Fransa'da gerçekleştirilen Avrupa Anayasası Referandumu'ndan sonra diğer Avrupa Birliği mensubu ülkelerinde de anayasaya dair halkoylamaları gerçekleşiyor.Fransa'da yapılan ve halkın yarısından fazlasının Hayır dediği Avrupa Anayasası bazı ülkeleri şok ederek Birliğin geleceği üzerinden yeniden kafa yorulmaya kapı aralarken, bazı ülkeler de kendilerine bu olaydan dersler çıkarma yolunu tuttular.Büyük bir oranla Evet diyerek Avrupa'ya bir nevi moral desteği olan İspanyolların anayasal bakışı, Fransa'da toprağa gömülmüş durumda. Bunu Hollanda ve Danimarka'daki oylamaylardan çıkacak Hayır'lar izleyecek olursa temenniler de yokolup gidecek.Peki Fransa ve Almanya'nın, Birliğin çekirdek ülkeleri olmalarına rağmen birliğin gidişatından korkuları nasıl telakki edilebilir?Bu soru işaretlerinin arasından sıyrılan bir gerçek var o da; Kıta Avrupa ya da bazıları tarafından ihtiyar Avrupa olarak değerlendirilen ülkelerden sonra başını İngiltere, İtalya ve Dogu Bloku ülkelerinin çektiği genç Avrupa daha popüler ve istekli bir durumda görünüyorlar.Almanya ve Fransa'nın kendilerinin oluşturduğu Avrupa Birliğinden çekiniyor olmasında bundan sonraki süreçte Atlantik ötesi işbirliğinin ve Avrupa'ya daha müdahaleci bir Amerika'nın varolması kuşkusu.Yeni ve eski üyeler arasında Avrupa'ya bakış ve Avrupa'nın sorunlarının masaya yatırılmasıyla başlayan ayrışmaların önümüzdeki yıllarda daha da ayrışıcağını tahmin edebiliriz.Almanya ve Fransa'nın politik öncelikleri ile yeni katılımcıların beklentileri bu noktada birbiriyle çelişmekte.Avrupa Birliği 2000'de resmen start verdiği ekonomik ve siyasal birliğini bu tarihten 5 yıl geçtikten sonra tekrardan masaya yatırmış ve gelecek sorgulaması yapıyor.Avrupa Birliği'nin ekonomik ve sosyal yönden dağılacağı tezini yoğunluklu olarak işleyenler ile Avrupa medeniyet projesinin hümaniter yapısını allandıra bullandıra anlatanların ikilemde kaldığı bir hengamede Türkiye'nin bu gelişmeleri daha iyi analiz etmesi gerekiyor.Avrupa'da yaşanan gelişmeler, patlak veren olaylar, siyasal çatırdamalar önümüzdeki yılların da nasıl şekilleneceğinin işaretlerini verecek.Avrupa yeni başlangıçlara, yeni ve farklı bir gidişata doğru kaymakta.Avrupa ülkelerinin, Avrupa halklarının kaygan zeminde aldığı farklı kararların arkasındaki milli algılamaları görmek gerek.Kaygan zeminde hareket etmek için sağlam adımlar atılması kaçınılmaz. Aksi halde sendeler düşer, bir tarafınız kırılır.Fransa'nın sendelemesi gibi, Avrupa'nın kaburgasının kırılmaya başlaması gibi.Kemik gençse şayet kendini kısa sürede onarabilme yetisine sahip olmakta; ama kırılan yaşlı kemik olursa düzelmesini beklemek nafile.İhtiyar Avrupa'nın kemikleri kırıldı bir kere. Düzelmesini beklemeyin.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005