KENDİ GÖZLÜ'ÜNDEN HAYATA BAKMAK

Bizler nasıl ki, hava güneşliyken önümüzü daha iyi görmek, zararlı ışınlardan korunmak için güneş gözlüğü takıyorsak, karşılaştığımız olayları anlamak, onların zararlarını bertaraf etmek, korunmak, istikametimizi sağlamlaştırmak için inanç gözlüklerimizi gözümüzden, kalbimizden hiç çıkarmamamız lazım. Yaşadığımız her anı bu gözlüklerle kontrol etmemiz gerektiği gibi bizim dışımızda gelişen olayları da bu gözlüklerle analiz edip, yorumlamamız lazım. Nasıl mı?Dikkat edin! Özellikle son yarım asırdır insanlar kendi inanç ve kültürlerini bir tarafa bırakıp, ortak payda arayışına girdiler veya bize böyle bir ihtiyacın olduğu konusunda iknaya çalıştılar. İçimizde de taşeronlar buldular. Bu taşeronları hem siyasi sahamızdan, hem de manevi sahamızdan seçtiler. Bizden görünen bu insanlar, onların niyetlerini bize servis ettiler. Birçoğumuz bize yapılan bu servisi içeriğine bakmadan kabul ettik. Niye? Çünkü servis yapanı bizden zannediyorduk. Ama yukarıda bahsettiğimiz inanç gözlüklerimizle, yapılan bu servise baktığımızda, ne kadar iğrenç bir servisle karşı karşıya olduğumuzu anlamamız hiçte güç olmayacaktır. Özellikle manevi ve siyasi sahada "ne yapalım, onlar güçlü, onlar olmadan olmaz, hepimiz aynı ilaha inanıyoruz, artık dünyaya huzur gelmesi lazım" vs. anlayışları insanımıza kabullendirmeye kalktılar. Ama gerçek öyle değildir. Sevgilinin nefret ettiğini, düşman bildiğini sevmek, hem sevgiyi bitirir, hem de sevgiliyi üzer, gazaba getirir. "Ey iman edenler, eğer o kitap verilenlerden her hangi bir gruba uyarsanız, sizi inandıktan sonra döndürür kâfir ederler." Ali İmran suresi 100"Ey iman edenler, Yahudilerle Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar. İçinizden her kim onlara yardaklık ederse, muhakkak o da, onlardandır. Allah ise zulmedenleri doğru yola çıkarmaz." Maide suresi 51Sevgili Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki; "Yemin ederim ki sizler, karış karış, arşın arşın sizden önceki milletlerin yollarını takip edeceksiniz. Hatta onlar kertenkele deliğine girseler bile muhakkak sizler de oraya gireceksiniz" buyurdu. Sahabeler; Ey Allah'ın Resulü! (Onlar) Yahudilerle, Hıristiyanlar mıdır? "Onlar değil de ya kim! diye buyurdular?"        (Ölüm, Kıyamet, Ahiret sh:457)Sevgili Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki;"İleride başınıza bir takım idareciler gelecektir. Bazı emirlerine uyacak, bazısına ise karşı çıkacaksınız. İnkâr edip, karşı çıkanlar kurtuluşa erecek, kabul edip uyanlar ise Allah'ın (c.c) rahmetinden yoksun kalacaklardır."   "Onlarla savaşalım mı Ya Resulallah?"dediler."Hayır, namaz kıldıkları sürece savaşmayınız."buyurdu."    (İHYA C:1 sh:201)İmam Rabbani hazretleri diyor ki;            "İslam dininin izzet bulması küfrün ve küfür ehlinin zelil düşmesindendir. Buna göre bir kimse, küfür ehlini ağırlarsa, İslam ehlini zelil düşürmüş olur.Kâfirleri ağırlamak yalnız onlara tazim edip, başköşeye oturtmak değildir. Onları meclislere almak, onlarla sohbet etmek, onların dili ile konuşmak gibi hareketler dahi onları ağırlamaktır. Asıl uygun olanı, köpekleri uzaklaştırır gibi onları uzaklaştırmaktır.Eğer onlarla alaka peydah dünya işlerine ait zaruretler icabı ise, başka türlüde olmuyorsa o zaman uygun olan ancak zaruret miktarı onlarla olmak vardır. Bu arada onları bir şey yerine koymamaya ve kendilerine lüzumsuz yere iltifatta bulunmamaya riayet edilmelidir.Bu din düşmanı melunların işi İslamı istihzaya ve Müslümanları maskaralığa almaktır. Aynı zamanda onlar eğer bir fırsatını bulsalar, bizi İslam dininden çıkaracaklar ve hepimizi öldüreceklerdir.Herhangi bir şeyde bu düşmanlara müracaat etmek, onların reyi ve hükmü ile iş tutmak, kendilerini tam manasıyla ağırlamaktır. Bunlardan himmet talep edip, onları bir vesile bilenin hali ne olur ki? Allah (c.c) "Kafirlerin duası ancak sapıklıkta kalmaktır"    13/14"buyurmaktadır (Mektubat-ı Rabbani sh: 370-371-372)Sevgili Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki;"Günahsız olarak (mazlum) öldürülen veya dövülen kimsenin yanında durmayın. Çünkü mazlumun yanında durduğu halde, onu savunmayan kimseye lanet yağar."? "Zulmedilen bir yerde olmak insana yakışmaz. Bulunduğu takdirde hakkı savunmalıdır. Onun bu davranışı ecelini öne almayacağı gibi, kendisine takdir olunan rızıktan da mahrum bırakmaz."  (İHYA? C:2 sh:1996)Sevgili Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki;"? İçinde peygamberler ameli gibi ameli olan, on sekiz bin kişinin bulunduğu şehrin ahalisini azaba uğratmıştır" Bu nasıl oldu, dediklerinde;-"Çünkü o iyiler, kötülük ve günah işleyenlere Allah (c.c) için kızmadılar, iyiliği emredip, kötülükten nehy etmediler." (Şir'atü'l İslam sh:494)