Ortalığın fitne ve fesada dönüştüğünden; ar, haya, edeb, ahlak, saygı, sevgi, şefkat, adalet ve merhametin kalmadığından şikayetçi olmayan yok gibidir.
Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın yarattığı ve her dem devran ettirdiği âlemde, insanlık Hakk'a-hakikate sırt dönmüş, Yaratanı unutmuş, bildiği gibi yaşıyor.
En büyük günahlar artık aleni ve pervasızca işleniyor.
Vahim olan ise, Ümmet-i Muhammed'de, ahirete imanın pörsümesi, hesap şuurunun kaybolmasıdır.
Bu yüzden büyük-küçük denmeden günahlar rahatlıkla işlenilir olmuştur.
Hak ve hakikate can kulağını verenler azdan az kalmıştır.
Geçmiş peygamberlerin toplumları, herhangi bir günah işlediklerinde, Yüce Allah onları, taşa veya hayvanlara dönüştürür, helak ederdi. Kur'an-ı Kerim bu kurala "mesh" der (Yasin 36/67; ayrıca bkz; Bakara 2/65, Mâide 5/60, A'râf 7/166.)
Tefsirlerde Mesh kavramı "insanın yaratılışını değiştirmek, taşa veya hayvana dönüştürmek" olarak açıklanır (İbn Kesir, Beyrut-1988, 3/ 575; Şevkani, Fethu'l-Kadir, 4/ 378).
Alimler, sureten (bedensel) mesh ve sîreten (ahlaken-ruhen) mesh olmak üzere iki türlü meshten (dönüştürme) söz eder. (el-İsfahani, el-Müfredat, msh mad.)
Allah ve Resulu, bu hususta somut örnekler zikreder. (
Yüce Allah, İsrailoğulları'ndan Cumartesi günü avlanma yasağını çiğneyen bir grubun maymuna ve domuza dönüştürüldüğü haber verir (Bakara 2/65-66; A'raf Suresi, 7/ 163-166; Maide, 5/60).
Hz. Peygamber'in hadislerinde ise onların fare, keler, kertenkele ve daha başka canlılara dönüştürüldüğünden de söz edilir (Buhari, Bedu'l-Halk, 15, Müslim, Sayd 48, 50, Zühd 62).
Kur'an-ı Kerim, helak olmuş milletlerin ahval ve kıssalarıyla doludur.
Geçmiş kavimlerin maymun ve domuz gibi hayvanlara dönüştürüldüğü büyük günahlar, bugün Ümmet-i Muhammed arasında yaygınlaşmıştır.
Ancak Hz. Peygamber'in, Miraç'ta Yüce Allah'tan talebi ve ümmetine olan duası sebebiyle suret değişmesi yaşanmamaktadır.
İşlenen büyük günahlar yüzünden Ümmet-i Muhammed'in sureti değişmemektedir. Görüntü (suret), insan görüntüsüdür; lakin siret (iç âlem, iç tabiat), hayvandan da beter olmaktadır. Adeta manevi bir "mesh/hayvana dönüşüm" yaşanmaktadır.
Hz. Peygamber, ahir zamanda Ümmet-i Muhammed'in de günah işleyenlerinin kimisinin maymun ve domuza çevrileceğini beyan eder (Buhari, Eşribe 6; İbn Mâce, Fiten 29; Askalani, Fethu'l-Bari, 11/175-181).
Hatta Hz. Peygamber, ahir zamanda türeyeceğini haber verdiği, dini kullanarak dünyalık elde etmek isteyen kimselerin "kuzu postuna bürünmüş kurtlar" olacaklarını açıklar. Resulullah, ümmetindeki söz konusu sireten meshi "onların kalpleri kurtlarınkinden daha vahşidir" diye beyan buyurur (Tirmizi, Zühd, H.No: 2515; Hakim, Müstedrek, 3/386).
Yüce Allah da, Hakka ve hakikate sırt dönüp insanî değerlerini kaybetmiş kimseleri, hayvanlara benzetir (A'raf Suresi, 7/176-179; Furkan Suresi, 24/44; Cum'a Suresi, 62/5).
