Karadeniz’in ‘pide başkenti’ Derepazarı
Karadeniz’in hırçın dalgaları ile yemyeşil dağların kucaklaştığı noktada, Rize’nin en şirin ve lezzetli duraklarından biri olan Derepazarı, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi parlıyor
21.11.2025 00:18:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





Karadeniz'in hırçın dalgaları ile yemyeşil dağların kucaklaştığı noktada, Rize'nin en şirin ve lezzetli duraklarından biri olan Derepazarı, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi parlıyor.
Yıllarca "pide" denince akla gelen ilk adreslerden biri olan, ancak sadece mutfağıyla değil, tarihi derinliği ve doğal güzellikleriyle de dikkat çeken Derepazarı ilçesini; dünü, bugünü ve damak çatlatan lezzetleriyle mercek altına aldık.
Tarihçe: Bucaktan İlçeye Uzanan Yolculuk

Derepazarı'nın idari geçmişi Cumhuriyet dönemine dayansa da, bölgenin yerleşim tarihi çok daha eskilere uzanıyor.
Kuruluş: Merkez ilçeye bağlı bir yerleşimken 1949 yılında "Bucak" statüsü kazanan bölge, 1954 yılında belediye teşkilatına kavuştu.
İlçe Oluşu: 1990 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselerek Rize'nin önemli idari merkezlerinden biri haline geldi.
Kültürel Miras: İlçede Osmanlı döneminden kalma sivil mimari örnekleri dikkat çekerken, Yanıktaş Köyü'ndeki Tarihi Mezar Kitabeleri ve Kadı Efendi Konağı bölgenin geçmişine ışık tutan en önemli sessiz tanıklardandır.
Mavinin ve Yeşilin Buluşma Noktası

Rize merkeze sadece 10 km uzaklıkta olmasıyla ulaşım kolaylığı sunan Derepazarı, doğaseverler için huzurlu kaçış noktaları sunuyor.
Sahil Şeridi: Karadeniz Sahil Yolu üzerinde yer almasıyla denizin keyfinin sürülebileceği uzun bir sahil bandına sahiptir. Özellikle Derepazarı Sahil Mesire Alanı, yaz aylarında ailelerin ve gençlerin uğrak noktasıdır.
Eskitoğlu Şelalesi: İlçenin gizli cennetlerinden biri olan bu şelale, yaklaşık 40 metre yükseklikten dökülerek görsel bir şölen sunar. Yeşillikler içindeki bu doğa harikası, fotoğraf tutkunları için eşsiz kareler barındırır.
Yaylaya Açılan Kapı: İlçe, Rize'nin iç kesimlerindeki yüksek yaylalara geçiş güzergahında olmasıyla da stratejik bir turizm noktasıdır.
Mutfağın Yıldızı: Tescilli "Derepazarı Pidesi"

Derepazarı denince akla gelen ilk şey şüphesiz ki pidedir. Hatta birçok kişi için Derepazarı, "Pide yemek için gidilen ilçe"dir.
Coğrafi İşaretli Lezzet: Derepazarı Pidesi, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmiş, coğrafi işaretli bir üründür. Onu diğer Karadeniz pidelerinden ayıran özellikler ise şunlardır:
Malzeme Kalitesi: Yapımında mutlaka yöreye özgü, katkısız tereyağı ve (peynirli yapılacaksa) özel kolot veya imansız peyniri kullanılır.
Hamur Tekniği: Hamuru elde açılır ve ne çok ince ne de çok kalındır; "gevrek" kıvamı ustalık ister.
Pişirme: Odun ateşinde, taş fırınlarda pişirilir.
Çeşitleri: Kavurmalı, kıymalı, peynirli ve karışık çeşitleri mevcuttur. Ancak gurmelerin favorisi genellikle üzerine yumurta kırılmış peynirli veya kavurmalı pidedir.
Derepazarı; sadece bir geçiş güzergahı değil, bir mola ve lezzet noktasıdır. Rize'ye yolunuz düştüğünde, sahilinde Karadeniz havasını ciğerlerinize çekmek, tarihi mezar taşlarında geçmişin izini sürmek ve finali meşhur bir pide ziyafetiyle yapmak için ideal bir rotadır.
Yıllarca "pide" denince akla gelen ilk adreslerden biri olan, ancak sadece mutfağıyla değil, tarihi derinliği ve doğal güzellikleriyle de dikkat çeken Derepazarı ilçesini; dünü, bugünü ve damak çatlatan lezzetleriyle mercek altına aldık.
Tarihçe: Bucaktan İlçeye Uzanan Yolculuk

