Kıbrıs Türk halkı garantilerden vazgeçmez
Kıbrıs'ta "AB üyesi oluyoruz, güvenceye ne gerek var, garantilere ne gerek var" şeklindeki kestirmeci yaklaşımları KKTC halkının destek vermediğini söyleyen KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, garantörlük konusunda İngiltere, Yunanistan ve Türkiye'nin onayı olmadan hiçbir değişiklik yapılamayacağını dile getirdi.
14.10.2016 00:00:00
Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için yürütülen yoğunlaştırılmış müzakereler devam ediyor. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Güney Kıbrıs Rum Lideri Nikos Anastasiadis yoğunlaştırılmış müzakereler kapsamın ara bölgede görüşmeler için tahsis edilen binada dün bir araya geldi.
Görüşmeden önce açıklamalarda bulunan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayında basına yaptığı açıklamada, son görüşmede, merkezi yönetimin karar alma sürecinde eksik kalan noktaların üzerinde durulduğunu söyledi.
Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum liderlerin Kıbrıs sorununu kendilerinin çözmeye çalıştığı bir dönemden geçildiğini belirten Akıncı, bunun süreci de zor kılan unsur olabileceğini ancak 2004'de referanduma sunulan Annan Planı'ndan en önemli farkının bu olduğunu kaydetti.
Açıklamasında garantörlük konusuna da değinen Akıncı, garantilerin en son bölümde ele alınacak ve İngiltere, Yunanistan ve Türkiye'yi de ilgilendiren boyutu olan bir konu olduğunu, çünkü söz konusu ülkelerin imzası olmadan anlaşmanın herhangi bir noktasında değişikliğe uğratılamayacağını söyledi.
Ekim ayında 10 görüşme yapılmasını planlayan liderler, dünkü 5. görüşmenin ardından 16, 17, 24, 26 ve 31 Ekim'de bir araya gelecek.
Rumlar hazımsız
"AB üyesi oluyoruz, güvenceye ne gerek var, garantilere ne gerek var? Kestirme yaklaşımlara" Kıbrıs Türk halkının rağbet etmediğini defalarca dile getirdiğini kaydeden Akıncı, Kıbrıs Türk halkının "yaşanmışlıklarının" bulunduğunu, 1961'de Kıbrıslı Rumların, Kıbrıs Cumhuriyetini kuran "anlaşmayı hazmedemediğinden" nasıl değiştirilebileceği arayışına girdiğini ve 13 maddeyi değiştirmeye çalıştığını anımsattı.
Akıncı, "Öyle bir durum ortaya çıktı ki, bu anlaşmaya imza atanlar, bu anlaşmayı hazmetmediler ve hemen onu nasıl değiştirebiliriz telaşına düştüler" dedi. Kıbrıs Rum tarafında bazı kesimlerin "dönüşümlü başkanlık veremeyiz" ifadelerine de atıfta bulunan Akıncı, Kıbrıs Rum kesiminde yer alan son parlamenterler seçiminin ardından Kıbrıs Rum Temsilciler Meclisi'nin oluşumundan Kıbrıs Türk tarafının da endişelerinin olmasının doğal olduğunu söyledi.
Akıncı, "Parlamentoda güç kazandığını gördüğümüz bazı siyasal gruplar, iki kesimli, iki toplumlu federasyonun kavramına bile karşı çıkıyorlar, ilkesel anlamda karşı çıkıyorlar. Bu ilkesel anlamda karşı çıkanlar yarın 'biz bunu hazmedemedik, onun için bu federasyon yürümemeli' dediği noktada caydırıcı bir güç olması lazım. Her şey olup bittikten sonra birilerinin gelip bir şeyler yapmasından bahsetmiyorum. Buna tevessül edecek olanların caydırıcılık unsuruyla karşı karşıya kalacağını bilmesi lazım. Bu çok önemli. Olaya sadece güvence, güvenlik boyutuyla ilgili değil, bunun yanı sıra bir de kuracağımız federal statünün yaşayabilirliğinin bir şekilde garanti altına alınması meselesidir" dedi.
Dönüşümlü başkanlık olmazsa olmaz!
Federal statünün en büyük garantisinin, anlaşmanın "beyinlerde ve yüreklerde yeşermesi" olduğunu kaydeden Akıncı, "federasyona ilkesel karşı çıktığını söyleyen önemli bir grup varsa bunu görmezden gelemeyiz" dedi.
