Bakanların sırasıyla dibini gördük demeçleri krizin yaşandığı hiçbir ülkede görülmemiştir. Herkesin "bir şekilde nasıl atlatırız", ya da "bu krizi kapitalizmin içinde ve yeni arayışlara girmeden nasıl atlatırız" dediği, tahtların sallanmaya başladığı bir dönemi yaşıyoruz. Bir yandan artan işsizliği düşürmek, bir yandan kapitalizmin dışında yeni dünya düzeninin ilk sinyali olacak Milli Ekonomi Modeli'nin gerçekliğini örtmeye çalışmak diğer devlet başkanlarının gündeminde. "Dibini bulsaydık iyi olurdu", "valla bu sefer dibini gördük" diyen bir hükümeti ne bu gün ne de geçmişte görmemiştik.Bütün bunlar olurken perde arkasında birileri Karadeniz'in dibini bulmaya başladı bile. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Brezilyalı Petrobras "Sondaj Platformu Paylaşım Anlaşması"na imzayı attı. Hükümetin yerin altını satmak ve bunu da milletin menfaatlerinin tam aksi ile yapmak üzere çıkardığı petrol yasası da ne tuhaftır ki yine böyle karışık günlere denk gelmişti. Sayın Güler, o gün mecliste "Siz şimdi neden yabancılara bu kazı işini veriyoruz, sondaj hakkını veriyoruz diye haklı olarak sorabilirsiniz. Denizde sondajın maliyeti çok yüksektir. Onlar sondaj yapacaklar çıkmazsa da karşılığında para almayacaklar" demişti. Petrol yasasından bilerek çıkartılan "Milli Menfaatler" bölümü ile milletin malı istisnasız ve sınırsız ihracat hakkına kavuştu. Bakın Bolivya'da yoğun bir şekilde petrol çıkartan bu şirkete karşı Bolivya Hükümeti yer altı kaynaklarının millileştirilmesi kanununu kabul etti. Aklı başına gelen hükümet önceden vermiş olduğu hakları şimdi geri almaya uğraşıyor. Pek çoğunun haritada gösteremeyeceği bu memleket dahi millileştirmeden bahsederken biz milli olanı geçtik menfaatlerimizi de bir kenara bırakmayı yasalaştırdık. Şimdi, enerji darboğazındayız diyen hükümet bu yasanın sonuçlarını elbette tarih önünde ödeyecektir. Ama o güne kadar elimizde ne kalır o bilinmez. Yine Arjantin, Venezuela, Brezilya ve Bolivya'nın kurduğu mutabakat ile daha da ileri gidilerek yabancı şirketlere "biz topraklarımızda yer alan kaynaklarımızı millileştirdik, ya istediğimizi yerine getirirsiniz ya da gidersiniz" demişti. Biz ise aynı dönemde Karadeniz'i Amerikan şirketlerine nasıl bedavaya veririz diyen bir hükümetin alkışları arasında Petrol Yasası'nı meclisten geçirdik. Öyle ki gelen şirketler yabancı işçi çalıştırabilecekler. Hatta bu şirketler ihtiyaç duydukları malzemeyi almak için Türkiye'de yapacakları alımlarda KDV dahi ödemeyecekler. Türkiye bu anlamda tam bir cennet oldu sizin anlayacağınız. Gelen şirket istediği yeri kazacak, istediği kadar ihraç edecek üstüne vergi ödemeyecek ve bunun adı teşvik olacak. Kimi teşvik ediyorsunuz?Biz diyoruz ki yerin altındaki en az üstündekiler kadar milletindir, bizimdir. Bizim olanı bizim çıkartmamız için ihtiyaç duyulan her malzeme ve insan gücü mevcuttur. Uygulanacak Milli Ekonomi Modeli ile bu değerler rahatlıkla milletimizin hizmetine sunulabilir. Ha bulduk ha bulacağız diyenler milletimizi dipsiz bir kuyuya ipsiz salmışlardır. Karadeniz'in dibi milletimizin gözleri önünde peşkeş çekilmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cüneyt Sezer / diğer yazıları
- Durun demek zor mu efendiler? / 29.07.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009