logo
19 NİSAN 2024

Kanser tedavisinde ‘fitoterapi’

Hücrelerin DNA hasarları sonucu kontrolsüz çoğalmasıyla birlikte kanser, insanların hayatına girmiş olur. En yaygın ölüm nedeni olan ve yılda yaklaşık 10 milyon insanın ölümüne neden olan kansere yakalanmamızı engelleyecek faktörler ve tedavi yöntemleri de bulunuyor. Dr. Şenol Şensoy kanserle ilgili merak edilenleri siz Yeni Mesaj okurları için anlattı  

26.11.2020 13:30:00
Kanser tedavisinde ‘fitoterapi’
Kanser tedavisinde ‘fitoterapi’
YENİ MESAJ

Dünya sağlık örgütü (DSÖ) verilerine göre kanser küresel olarak ikinci önde gelen ölüm nedenidir ve 2018'de tahmini 9,6 milyon ölümden sorumlu. Küresel olarak, yaklaşık 6 ölümden 1'i, ülkemizde ise her 5 ölümden biri kanser hastalıklarından kaynaklanıyor.

Fitoterapi uzmanı Dr. Şenol Şensoy kanser ve fitoterapi konusunda merak edilen konulara açıklık getirdi. "Akciğer, prostat, kolorektal, mide ve karaciğer kanseri erkeklerde en sık görülen; meme, kolorektal, akciğer, servikal ve tiroid kanseri kadınlar arasında en yaygın kanser türleridir" diyen Şensoy, kanserden ölümlerin yaklaşık üçte birinin başlıca 5 değiştirilebilir alışkanlıktan kaynaklandığını belirtti:

- Yüksek vücut kitle indeksi (şişmanlık),

- Düşük meyve ve sebze alımı,

- Fiziksel aktivite eksikliği,

- Tütün kullanımı,

- Alkol kullanımı.

"Tütün kullanımı kanser için en önemli risk faktörüdür ve kanser ölümlerinin yaklaşık %22'sinden sorumludur" diyen Dr. Şensoy, "Kanserin tanımlayıcı bir özelliği, olağan sınırlarının ötesinde büyüyen ve daha sonra komşu bölgeleri istila edebilen ve diğer organlara yayılabilen anormal hücrelerin hızlı bir şekilde çoğalmasıdır, son işlem metastaz olarak adlandırılır. Metastazlar, kanserden kaynaklanan önemli bir ölüm nedenidir" ifadelerini kullandı.



Kansere ne sebep olur?

Dr. Şensoy, kansere sebep olan faktörler hakkında şunları söyledi:

"Bir kişinin genetik faktörleri ile aşağıdakiler dahil olmak üzere 3 dış etken kategorisi arasındaki etkileşimin sonucudur.

Ultraviyole ve iyonlaştırıcı radyasyon gibi fiziksel kanserojenler;

Asbest, tütün dumanı bileşenleri, aflatoksin (bir gıda kirleticisi) ve arsenik (bir içme suyu kirleticisi) gibi kimyasal kanserojenler,

Belirli virüsler, bakteriler veya parazitlerden kaynaklanan enfeksiyonlar gibi biyolojik karsinojenler.

Yaşlanma, kanser gelişimi için bir başka temel faktördür. Kişi yaşlandıkça hücresel onarım mekanizmalarının daha az etkili olmasından kaynaklanmaktadır.

Bazı kronik enfeksiyonlar kanser için risk faktörleridir. Düşük ve orta gelirli ülkelerde büyük önem taşır. 2012 yılında teşhis edilen kanserlerin yaklaşık %15'i, Helicobacter pylori, Human papillomavirüs (HPV), Hepatit B virüsü, Hepatit C virüsü ve Epstein-Barr virüsü dahil olmak üzere kanserojen enfeksiyonlara atfedilmiştir."



Kanserin iyileşme şansı yüksek

Şensoy, kanserin önlenmesiyle ilgili olarak da şu ifadeleri kullandı: "Şu anda kanserlerin %30-50'si risk faktörlerinden kaçınarak ve mevcut kanıta dayalı önleme stratejileri uygulanarak önlenebilir. Kanserin erken teşhisi ve kanser geliştiren hastaların yönetimi ile kanser yükü de azaltılabilir. Erken teşhis edilir ve uygun şekilde tedavi edilirse birçok kanserin iyileşme şansı yüksektir."