Akıncı, bir tarafın kaygılarının diğer tarafa tehdit unsuru oluşturmayacak şekilde ele alınmasıyla çıkış yollarının bulunabileceğine inandığını söyledi. Bu konuları Kıbrıs Rum yönetimi lideri Anastasiadis ile de paylaştıklarını kaydeden Akıncı, dönüşümlü başkanlığın görüşülmediğini ancak dönüşümlü başkanlığı içermeyen bir anlaşmayı halka sunmanın "mümkün olmadığını, söz konusu olamayacağını" söyledi.
Görüşmeden önce açıklamalarda bulunan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayında basına yaptığı açıklamada, son görüşmede, merkezi yönetimin karar alma sürecinde eksik kalan noktaların üzerinde durulduğunu söyledi.
Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum liderlerin Kıbrıs sorununu kendilerinin çözmeye çalıştığı bir dönemden geçildiğini belirten Akıncı, bunun süreci de zor kılan unsur olabileceğini ancak 2004'de referanduma sunulan Annan Planı'ndan en önemli farkının bu olduğunu kaydetti.
Açıklamasında garantörlük konusuna da değinen Akıncı, garantilerin en son bölümde ele alınacak ve İngiltere, Yunanistan ve Türkiye'yi de ilgilendiren boyutu olan bir konu olduğunu, çünkü söz konusu ülkelerin imzası olmadan anlaşmanın herhangi bir noktasında değişikliğe uğratılamayacağını söyledi.
Ekim ayında 10 görüşme yapılmasını planlayan liderler, dünkü 5. görüşmenin ardından 16, 17, 24, 26 ve 31 Ekim'de bir araya gelecek.
Rumlar hazımsız
"AB üyesi oluyoruz, güvenceye ne gerek var, garantilere ne gerek var? Kestirme yaklaşımlara" Kıbrıs Türk halkının rağbet etmediğini defalarca dile getirdiğini kaydeden Akıncı, Kıbrıs Türk halkının "yaşanmışlıklarının" bulunduğunu, 1961'de Kıbrıslı Rumların, Kıbrıs Cumhuriyetini kuran "anlaşmayı hazmedemediğinden" nasıl değiştirilebileceği arayışına girdiğini ve 13 maddeyi değiştirmeye çalıştığını anımsattı.
Akıncı, "Öyle bir durum ortaya çıktı ki, bu anlaşmaya imza atanlar, bu anlaşmayı hazmetmediler ve hemen onu nasıl değiştirebiliriz telaşına düştüler" dedi. Kıbrıs Rum tarafında bazı kesimlerin "dönüşümlü başkanlık veremeyiz" ifadelerine de atıfta bulunan Akıncı, Kıbrıs Rum kesiminde yer alan son parlamenterler seçiminin ardından Kıbrıs Rum Temsilciler Meclisi'nin oluşumundan Kıbrıs Türk tarafının da endişelerinin olmasının doğal olduğunu söyledi.
Akıncı, "Parlamentoda güç kazandığını gördüğümüz bazı siyasal gruplar, iki kesimli, iki toplumlu federasyonun kavramına bile karşı çıkıyorlar, ilkesel anlamda karşı çıkıyorlar. Bu ilkesel anlamda karşı çıkanlar yarın 'biz bunu hazmedemedik, onun için bu federasyon yürümemeli' dediği noktada caydırıcı bir güç olması lazım. Her şey olup bittikten sonra birilerinin gelip bir şeyler yapmasından bahsetmiyorum. Buna tevessül edecek olanların caydırıcılık unsuruyla karşı karşıya kalacağını bilmesi lazım. Bu çok önemli. Olaya sadece güvence, güvenlik boyutuyla ilgili değil, bunun yanı sıra bir de kuracağımız federal statünün yaşayabilirliğinin bir şekilde garanti altına alınması meselesidir" dedi.
Dönüşümlü başkanlık olmazsa olmaz!
Federal statünün en büyük garantisinin, anlaşmanın "beyinlerde ve yüreklerde yeşermesi" olduğunu kaydeden Akıncı, "federasyona ilkesel karşı çıktığını söyleyen önemli bir grup varsa bunu görmezden gelemeyiz" dedi.
Akıncı, bir tarafın kaygılarının diğer tarafa tehdit unsuru oluşturmayacak şekilde ele alınmasıyla çıkış yollarının bulunabileceğine inandığını söyledi. Bu konuları Kıbrıs Rum yönetimi lideri Anastasiadis ile de paylaştıklarını kaydeden Akıncı, dönüşümlü başkanlığın görüşülmediğini ancak dönüşümlü başkanlığı içermeyen bir anlaşmayı halka sunmanın "mümkün olmadığını, söz konusu olamayacağını" söyledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.