Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmaktadır; "Ne zaman insanlar marufu emretmeyi ve münkerden nehyetmeyi birbirlerinin üzerine atarlarsa o takdirde ilahî azap için hazırlıklı olsunlar." İmam Hüseyin (a.s), Yezid'e biat etmemesinin yegane sebep ve temeli bu gayeydi. Aslında İmam Hüseyin (a.s), kendisini hala bugün bile anlamayanları ilahi azaptan korumak için feda etmiştir de, diyebiliriz. Bu noktada birçok fasık ve münafığın yanında iyi niyetli Müslümanların da aklına, "neden İmam Hasan (a.s) kıyam etmedi de, İmam Hüseyin kıyam etti?" sorusu gelmektedir. Evet, bu soruların cevabını Prof. Dr. Haydar Baş Hocamın, "İmam Hüseyin" adlı eşsiz eserinden kısaca aktarmaya çalışacağım. Ayrıca yine Sayın Baş'ın, "İmam Hasan" adlı eserinden de, İmam Hasan Efendimizin, Muaviye ile olan kıyasıya mücadelesini, kendisine yapılan ihanetleri, yalnız bırakılmasını ve Müslümanlar için kendini feda etmesini detaylarıyla okuyabilirsiniz."Emevîler döneminde ümmetin içinde bulunduğu hâli anlatan güzel bir tespiti İmam Ali (a.s.) yapmaktadır; "İnsanlar, elbiseyi ters giyer gibi, İslam'ı ters giyeceklerdir." Denilebilir ki, İmam Hasan'ın (a.s.) barış anlaşması, İmam Hüseyin'in (a.s.) kıyamına zemin hazırlamıştır. Çünkü İmam Hasan'ın (a.s.) Muaviye ile yaptığı anlaşmanın maddeleri aslında Kur'an ve Sünnet'in uygulanması vardı. Bunlara uymamak Muaviye'nin, İslam'dan sapmasının da ispatı oldu. Bu da İmam Hüseyin'in (a.s.) işini kolaylaştırdı.Yezid'in, İslam halifesi olma vasıflarını taşımamasına mukabil, Muaviye döneminde İslam'ın kuralları zahiren uygulanmış ve toplumun İslamî görünümü muhafaza edilmiştir. Bu siyaset, Muaviye döneminde yapılacak bir kıyamın etkisini azaltacak hatta halkın bunu anlamasına engel olacaktı. Bu da barışın bir nedenidir. İkincisi ise İmam Hasan'ın (a.s.) ordusu, Muaviye ordusuna karşı yenilse idi, zaten İmam Ali (a.s.) taraftarlarının çoğunu kılıçtan geçirmiş olan Muaviye'nin, İslam devleti içinde bu kişilerin yoğun olarak bulunduğu bölgelere yönelerek diğer Ali (a.s.) taraftarlarını da yok etmesine sebep olacaktı. İmam Hasan (a.s.) böyle bir akıbette dökülecek kanın vebalinden sorumlu tutulacaktı. Muaviye, bu dönemi siyasi bir başkaldırı olarak değerlendirebilirdi. Halk da buna inanırdı. Böyle bir ortamda (halkın) Muaviye'nin itikadî yanlışlarını ve zalim idaresini anlaması için zaman gerekiyordu. Yapılan barış anlaşması hem Muaviye'nin çarpık icraatlarını anlamak ve hem de kıyam için taraftar toplamak için şarttı. İmam Hüseyin (a.s.) dönemi şartların olgunlaştığı bir devirdir. Muaviye'nin, İmam Hasan (a.s.)'ı zehirleterek şehit etmesi, İmam Ali (a.s.) taraftarlarına yapılan eziyetlerin had safhaya varması, Ehli Beyt taraftarlarının ve Emevî saltanatını istemeyenlerin İmam Hüseyin'in (a.s.) yanında yer almasına sebep oldu. Ayrıca halifelik makamı Yezid gibi birinin eline geçmişti. Yezid, babası gibi İslam'ı zahirde uygulamaktan da vazgeçmiş, her türlü rezilliği yapmaktan geri durmayan bir yönetici idi. Gelinen noktada, saltanatçı Yezid'e baş kaldırmanın halifelik makamı için yapılan bir siyasî mücadele olmadığını, gerçekte mücadelenin hak ile batılın kavgası olduğunu halk da kabul etmiştir. İmam Hüseyin'in (a.s.) şu sözleri gelinen noktayı anlatmakta idi; "Eğer İslam ümmeti Yezid gibi bir önderin eline düşerse, İslam'a veda etmek gerekir." İmam Hüseyin (a.s.), ceddi Resulüllah (s.a.v.)'in dönemindeki İslam'ı tekrar diriltmek için şehit olmuştur. İslami değerlerin tekrar Kur'an çizgisine dönmesi için İslam dininin yeniden yücelmesi için şehit olmuştur. Onun, hayatını feda ederek insanların dikkatini çekmesi, Kerbela olayını tarihte yapılmış kıyamların en önemlisi hâline getirmiştir. Cenabı Hak, ona öyle büyük bir şehadet nasip etmiştir ki, onun (a.s.) şehadeti, İslam'ı rayından çıkaran koskoca bir hanedanlığı bitirecek ve ümmetin itikadının düzelmesine vesile olacaktı. Bu öyle bir şahadettir ki, onun (a.s.) ölümü, İslam dinini diriltmiştir.İmam'ın (a.s.) kanı ile suladığı topraklarda yaşananlar, halkı Emevî hanedanlığının ve adına İslam dedikleri düzenin yanlış olduğuna ikna etmiştir. Şahadetin ardından ümmet, Yezid'in nasıl bir insan olduğunu ve halifelik makamında ne işi olduğunu konuşmaya başladı. Zaten, İmam (a.s.), kendi ifadesi ile bunu açıklamamış mıydı: "Ben, marufu emretmek, dini yaşatmak ve fesatlıklarla mücadele etmek için kıyam ettim. Benim kıyamım, İslam'ın ıslahı için yapılmıştır."(Geniş bilgi: Prof. Dr. Haydar Baş'ın İmam Hüseyin eseri)
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Para milletin itibarıdır’ diyordu onu da kaybettirdi / 29.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024