Tedavi

"Yeterli ve etkili tedavi için doğru bir kanser teşhisi şarttır çünkü her kanser türü, cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi gibi bir veya daha fazla yöntemi kapsayan özel bir tedavi rejimi gerektirir" diyen Şensoy, "Tedavi ve palyatif bakımın hedeflerinin belirlenmesi önemli bir ilk adımdır ve sağlık hizmetleri entegre ve insan merkezli olmalıdır. Birincil amaç genellikle kanseri iyileştirmek veya yaşamı önemli ölçüde uzatmaktır. Hastanın yaşam kalitesini artırmak da önemli bir hedeftir. Bu, destekleyici veya palyatif bakım ve psikososyal destek ile sağlanabilir" şeklinde konuştu.

Palyatif bakım

Dr. Şensoy şunları da ilave etti: Gelişmiş kanser hastalarının %90'ından fazlasında, palyatif bakım yoluyla fiziksel, psikososyal ve ruhsal sorunlardan kurtulma sağlanabilir. 4. evre bir kanser hastasının dikkat çekici ifadeleri; "Ömrüm bir yerde bitecek elbette ancak bunun kanserden dolayı olmayacağını hissettim ve savaştım. Kimse umudunu yitirmesin, savaşsın."

Fitoterapi

"Kanserin tedavisinde fitoterapi gibi tamamlayıcı tedavilerden de faydalanmak her geçen gün önemini artırmaktadır" diyen Şensoy sözlerini şöyle sürdürdü: "Hastanın doğru beslenmesi ve tıbbi bitkiler ile mevcut tıbbi tedavisine destek vermek tedavideki başarı şansını oldukça yükseltecektir. İnsanoğlu tıbbi bitkiler hakkında binlerce yıllık kadim bir bilgi ve birikime sahiptir. Özellikle son 25 yıl içinde tıbbi bitkiler üzerinde sayısız araştırmalar yapılmış ve tıbbi bitkilerin DNA hasarının önlenmesinden yani daha başlangıçta kanserin oluşmasını engelleyici etkilerinden, uzak metastazların engellemesine kadar kanserin hemen her aşamasında etkilerinin olduğunu gösteren binlerce makale yayınlanmıştır.

Tıbbi bitkiler üzerine yapılan çalışmalarda;

Antitümör etkiler selektif(seçici) bir özellik göstermekte, yani kanser hücreleri üzerine sitotoksik etki gösterirken normal doku hücrelerine zarar vermemektedir.

Kemoterapi ve radyoterapinin etkinliğini artırmakta, yan etkilerini azaltmakta ve kanser hücrelerinin direnç geliştirmesini engellemektedir.

Kanser hücreleri tarafından oluşturulan angiogenez(damarlanma) engellenip, tümörün büyümesi ve metastazı önlenmektedir.

Kemoterapi ve radyoterapiye direnç gösteren kanser kök hücreline karşı sitotoksik etki göstermekte, onları apopitoz dediğimiz programlanmış hücre intiharına sürüklemektedir.

Bağışıklık sisteminden gizlenmek için değişik mekanizmalar kullanan kanser hücrelerini, bu mekanizmaları kırarak açığa çıkarıp, bağışıklık hücrelerimizin antikanser etkilerini işlevsel hale getirmektedir.

Tıbbi bitkilerin hemen tamamının güçlü antioksidan ve serbest radikalleri temizleyici etkileri, başta kanser olmak üzere bütün hastalıkların tedavisinde bize katkı sağlamaktadır.

Kanser hücreleri içinden çıktıkları bünyeye isyan etmiş, onu çok iyi tanıyan, zafiyetlerini bilen, ona göre taktikler geliştirip içerden ve dışardan aldığı desteklerle bünyeyi yok etmeye çalışan terörist askerler gibi çalışır. Tıbbi bitkiler ise sayısız şifalı özellikleri bünyesinde barındıran, kanser hücresinin bütün savaş taktiklerine karşı her türlü donanıma sahip gönüllü askerler gibi hareket etmektedir.

Hasta ağızdan beslenebildiği sürece, hastalığın her aşamasında tıbbi bitkilerden faydalanabiliriz. Fitoterapötik ürünler hem bir beslenme desteği, hem bağışıklığı güçlendirici özel gıdalar, hem de tedavi edici şifalı ajanlar olarak düşünülebilir. Klasik tıbbi tedavilerden istifade etme imkânı kalmadığı aşamalarda dahi fitoterapiden faydalanabiliriz.

Dünyaca tanınmış onkoloji uzmanı Prof. Dr. Umberto Veronici'nin(1925-2016) şu sözleri kanser hastalarına yaklaşımda çok önemlidir. "Hiç kimse, hiç kimseye ne kadar yaşayacağını söyleyemez. Ben 55 senedir bu meslekteyim ve çok fazla mucizeye tanık oldum. Eğer hasta iyileşmek isterse iyileşir."