Geçmiş toplumların işlediklerinde sureten mesh edilerek helak olduğu ve Hz. Peygamber'in de "ümmeti için helak edici büyük günahlar" diye haber verdiği bazı yanlışlar şunlardır:
Şirk, sihir, Allah'ın haram kıldığı bir kişiyi haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, (Müslümanların canlarını-mallarını korumak üzere yapılan) savaştan kaçmak, iffetli mü'mine kadınlara iftira etmek? (Buhari, Vesaya 23, Hudud 43).
Hz. Peygamber, bu helak edici günahlar arasında "ana-babaya asi olmayı ve yalan konuşmayı" da zikretmiştir. Hatta "yalan, yalan söz, yalan konuşmak" diye o kadar çok tekrar etmiş ki, sahabe, keşke bu kadar yorulmasa diye içinden geçirmiştir (Buhârî, Şehadat 10; Müslim, İman 143).
Bu ve benzeri büyük günahlar İslam âleminde çığ gibi yaşanmaktadır. Kalplerden Allah sevgisi ve korkusu adeta çekilmiştir. İslamcılar oldu kapitalist nemacı, mücahitler oldu zinacı, cemaatler oldu Amerikan tetikçisi ve Vatikan diyalogcusu?
Geçmiş toplumların helak olduğu bu günahlardan ve cezalarından Ümmet-i Muhammed muaf kılınmamıştır. Hz. Peygamberin haber verdiği, sireten mesh yaşanmaktadır; nice Müslümanların kalpleri kurt kalbi olmuştur, huy ve iç tabiatlar hayvana dönüşmüştür.
Bugün Müslümanların, hakkı ve hakikati haykıranları duymaması, Müslümanın Müslümanı katledecek derecede vahşileşmesi de bu iç tabiattaki mesh sebebiyledir.
Hz. Peygamber, bu iç helaktan kurtuluşun ve sireten mesh cezasıyla helak olmamanın yolunu; tam bir vicdan ve iman muhasebesi ile tövbe ve istiğfara yapışmak, hakka dönüş yapmak olarak beyan buyurur ve "Onlar tevbe-istiğfarda bulundukları müddetçe, Allah onlara azab etmeyecektir" ayetini okur (Tirmizî, Tefsir, Enfal (3082).
Mirac kandili, fert ve toplum olarak hepimize böyle bir kurtuluş ve iç tabiatımızı erdemli insan etme fırsatı vermektedir. Miracımız kutlu olsun?
Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın yarattığı ve her dem devran ettirdiği âlemde, insanlık Hakk'a-hakikate sırt dönmüş, Yaratanı unutmuş, bildiği gibi yaşıyor.
En büyük günahlar artık aleni ve pervasızca işleniyor.
Vahim olan ise, Ümmet-i Muhammed'de, ahirete imanın pörsümesi, hesap şuurunun kaybolmasıdır.
Bu yüzden büyük-küçük denmeden günahlar rahatlıkla işlenilir olmuştur.
Hak ve hakikate can kulağını verenler azdan az kalmıştır.
Geçmiş peygamberlerin toplumları, herhangi bir günah işlediklerinde, Yüce Allah onları, taşa veya hayvanlara dönüştürür, helak ederdi. Kur'an-ı Kerim bu kurala "mesh" der (Yasin 36/67; ayrıca bkz; Bakara 2/65, Mâide 5/60, A'râf 7/166.)
Tefsirlerde Mesh kavramı "insanın yaratılışını değiştirmek, taşa veya hayvana dönüştürmek" olarak açıklanır (İbn Kesir, Beyrut-1988, 3/ 575; Şevkani, Fethu'l-Kadir, 4/ 378).
Alimler, sureten (bedensel) mesh ve sîreten (ahlaken-ruhen) mesh olmak üzere iki türlü meshten (dönüştürme) söz eder. (el-İsfahani, el-Müfredat, msh mad.)
Allah ve Resulu, bu hususta somut örnekler zikreder. (
Yüce Allah, İsrailoğulları'ndan Cumartesi günü avlanma yasağını çiğneyen bir grubun maymuna ve domuza dönüştürüldüğü haber verir (Bakara 2/65-66; A'raf Suresi, 7/ 163-166; Maide, 5/60).
Hz. Peygamber'in hadislerinde ise onların fare, keler, kertenkele ve daha başka canlılara dönüştürüldüğünden de söz edilir (Buhari, Bedu'l-Halk, 15, Müslim, Sayd 48, 50, Zühd 62).
