CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, cemaat rüzgarına öyle tutulmuş ki, dershaneler meselesinde Pensilvanyalı Gülen Efendi'den önde gidiyor. Toplum hafızasında dershane "cemaat" ile, cemaat ise Amerika ile özdeşleşmiş? Son 5-6 aydan beri cemaat rüzgarına tutulmuş Amerika'ya uçan Kılıçdaroğlu, dershane konusunda Balıkesir'de öyle konuşuyor ki, reenkarnasyon bu olsa gerek diyorsunuz, Kılıçdaroğlu kalıbında sanki Gülen efendi dile gelmiş söyleniyor."Dershane operasyonu" konusunda Bülent Arınç'ın söyleyemediklerini söylüyor Kılıçdaroğlu, şöyle püskürüyor:"Dershane sahibini suçlamak kadar yanlış bir şey yok. 50 bin öğretmen, 100 bin insan dershaneden geçimini sağlıyor. Ne yapacaksınız bunları, atacak mısınız?"Gülen Efendi bile, şamar-mamar diyor ama bu kadar açık konuşamıyor. Kılıçdaroğlu, Gülen efendiyi bile solladı.AKP hükümeti vatan topraklarını sattı, madenleri, işletmeleri, devlet-millet mallarını ecnebilere peşkeş çekti, milyonlar işsiz kaldı, tarım bitti, halk perişan; Kılıçdaroğlu, "dershane"ye dair yaptığı somut muhalefet bu en temel devlet-millet meselelerinde yapmadı. Bilakis AKP'nin değirmenine sadece su taşıdı.Amerikan yolunda Kılıçdaroğlu, nasıl bir rüya gördü, yahut gördüğü rüyayı kimler, nasıl tabir etti ki, cemaat ve dershane hususunda Gülen Efendiyi bile solladı.Türkiye'de ay sonunu zor getiren, limon satarak, kağıt toplayarak, emlakçılık yaparak, ek işler takip ederek geçimini temin etmek durumunda kalan, çoğu zaman simite talim eden 832 bin 726 öğretmen var.Bu öğretmenlerin mağduriyeti konusunda bu güne kadar böyle yürekten çıkış bir yapmadı Kılıçdaroğlu? Hatta Kılıçdaroğlu'nun 24 Kasım Öğretmenler günü mesajında bile "cemaat öğretmenleri" vardı. Hatırlayın şunu söylüyordu:"Sevgili öğretmenler, bazı öğrencilerinizle dershanelerde buluştunuz, Şimdi Başbakan oraların da kapısına kilit vurup sizi öğrencilerinizden ayırıyor."Kılıçdaroğlu, CHP ve tabanını ters köşeye yatırıyor? Kılıçdaroğlu, Amerika'dan icazet alma aşkı ve iştiyakıyla, CHP'yi, AKP ve Erdoğan'ın kaçtığı ve yaka silktiği "cemaat" köşesine, Amerika'ya doğru yatırıyor.Erdoğan'ın tepetaklak yuvarlandığı uçuruma, Kılıçdaroğlu balıklama atlıyor.Kılıçdaroğlu, "cemaat" olgusunu, Amerikan rüyası, siyasi icazet, iktidar koltuğu değeneği ve dershane olarak algılıyor olabilir. Ancak toplumsal algıda "cemaat"; Deniz Baykal kasetini, MHP'li vekillerin kasetlerini ve şimdi de Emin Çölaşan'ın yazdığına göre AKP'lilerin kasetlerini, "bugüne kadar cemaat ne istedi ise yaptık, verdik" diyen Erdoğan'a bile politik kalleşliği reva görmeyi ve bavullar dolusu sızma belgeleri okşuyor. Kılıçdaroğlu da, Amerikan aşkıyla cemaati okşuyor, dershaneyi okşuyor.CHP tabanı, şu otokritiği yapmak durumundadır: Erdoğan'ın Amerika'da bıraktığı boşluğu doldurma hevesiyle ve cemaat rüzgarıyla Okyanus ötesine uçan Kılıçdaroğlu, CHP'nin altı okundan ve ilkelerinden hangisini sağlam bıraktı?! Kılıçdaroğlu, "Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!" diyen M. Kemal Atatürk'ten ne bıraktı CHP'de?!Halk partili kardeşlerimiz bu hesabı, ülkemiz adına, devletimiz, istiklal ve istikbalimiz adına yapmakla mükelleftirler.CHP'nin altı oku, Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve İnkılapçılık'tır.Kılıçdaroğlu, CHP'nin kalemini kırar gibi, bu okları tek tek kırarak Amerika'ya uçuyor. CHP'nin altı okundan dördünü maalesef Cemaatçilik, Amerikancılık, Mandacılık ve Küreselcilik'le değiş-tokuş yapmış gidiyor. Dört ilkenin yok olduğu yerde, geriye diğer ikisi de kalmaz? O zaman da ortada değil CHP, Türkiye ve Türk milleti kalmaz.Böyle bir Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi Erdoğan'ın cemaatle ve eş başkanlık misyonuyla sürüklediği vaziyetten daha betere sürükler.Türkiye'nin bu dönüm ve dönüşüm noktasında Prof. Dr. Haydar baş'ın yıllardan beri yaptığı ve Çorum'da yinelediği şu çıkış hayati önemi haiz bir çağrıdır:"Erdoğan da, Kılıçdaroğlu da, Bahçeli de icazet almak için ABD'ye gidiyor. Ben de Yüce milletime, insanıma gidiyorum. Ey halkım! Sizi kurtaracak olan bu fakirdir. Bunlar bu işi bilmez? Vay benim milliyetçi kardeşlerim! Bozkurtçu kardeşlerim! Bozkurt arıyorsanız burda! Atatürk'ün partisinde olan kardeşlerim, halkçı kardeşlerim, halkçı arıyorsanız burda! Milliyetçi arıyorsanız Vallahi de burda, Billahi de burda! Türkoğlu Türk arıyorsanız; Vallahi de burda, Billahi de burda!"Bu tarihi bir çağrıdır. Duyana... Der ki atalarımız, ne doğrarsan çanağına, o gelir kaşığına!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019