Kanser görülme sıklığı artıyor
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meltem Nalça Andrieu, dünyada kanser görülme sıklığının giderek artığını belirterek, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde tüm dünyada kanserin ölüm sebepleri arasında birinci sırada yer alacağını söyledi
13.04.2020 22:00:00





Dünyada son 5 yıllık dönemde kanser teşhisi konulan yaklaşık 43,8 milyon kişi yaşıyor.
DSÖ'ye bağlı Uluslararası Dünya Kanser Araştırmaları Ajansı'nın (IARC) küresel kanser yüküne ilişkin açıklanan raporunda, dünyadaki kanser vak'alarına bu yıl tahmini 18,1 milyon yenisinin ekleneceği ve 9,6 milyon insanın da kanserden yaşamının yitireceği bilgisine yer verildi.
IARC'in 185 ülkeden elde ettiği verilerden hazırlanan raporda, her 5 erkekten biri ve her 6 kadından birinin yaşamı boyunca kansere yakalanacağı kaydedildi. Küresel çapta her 8 erkekten biri ve her 11 kadından birinin, bu yıl kanserden öleceği uyarısında bulunulan raporda, dünyada şu an son 5 yıllık dönemde kanser teşhisi konulan yaklaşık 43,8 milyon kişinin yaşadığı belirtildi.
Kanserlerin oluşumunu engelleyici tedbirler
Prof. Dr. Meltem Nalça Andrieu, kendi kliniklerinde kadınlarda en sık meme kanserini, erkeklerde ise akciğer ve prostat kanserini gördüklerini ifade ederek, özellikle meme ve prostat kanserlerinin yaşlı nüfusun artmasıyla orantılı olarak arttığını, ancak her ikisinde de erken tanı ve modern tedavi teknikleri ile çok başarılı sonuçlar alınabildiğini belirtti.
Kanser tedavisinde asıl sorunun çok belirgin olmayan bulgular nedeniyle geç tanı konan akciğer, mesane ve mide kanseri gibi kanserlerde ortaya çıktığını; bu tip kanserlere neden olan faktörleri önleyerek kanser oluşmadan önüne geçmenin gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Andrieu, kanserleri önlemek için alınabilecek tedbirleri şu şekilde sıraladı:
"Tüm kanserlerin yaklaşık üçte birinin ve sık görülen akciğer kanserinin yüzde 90-95'inin nedeni aktif veya pasif sigara içiciliğidir. Sigara kullanımı ayrıca vücutta oluşan 15 farklı tipte kanserin de başlıca nedenlerindendir. Alkol tüketiminin de gırtlak, yutak, yemek borusu, mide, karaciğer, pankreas ve meme gibi çeşitli organ kanserlerinin gelişmesinde rol oynadığı bilinmektedir. Sigara ve alkolün kullanılmaması bu tür kanserlerin gelişimini önleyecek en önemli faktördür.
Sucuk, sosis, salam gibi işlenmiş etler; hazır gıdalar içerisindeki kanser yapıcı katkı maddeleri; aşırı tuz tüketimi; tütsülenmiş veya mangalda yanarak pişirilmiş gıdaların aşırı tüketilmesi mide kanserlerini arttırmaktadır. Doğal, işlenmemiş gıdalar ile haşlama, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.
Erken tanı büyük önem taşıyor
"Tüm bu önlemleri içeren sağlıklı bir yaşam tarzına rağmen kanser bazen kaçınılmaz olabilir. İşte bu noktada erken tanı büyük önem kazanır. Kanserde erken tanı, kanserin bulunduğu doku içindeyken tespit edilmesidir. Bu evrede hastalık henüz etrafındaki dokulara yayılmamıştır. Bu evrede tanı konulup tedavi edilen hastaların kanserden tamamen kurtulma şansı çok daha yüksektir" diyen Prof. Dr. Andrieu, kanserde erken tanı konulması amacıyla meme, serviks (rahim ağzı) ve kolon-rektum (bağırsak) kanserlerine yönelik tarama hizmetleri ve kontrol programlarının düzenli şekilde yapılmasının önemini vurguladı.