Batılıların Avicenna(Bilginlerin Hükümdarı) ismini verdikleri 1000'li yılların başında yaşamış olan İbn-i Sina(980-1037)'nın "Şifası olmayan hastalık yoktur, irade eksikliğinden başka" sözü ile yukarıda bahsi geçen 4. evre bir kanser hastasının ve Umberto hocanın sözleri nasıl da birebir örtüşüyor değil mi?

Kanser hastası iyileşir mi?  Evet iyileşir, yeter ki hasta iyileşmek istesin."



Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı

Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz

"Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." 
19.04.2024 16:30:00
Haber Merkezi
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bakanlığın ilgili birimleri ve hastanelerin yöneticileriyle yaptıkları toplantılarda Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki sorunları temel faktörleriyle ele aldıklarını belirtti.


Randevu bulmakta yaşanan sıkıntıları çözmek için yaptıkları çalışmalardan önemli sonuçlara ulaştıklarını aktaran Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Randevu sorununa karşı hem vatandaşları hem de hekimleri memnun edecek bir çözüm oluşturduklarını belirten Koca, şunları kaydetti:

"Öncelikle iptal edilmeyen randevulardan kaynaklanan, kullanılamayan kapasitemizi diğer vatandaşlarımızın kullanımına açacağız. Bu kapsamda, gelemeyeceği randevuyu iptal etmeyen vatandaşlarımız söz konusu durumun ilkinde 15 gün içerisinde aynı branşa randevu alamayacak. Aynı şekilde randevusuna ikinci kez gelmediğinde 15 gün içerisinde tüm branşlardan randevu alamayacak. Son dakika iptalleri nedeniyle atıl kapasite oluşmaması için randevu iptal süresini, en geç bir önceki gün saat 23.59'la sınırlandırıyoruz. İptal edilen randevular yerine, muayene saatinden 1 saat öncesine kadar yeni randevu verebileceğiz. Böylelikle daha fazla hastamızın randevu almasını ve kapasitenin verimli kullanılmasını sağlamış olacağız."

Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen ve Dilan Polat ile eşi Engin Polat'ın da tutuklandığı soruşturma kapsamında, 16 şüphelinin "vergi usul kanuna muhalefet" suçundan tahliyesine karar verildi

19.04.2024 12:08:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:14:38
AA
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, Engin Polat ve Dilan Polat'ın aralarında olduğu 16 şüpheli hakkında "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet" ile "suç örgütü kurma ve üye olma" suçlarından yürütülen soruşturma sürüyor.

Soruşturma kapsamında, aylık tutukluluk incelemesi yapan sulh ceza hakimliği, 16 şüphelinin "vergi usul kanununa muhalefet" suçundan tahliyesine karar verdi.

Hakimlik, şüphelilerin "suç örgütü kurma ve üye olma", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Ne olmuştu?

İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım'da ve devamında düzenlenen operasyonlarda, Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili MASAK ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.

Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat'ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa'da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.

Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat'a ait bir medikal şirketin Ankara'da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.

Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmıştı.

Hakimlik, 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti.

Soruşturma kapsamında, Dilan Polat'ın 2019'da "şampiyonlar ligi" adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta yer alan bazı kişiler kimlikleri tespit edilip soruşturmaya dahil edilmiş, savcılık, sosyal medya fenomeni olan bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilmesini talep etmişti.

Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman'a yurt dışına çıkış yasağı getirmişti. 

Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye'nin, geçen yıl sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olarak belirlenen çocuk nüfusu, ülke nüfusunun yüzde 26'sını oluşturdu
 

 
19.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:43:28
AA
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ü çocuk olarak kayıtlara geçti.

Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre, 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990'da yüzde 41,8 ve 2023'te yüzde 26 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 25,6, 2040'ta yüzde 23,3, 2060'ta yüzde 20,4, 2080'de yüzde 19 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023'te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18 oldu.

AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa ve yüzde 20,9 ile İsveç olarak kaydedildi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz olarak belirlendi.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının AB'ye üye ülkelerden daha yüksek olduğu görüldü.

 

İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı
19.04.2024 10:29:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Uçak yaklaşık 2 saat sonra tekrar havalandı.

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-Tahran seferini yapan Meraj Airlines uçağı, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Bir süre havalimanında bekleyen yolcular, yaklaşık 2 saat sonra hava sahasının açılmasıyla birlikte yeniden Tahran'a havalandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.