'Keşke Yunan galip gelseydi' öyle mi!

Atatürk düşmanlığıyla nam salmış ve "Keşke Yunan galip gelseydi" diyerek gerçek tarafını ortaya koyan fesli Kadir Mısıroğlu'na iktidar tarafından gösterilen hürmetin, Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl bir yere sürüklediğini ibretle seyrediyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yunan sevdalısı Kadir Mısıroğlu'nu Şubat 2018'de hastanede ziyaret ettiğini hatırlıyoruz. Erdoğan'ın ayrıca Kadir Mısıroğlu için "Hocam" ifadesini kullandığı biliyoruz.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da fesli Yunan sevdalısını Kasım 2018'de evinde ziyaret etmiş Diyanet İşleri Başkanlığı adına bir de plaket vermişti.   

Kadir Mısıroğlu'nun ayrıca İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'a da hakaret ettiğini ve Kurtuluş Savaşı karşıtı olduğunu da biliyoruz. 

Aynı Diyanet İşleri Başkanı'nın milli günlerimizde hutbelerde Atatürk'ün adını anmaktan ve ona rahmet okumaktan özellikle kaçındığını, bunun da ötesinde Ayasofya'da elinde kılıçla verdiği hutbede ona lanet okuduğunu da hatırlıyoruz. 

Yunan sevdalısı Kadir Mısıroğlu'nu 'hoca' olarak görenlerin yönettiği Türkiye'de, tabelalardan T.C. ibaresinin kaldırıldığını ve çocuklarımızın okuduğu andımızın artık okutulmadığını hatırlıyoruz.  

Başka ne hatırlıyoruz?

2015 yılında dönemin AKP'li Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz TBMM'de, Lozan'a göre bizim olan Ege'deki 16 ada ve 1 kayalığın Yunanlılar tarafından işgal edildiğini kabul etmişti. Bunu da hatırlıyoruz...

Yurt dışındaki tek toprağımız olan Suriye'deki Süleyman Şah türbesinin bulunduğu 10 dönümlük vatan parçasının terk edildiğini hatırlıyoruz. Artık orada Türk bayrağı dalgalanmıyor!

Kadir Mısıroğlu gibi bir başka Atatürk düşmanı Fetullah Gülen ve hareketiyle kurulan sıkı ilişleri de hatırlıyoruz. Atatürk düşmanlığının nasıl da emperyalizm dostluğunda bütünleştiğini ve en nihayet 15 Temmuz kalkışmasını, ölen 250 canı hatırlıyoruz. 

Başka!... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Lozan'a "hezimet" dediğini hatırlıyoruz. 2016 yılında muhtarlara hitaben yaptığı konuşmada Erdoğan, Lozan Barış Antlaşması'nın "zafer olarak yutturulmaya çalışıldığını" söylemişti. Erdoğan şunları demişti: "İşte şu an Ege'yi görüyorsunuz değil mi? Bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan'da verdik. Zafer bu mu?" 

Oysaki Erdoğan bunu söylemeden 1 sene önce kendi Milli Savunma Bakanı Lozan'a göre Ege'deki Türkiye'ye ait olan adaların Yunanistan tarafından işgal edildiğini TBMM'de kabul etmişti!

Son olarak da 30 Ağustos Zafer Bayramı öncesi Sayın Cumhurbaşkanı Yunanistan'a mesajını, Dumlupınar'dan veya İzmir'den değil de Malazgirt'ten vermeyi uygun bulmuştu. Halbuki Yunanistan'a en net mesaj Malazgirt'ten değil Dumlupınar'dan veya İzmir'den verilebilirdi. Yunanlılara Atatürk hatırlatılabilirdi...

'Yunan sevdalısı' ve Atatürk düşmanlarının devlet ricali tarafından hürmet görmesinin Yunanistan'ı bugünkü pervasızlığa sürüklemesi doğaldır. 

Yunanistan'ın beğenmediğiniz Lozan'ı çiğneyerek Meis Adası'nı silahlandırması, Ege'deki Türk adalarını işgal etmesi, Doğu Akdeniz konusunda Türkiye'yi ana karaya hapsetme çalışmaları bir günde olmadı. 

Yunanistan'a bu cesareti maalesef siz verdiniz... Evet siz.

Kadir Mısıroğlu ve Fetullah Gülen gibi Atatürk düşmanlarını kendinize 'hoca' yaptınız.  

Ege'deki adalarımızın Yunanistan tarafından işgal edilmesine sessiz kaldınız. Sessiz kalınması yetmiyormuş gibi bir de vatandaştan gizlemeye çalıştınız.

Lozan'ı 'hezimet' olarak gördünüz. Türkiye'nin tapu senedini tartışılır hale getirdiniz. 

Kıbrıs'ı hep Türkiye'nin sırtında kambur gördünüz ve Kıbrıs'ın efsanevi lideri Rauf Denktaş'ı küstürdünüz. 

Suriye'yle, Mısır'la, Lübnan'la... düşman oldunuz. Bu fırsatı kullanan Yunanistan'la dost olmalarına yol açtınız. Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesini benimseseydiniz bugün Doğu Akdeniz'de Yunanistan hareket alanı bulamazdı.

Sözün özü, Atatürk düşmanlığının başımıza açmadığı iş kalmadı. Bu yüzden Türkiye'nin selameti Atatürk düşmanlığında değil, onun ilkelerini yaşatmaya bağlı. 

"Keşke Yunan galip gelseydi" diyenleri kendinize rehber edinerek, bugün Yunanistan'ın Türkiye üzerinde kurduğu hayalleri beslediniz. 

"Keşke Yunan galip gelseydi" öyle mi!