Ünlü bir giyim firmasında çalışan Charles, firmanın satılmayan kıyafetleri çöpe attığını görür.
Çok pahalı bu kıyafetlerin çöpe gitmesine gönlü razı olmaz ve patronuyla konuşmaya karar verir.
Bir gün patronuna gider ve "Satılamayan kıyafetleri çöpe atıyoruz. Bunları ihtiyaç sahibi insanlara dağıtsak daha iyi olmaz mı" diye sorar.
Aldığı 'hayır' cevabı Charles'ı hayli şaşırtır.
Neden hayır dediğini patronu şöyle anlatır:
"Bizim ürünlerimizi sadece zengin insanlar satın alabiliyor. Eğer bu kıyafetleri fakirlerin üzerinde görürlerse rahatsız olurlar, marka değerimiz düşer ve batarız."
Bu cevap üzerine Charles, "o gün anladım ki yoksulluk fakirleri doyuramadığımız için değil, kapitalistleri doyuramadığımız için bitmiyor" der.
Bu olayın kahramanı, gençliğinde bu firmada çalışan ünlü Amerikalı yazar Charles Bukowski'den başkası değil.
İşte bu olayın yaşanmasına neden olan ekonomi sisteminin adı malumunuz kapitalizmdir.
Sakın bu acımasız sistemin yalnızca ABD'de ya da diğer Batılı ülkelerde uygulandığını düşünmeyin.
Bizde onlardan daha da vahşi bir kapitalizm yıllardır uygulanıyor.
Kapitaliste kıyak çekilirken fakire vergi üstüne vergi bindiriliyor.
2021 yılında her bir asgari ücretli çalışanın maaşından her ay 751 TL vergi kesildi.
Asgari ücretli cebine maaşı girmeden vergi öderken, 2010-2020 yılları arasında hükümete yakınlığıyla bilinen 5 inşaat şirketine 128 kez vergi indirimi yapıldı.
Ülkemizde vatandaşlar ekmeğe yüzde 8, bebek bezine ise yüzde 18 KDV öderken, devletin elindeyken yüzde 18 KDV alınan Milli Piyango, iktidara yakın bir gruba devredilirken KDV sıfırlanarak devredilmişti.
Şimdi hükümet yeni bir program devreye soktu. Adı Kur Korumalı TL Mevduat Hesabı.
İnsanlar paralarını TL olarak faizli hesaba yatıracak, vadesi sonunda kurdaki artıştan faiz getirisi çıkartıldıktan sonra aradaki farkı devlet ödeyecek.
Kısaca özeti bu.
Şimdi bu sistem ülkemizde en vahşisi uygulanan kapitalizmden farklı mı?
Değil.
Bazı uzmanlar döviz kurlarının rekor seviyeye tırmanıp sonra gerilediği günlerde bugüne kadar yaşanmış en büyük vurgunun vurulduğunu söylüyorlar.
20-22 Aralık'ta döviz kurlarının zirve yapıp gerilediği iki günde ülkemizdeki döviz mevduat hesaplarının 1.8 milyar dolar artması da bunu göstermiyor mu?
Dolayısıyla bugüne kadar attıkları adımlarla dar gelirli milyonlarca vatandaşı korumayan iktidar, adına ne derse desin atacakları hiçbir adımla kapitalistlere zarar vermeyi göze alamaz.
Zira en büyük kapitalist zaten kendileri…
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024