Kâinatın yaratılış tarihi, gözü olana, ibret alana, aklını kullanana, dört bir yandan ve daima uyarılarda bulundu ve bulunuyor; 'kendinize gelin'.
Kendinize gelin yoksa başınıza geleceklerin listesini bile tutamazsınız.
Bilmem kaç bin yıla, kaç on bin yıla ulaşmış olan insanlık tarihi, dünyanın dört bir yanında, muhtelif milletler içinden çıkmış olan kahramanları ve hainleri ile sürekli ikazda bulundu ve bulunuyor; 'kendinize gelin'.
Kendinize gelin, yoksa başınıza geleceklerin altında ezilip yok olursunuz.
Yaklaşık on beş asırlık İslam tarihi, tarih içinde yaşanmış olan acı-tatlı olayları ile uygulamalı olarak bizzat gösterdikleri ile gözümüzün içine sokarcasına uyardı ve uyarmaya devam ediyor; 'kendinize gelin'.
Kendinize gelmezseniz, tarihin tozlu raflarından okuduğunuz üzere, başınıza gelecekler yüzünden siz dahi kısa zaman içinde tozlu raflar arasında yerinizi alacaksınız.
Daha taze bitmiş olan 20. yüzyılın başlarında milletçe yaşadığımız acılar, hep sinemize çektiğimiz sancılar, şairimizin; 'kimi Hindu kimi yamyam kimi bilmem ne belâ' diye tarif ettiği vahşi saldırılara ve saldırganlara karşı bin bir yokluk ve yoksulluk içinde göğüs germelerimiz, Milli Mücadele boyunca geçen zorlu ve destansı yıllarımız, hepsi hepsi, bizzat yaşayanları ile onların dilleri ve hal dilleri ile daima uyardı ve uyarmaktadır; 'kendinize gelin'.
Kendinize gelin, özünüze dönün, atalarınızın tecrübelerini baş köşeye yazın, uzak ve yakın tarihlerde yaşananları zihninize ve nesillerinizin zihnine kazın, eğer kendinize gelmezseniz sizden öncekilerin başına gelenler size de gelecektir.
Muhtemel tehlikeler, tatsız olaylar başınıza gelmeden siz elinizi çabuk tutun ve kendinize gelin.
Yıllar geldi geçti, nice on yılları devirdik ve bir önceki asrın defterini kapattık yeni bir yüz yılın defterini açtık ama gördük ki, asırların defterini kapattık demekle kapanmıyormuş ve tarihte de devamlılık esas imiş ve uyarılar birer ikişer, üçer beşer hayata geçmeye başlamış bile.
Kendimize gelmedik, tarihten ibret almadık, zamanımızın ve kaynaklarımızın kadri kıymetini bilmedik, ihtiyaç duyuldukça tarih dedenin kapısını çalmadık, kaynakları doğru ve iktisatlı kullanarak çoluk-çocuğumuzun ve pirifâni yaşlılarımızın yüzlerine gülmedik ve onların yüzlerini güldürmedik…
Bu listeyi tamamlamak için, görüldüğü üzere daha ciltlerce kitap yazılabilir.
Kendimize gelmedik, tahmin edilen ve edilmeyen, beklenen ve beklenmeyen uzak ve yakın tehlikeler başımıza gelmeye, kendileri gelmeye çoktan başladılar bile.
- Çürüme de dirilme de özden başlar / 16.09.2024
- “Sıra sıra gelen mektep uşağı Neden eller geldi Zöhrem gelmedi?” / 15.09.2024
- Geride kalan çok şey var ama… / 02.09.2024
- Görmüyorsun ama görünüyorsun / 31.08.2024
- Halkın ocağına incir ağacı Müjdelerle törenlerle dikmişler / 30.08.2024
- Memleketten manzaralar / 27.08.2024
- Bu milletin deste deste derdi var / 26.08.2024
- Kurduğunuz düzenin adı: Altta kalanın canı çıksın / 25.08.2024
- Yoksulun canına okuyanlar ne okursa okusunlar / 23.08.2024