Artık günümüzde kanser tedavisinin her hasta için ayrı ayrı değerlendirilerek kişiye ve hedefe yönelik tedaviler tasarlandığını ifade eden Meltem Nalça Andrieu, "Erken evre kanserler artık neredeyse tamamen tedavi edilebilir bir hastalık olarak tanımlanmaktadır" dedi. İHA
DSÖ'ye bağlı Uluslararası Dünya Kanser Araştırmaları Ajansı'nın (IARC) küresel kanser yüküne ilişkin açıklanan raporunda, dünyadaki kanser vak'alarına bu yıl tahmini 18,1 milyon yenisinin ekleneceği ve 9,6 milyon insanın da kanserden yaşamının yitireceği bilgisine yer verildi.
IARC'in 185 ülkeden elde ettiği verilerden hazırlanan raporda, her 5 erkekten biri ve her 6 kadından birinin yaşamı boyunca kansere yakalanacağı kaydedildi. Küresel çapta her 8 erkekten biri ve her 11 kadından birinin, bu yıl kanserden öleceği uyarısında bulunulan raporda, dünyada şu an son 5 yıllık dönemde kanser teşhisi konulan yaklaşık 43,8 milyon kişinin yaşadığı belirtildi.
Kanserlerin oluşumunu engelleyici tedbirler
Prof. Dr. Meltem Nalça Andrieu, kendi kliniklerinde kadınlarda en sık meme kanserini, erkeklerde ise akciğer ve prostat kanserini gördüklerini ifade ederek, özellikle meme ve prostat kanserlerinin yaşlı nüfusun artmasıyla orantılı olarak arttığını, ancak her ikisinde de erken tanı ve modern tedavi teknikleri ile çok başarılı sonuçlar alınabildiğini belirtti.
Kanser tedavisinde asıl sorunun çok belirgin olmayan bulgular nedeniyle geç tanı konan akciğer, mesane ve mide kanseri gibi kanserlerde ortaya çıktığını; bu tip kanserlere neden olan faktörleri önleyerek kanser oluşmadan önüne geçmenin gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Andrieu, kanserleri önlemek için alınabilecek tedbirleri şu şekilde sıraladı:
"Tüm kanserlerin yaklaşık üçte birinin ve sık görülen akciğer kanserinin yüzde 90-95'inin nedeni aktif veya pasif sigara içiciliğidir. Sigara kullanımı ayrıca vücutta oluşan 15 farklı tipte kanserin de başlıca nedenlerindendir. Alkol tüketiminin de gırtlak, yutak, yemek borusu, mide, karaciğer, pankreas ve meme gibi çeşitli organ kanserlerinin gelişmesinde rol oynadığı bilinmektedir. Sigara ve alkolün kullanılmaması bu tür kanserlerin gelişimini önleyecek en önemli faktördür.
Sucuk, sosis, salam gibi işlenmiş etler; hazır gıdalar içerisindeki kanser yapıcı katkı maddeleri; aşırı tuz tüketimi; tütsülenmiş veya mangalda yanarak pişirilmiş gıdaların aşırı tüketilmesi mide kanserlerini arttırmaktadır. Doğal, işlenmemiş gıdalar ile haşlama, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.
Erken tanı büyük önem taşıyor
"Tüm bu önlemleri içeren sağlıklı bir yaşam tarzına rağmen kanser bazen kaçınılmaz olabilir. İşte bu noktada erken tanı büyük önem kazanır. Kanserde erken tanı, kanserin bulunduğu doku içindeyken tespit edilmesidir. Bu evrede hastalık henüz etrafındaki dokulara yayılmamıştır. Bu evrede tanı konulup tedavi edilen hastaların kanserden tamamen kurtulma şansı çok daha yüksektir" diyen Prof. Dr. Andrieu, kanserde erken tanı konulması amacıyla meme, serviks (rahim ağzı) ve kolon-rektum (bağırsak) kanserlerine yönelik tarama hizmetleri ve kontrol programlarının düzenli şekilde yapılmasının önemini vurguladı.
Artık günümüzde kanser tedavisinin her hasta için ayrı ayrı değerlendirilerek kişiye ve hedefe yönelik tedaviler tasarlandığını ifade eden Meltem Nalça Andrieu, "Erken evre kanserler artık neredeyse tamamen tedavi edilebilir bir hastalık olarak tanımlanmaktadır" dedi. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.