Yirmi yıldan beri ülkeyi tek başına yöneten iktidarın ileri gelenlerinin, sözcüleri ve savunucularının sürekli söyledikleri bir şey var; "eski Türkiye'yi torunlarınıza anlatın."
Eski Türkiye'yi torunlarımıza anlatmanın şimdi tam zamanı.
Gençler, çocuklar! Özellikle böyle Ramazan aylarında, mübarek oruç mevsimlerinde gerek iftar sofralarımızı gerekse sahur sofalarımızı, bol bol domates ve salatalıktan ve dahi soğandan oluşan salatalarla süslerdik.
Bugün olduğu gibi domatesi, kabağı, patlıcanı, salatalığı tane ile almak ne demek, kilo kilo alırdık eski Türkiye'de.
Patlıcan ve biberlerin başını çektiği, kıymanın ve soğanın da iştirak ettiği 'karnı yarık' denilen leziz yemekler özellikle iftar sofralarının vazgeçilmezi idi.
Belki bugün inanmakta çok zorlanacaksınız ama, eski Türkiye'de pazara gittiğimizde, domates, patates, patlıcan ve biber gibi sebzeleri alış-verişin sonunda cebimizde kalan bozuk paralarla rahatlıkla alabiliyorduk.
Gençler!
Eski Türkiye'de nimetler de külfetler de, üç aşağı beş yukarı paylaşılırdı.
Mesela, nüfusun büyük çoğunluğu kıt-kanaat geçinirken, yönetim katındakiler, üst düzey bürokratlar öyle beş maaş-on maaş almazlardı.
Eski Türkiye'de yöneticiler, yanlış adımlarından ve yanlış kararlarından ötürü halkı bir sıkıntıya sokmuşlarsa derhal o sıkıntıyı giderecek çareler ararlar, bir gayretin içine girerlerdi ve bugünküler gibi halkın sıkıntıları ile dalga geçmezlerdi.
Gençler! Sizin de bizzat şahit olduğunuz gibi, hep beraber yaşadığımız sıkıntılar örneğinde olduğu gibi, mevcut iktidar, başlıktaki cümle gibi, kevgirle su taşıyor ve bu metotla bostanı sulamayı ve sebze-meyve fiyatlarını düşürmeyi hayal ediyor.
"Kevgirle su taşıma" metaforunu, iktidarın bizzat sebep olduğu ve güya çözmeye çalıştığı bütün problemler için düşünebilirsiniz.
Eskiden büyüklerimiz, gençlere takılmak, gençlerle şakalaşmak için; " oğlum ya da kızım, şu işi yaparsan senin düğününde kalburla su taşıyacağım" derlerdi.
Bilindiği gibi kevgir de kalbur da su tutmaz, dolayısıyla onlarla su taşınmaz, asla olmayacak bir iş için kullanılan bir misaldir.
Dört bir yanda baş gösteren müthiş kuraklıklar için kevgirle ve kalburla su taşıyan bir iktidarımız var, bakalım ne olacak.