirmeye çalışıyoruz. Aldığımız izinler hukuki çevrede gerçekleşiyor. Gelecek nesillere daha çok orman alanı bırakmak için çalışıyoruz. Bunun yanı sıra ağır sanayi için gerekli hammaddeye temin etmek için çabalıyoruz.