Kur'an-ı Kerim, helak olmuş milletlerin ahval ve kıssalarıyla doludur.
Geçmiş kavimlerin maymun ve domuz gibi hayvanlara dönüştürüldüğü büyük günahlar, bugün Ümmet-i Muhammed arasında yaygınlaşmıştır.
Ancak Hz. Peygamber'in, Miraç'ta Yüce Allah'tan talebi ve ümmetine olan duası sebebiyle suret değişmesi yaşanmamaktadır.
İşlenen büyük günahlar yüzünden Ümmet-i Muhammed'in sureti değişmemektedir. Görüntü (suret), insan görüntüsüdür; lakin siret (iç âlem, iç tabiat), hayvandan da beter olmaktadır. Adeta manevi bir "mesh/hayvana dönüşüm" yaşanmaktadır.
Hz. Peygamber, ahir zamanda Ümmet-i Muhammed'in de günah işleyenlerinin kimisinin maymun ve domuza çevrileceğini beyan eder (Buhari, Eşribe 6; İbn Mâce, Fiten 29; Askalani, Fethu'l-Bari, 11/175-181).
Hatta Hz. Peygamber, ahir zamanda türeyeceğini haber verdiği, dini kullanarak dünyalık elde etmek isteyen kimselerin "kuzu postuna bürünmüş kurtlar" olacaklarını açıklar. Resulullah, ümmetindeki söz konusu sireten meshi "onların kalpleri kurtlarınkinden daha vahşidir" diye beyan buyurur (Tirmizi, Zühd, H.No: 2515; Hakim, Müstedrek, 3/386).
Yüce Allah da, Hakka ve hakikate sırt dönüp insanî değerlerini kaybetmiş kimseleri, hayvanlara benzetir (A'raf Suresi, 7/176-179; Furkan Suresi, 24/44; Cum'a Suresi, 62/5).
Geçmiş toplumların işlediklerinde sureten mesh edilerek helak olduğu ve Hz. Peygamber'in de "ümmeti için helak edici büyük günahlar" diye haber verdiği bazı yanlışlar şunlardır:
Şirk, sihir, Allah'ın haram kıldığı bir kişiyi haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, (Müslümanların canlarını-mallarını korumak üzere yapılan) savaştan kaçmak, iffetli mü'mine kadınlara iftira etmek? (Buhari, Vesaya 23, Hudud 43).
Hz. Peygamber, bu helak edici günahlar arasında "ana-babaya asi olmayı ve yalan konuşmayı" da zikretmiştir. Hatta "yalan, yalan söz, yalan konuşmak" diye o kadar çok tekrar etmiş ki, sahabe, keşke bu kadar yorulmasa diye içinden geçirmiştir (Buhârî, Şehadat 10; Müslim, İman 143).
Bu ve benzeri büyük günahlar İslam âleminde çığ gibi yaşanmaktadır. Kalplerden Allah sevgisi ve korkusu adeta çekilmiştir. İslamcılar oldu kapitalist nemacı, mücahitler oldu zinacı, cemaatler oldu Amerikan tetikçisi ve Vatikan diyalogcusu?
Geçmiş toplumların helak olduğu bu günahlardan ve cezalarından Ümmet-i Muhammed muaf kılınmamıştır. Hz. Peygamberin haber verdiği, sireten mesh yaşanmaktadır; nice Müslümanların kalpleri kurt kalbi olmuştur, huy ve iç tabiatlar hayvana dönüşmüştür.
Bugün Müslümanların, hakkı ve hakikati haykıranları duymaması, Müslümanın Müslümanı katledecek derecede vahşileşmesi de bu iç tabiattaki mesh sebebiyledir.
Hz. Peygamber, bu iç helaktan kurtuluşun ve sireten mesh cezasıyla helak olmamanın yolunu; tam bir vicdan ve iman muhasebesi ile tövbe ve istiğfara yapışmak, hakka dönüş yapmak olarak beyan buyurur ve "Onlar tevbe-istiğfarda bulundukları müddetçe, Allah onlara azab etmeyecektir" ayetini okur (Tirmizî, Tefsir, Enfal (3082).
Mirac kandili, fert ve toplum olarak hepimize böyle bir kurtuluş ve iç tabiatımızı erdemli insan etme fırsatı vermektedir. Miracımız kutlu olsun?
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019