İyilik yapan kendine yapar
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İyilik ve kötülük, insanlar için tayin edilen iki halifedir. Kötülük insanlara şöyle der: 'Kötülük ediniz, kötülük ediniz.' İyilik ise insanlara şöyle der: 'İyilik ediniz, iyilik ediniz.' Her grup mecburen kendi halifesine itaat etmek zorundadır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyilik etmek, ebedi bir stoktur."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İnsanlara iyilik, en çok yetişen ekin ve en üstün hazinedir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyilik, iki hazineden en üstünüdür."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "En üstün hazine, hür insanlara ısmarlanan iyilik ve iyilerin öğrendiği ilimdir."
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü sizden olan müminler, ateşe doğru götürülen birinin yanından geçer. O şahıs, mümin olan kimseye şöyle der: 'Ey falan kimse, bana yardımcı ol! Ben sana dünyada iyilik ettim.' O mümin meleğe şöyle der: 'Onu bırak.' Sonra Allah, meleğe şöyle emreder: 'Müminin sözünü yerine getir.' Böylece melek o şahsı serbest bırakır."
İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyilik sahipleri, iyiliğe ihtiyacı olanlardan daha çok, iyilik etmeye muhtaçtırlar. Zira mükafat, övünç ve güzel ünlerini ona borçludurlar. O halde, insan yaptığı her iyiliği önce kendisine yapmaktadır. O halde kendisine yaptığı iyilik sebebiyle başkalarından teşekkür beklememelidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyilikten ayrılmayın, çünkü iyilik ahiret için ne güzel bir azıktır."
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Cennete giren ilk kimse, iyilik edendir."
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz, Aziz ve Celil olan Allah, ihsan ve iyilik etmeye, yaratıklarından bazı kimseleri tayin etmiş, onlara iyiliği sevdirmiş ve ihsanı talep edenleri, ihsan talebinde onlara yöneltmiştir. Yağmuru, ekinsiz kurak topraklar için temin ettiği gibi iyilik etmeyi, onlara kolaylaştırmış ve temin etmiştir."
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dünyanın iyilik sahipleri, ahirette de iyilik ehlidirler. Dünyanın kötülük sahipleri ise, ahirette de kötülük sahipleridirler."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Dünyanın iyilik sahipleri, ahirette de iyilik sahipleri olacaktırlar."
Kendisine, "Ey Allah'ın Resûlü! Bu nasıl olacaktır?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Onlar Allah'ın fazlı ve ihsanıyla bağışlanır, dolayısıyla (dünyada yaptıkları) iyiliklerini insanlara verirler. Bu vesileyle de insanlar cennete girer. Böylece dünya ve ahirette iyilik sahibi olurlar." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).