Derepazarı'nın idari geçmişi Cumhuriyet dönemine dayansa da, bölgenin yerleşim tarihi çok daha eskilere uzanıyor.
Kuruluş: Merkez ilçeye bağlı bir yerleşimken 1949 yılında "Bucak" statüsü kazanan bölge, 1954 yılında belediye teşkilatına kavuştu.
İlçe Oluşu: 1990 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselerek Rize'nin önemli idari merkezlerinden biri haline geldi.
Kültürel Miras: İlçede Osmanlı döneminden kalma sivil mimari örnekleri dikkat çekerken, Yanıktaş Köyü'ndeki Tarihi Mezar Kitabeleri ve Kadı Efendi Konağı bölgenin geçmişine ışık tutan en önemli sessiz tanıklardandır.
Mavinin ve Yeşilin Buluşma Noktası

Rize merkeze sadece 10 km uzaklıkta olmasıyla ulaşım kolaylığı sunan Derepazarı, doğaseverler için huzurlu kaçış noktaları sunuyor.
Sahil Şeridi: Karadeniz Sahil Yolu üzerinde yer almasıyla denizin keyfinin sürülebileceği uzun bir sahil bandına sahiptir. Özellikle Derepazarı Sahil Mesire Alanı, yaz aylarında ailelerin ve gençlerin uğrak noktasıdır.
Eskitoğlu Şelalesi: İlçenin gizli cennetlerinden biri olan bu şelale, yaklaşık 40 metre yükseklikten dökülerek görsel bir şölen sunar. Yeşillikler içindeki bu doğa harikası, fotoğraf tutkunları için eşsiz kareler barındırır.
Yaylaya Açılan Kapı: İlçe, Rize'nin iç kesimlerindeki yüksek yaylalara geçiş güzergahında olmasıyla da stratejik bir turizm noktasıdır.
Mutfağın Yıldızı: Tescilli "Derepazarı Pidesi"

Derepazarı denince akla gelen ilk şey şüphesiz ki pidedir. Hatta birçok kişi için Derepazarı, "Pide yemek için gidilen ilçe"dir.
Coğrafi İşaretli Lezzet: Derepazarı Pidesi, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmiş, coğrafi işaretli bir üründür. Onu diğer Karadeniz pidelerinden ayıran özellikler ise şunlardır:
Malzeme Kalitesi: Yapımında mutlaka yöreye özgü, katkısız tereyağı ve (peynirli yapılacaksa) özel kolot veya imansız peyniri kullanılır.
Hamur Tekniği: Hamuru elde açılır ve ne çok ince ne de çok kalındır; "gevrek" kıvamı ustalık ister.
Pişirme: Odun ateşinde, taş fırınlarda pişirilir.
Çeşitleri: Kavurmalı, kıymalı, peynirli ve karışık çeşitleri mevcuttur. Ancak gurmelerin favorisi genellikle üzerine yumurta kırılmış peynirli veya kavurmalı pidedir.
Derepazarı; sadece bir geçiş güzergahı değil, bir mola ve lezzet noktasıdır. Rize'ye yolunuz düştüğünde, sahilinde Karadeniz havasını ciğerlerinize çekmek, tarihi mezar taşlarında geçmişin izini sürmek ve finali meşhur bir pide ziyafetiyle yapmak için ideal bir rotadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































