Karikatür krizi ve Vatikan

Katolik Kilisesi'nin yayın organlarından aylık "Studi Cattolici" (Katolik Araştırmaları) dergisi, son sayısında Hz. Peygamberi (SAV) karalayan karikatürleri yayınladı.Derginin genel yayın yönetmeni, Müslümanları üzmek niyetinde olmadığını ve karikatürlere olan tepkilere şaşırdığını ifade ederek özrü kabahatinden büyük bir tavır sergiledi.İslam'ın temel direği ve insanlığın da varlık sebebi olan Hz. Peygambere (SAV) her türlü hakareti yapacaksın, ondan sonra da "gayemiz Müslümanları üzmek değil" diyeceksin ve sonra da o peygamberler serverine gönül veren milyarlarca insanın tepkisine de şaşıracaksın.Geçtiğimiz yıl başta Danimarka olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yayınlanmasıyla İslam dünyasında büyük boykotlara sebep olan karikatür krizini, Vatikan'ın tekrar canlandırma gayretleri gerçek niyetlerini ortaya koymaktadır. Esasen daha önceki yazılarımızda bu karikatür krizinin arkasında Vatikan'ın olduğunu ve provokasyon amaçlı olduğunu vurgulamıştık.Yine geçtiğimiz yıl temmuz aylarında Almanya'da yayımlanan Welt Am Sonntag gazetesi "Milyonlar Muhammed'e karşı" manşetiyle yayınladığı raporda, Vatikan'ın İslam'ı engellemek, Hz. Muhammed'i karalamak için milyarlarca dolarlık fon tahsis ettiğini yazmıştı.Şunu da belirtmekte fayda var, Batı dünyasının, Vatikan'ın Hz. Peygamberi (SAV) karalamak, Müslümanlara zarar vermek istemeleri gayet normal, çünkü asırlarca bunu yaptılar, zulmettiler ve Irak, Bosna, Afganistan, Filistin örneklerinde olduğu gibi hala yapmaya da devam ediyorlar.Bizim üzerinde durmak istediğimiz konu bu değil. Asıl şaşırmamız, hayret etmemiz gereken, niyetleri ve icraatları her haliyle belli olan, sahip oldukları düşmanlıkları azalmamış artmış olan Batı dünyasının Vatikan orijinli "Dinlerarası Diyalog", "Medeniyetler İttifakı" gibi projelerinden hala medet ummamızdır.Hala Başbakanımız Vatikan orijinli Dinlerarası Diyalog faaliyetinin uzantıları için koşturup duruyor. Sadece Türkiye'de değil, ülke ülke dolaşıp peygamberine sövülen İslam dünyasını, peygambere sövenlerle diyalog kurmaya davet ediyor.Şimdi de Türkiye'de kiliseli bir şehir arayışı içinde. Mardin, Şanlıurfa, Trabzon ya da Hatay seçenekler arasında.Bu koşturma, bu ikna faaliyetleri nedendir?Dinlerarası diyalog faaliyetleri başladıktan sonra Haçlı dünyasının saldırılarında bir azalma mı oldu, yoksa artma mı? Irak'ta yaşanan katliamlar, tecavüzler diyalog faaliyetlerinden önce mi oldu, sonra mı? Zulmedenler Batı dünyası, zulme uğrayanlar İslam dünyası değil miydi? Hangi diyalog, neyin diyalogu, kimin projesi?Vatikan'ın resmi yayın organlarında "Asya'nın Hıristiyanlaştırılması" olarak ifade edilen ve altı çizilen Dinlerarası Diyalogun ve uzantılarının peşinden hala bile bile niye gidiyoruz? Hatta İslam ülkelerinde taşeronluğunu niye yapıyoruz?Bu noktada BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın tarihi uyarılarını dikkate almalıyız: "Diyalog adıyla medeniyetleri ve dinleri buluşturmak isteyen, dünyanın güya barışını temin etmeye çalışan insanlar Hz. Adem'den bu tarafa insanların sahip oldukları kültür, medeniyet ve dinin mücadelesini verdiklerini bildikleri halde, bu konuda ısrar etmeleri kesinlikle Türk milletinin menfaatine değildir. Hangi medeniyet vardır ki, başka medeniyetlerin himmet ve şefaati ile ayakta durabilsin. Bunların hepsi oyundan ibaret kandırmacalardır. Şu anda gündeme getirilen diyalog bu oyunun parçasıdır. Diyalog, Vatikan'ın, bir projesidir. Vatikan'ın Katişizm adlı kitabında diyalog şöyle tarif edilmektedir: " Diyalog, İsa Mesih'in misyonunu anlatmaktır." Bu misyon "İnsanları Hıristiyan yapmaktır" deniliyor. Ve yine Vatikan Konsili'nin sonuç bildirgesinde aynen şu ifadeler vardır. "Yeryüzünde her taraf Hıristiyan olmadıkça diyalog görevi sona ermeyecektir."