IŞİD mi, PKK mı, TAK mı, yoksa başka bir grup mu?
RECEP BAHAR/ANALİZ
Kızılay'daki saldırıyı kimin gerçekleştirdiği netleşmedi. Eylemde doğrudan vatandaşların hedef alınması failin belirlenmesini zorlaştırıyor. Zira geçen yıl IŞİD 22 Temmuz'da Suruç'ta, 10 Ekim'de Ankara Garı'nda düzenlediği eylemde sol görüşlü grupları hedef almıştı. Yine aynı terör örgütü bu yıl Ocak ayında İstanbul'da Alman turist grubuna yönelik eylem düzenlemişti. PKK ise Ankara'da 17 Şubat'ta asker servislerine yönelik araçla intihar saldırısı düzenlemişti. Bu eylemi PKK'nın yan kolu Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) üstlenmişti. TAK, eylemi Abdülbaki Sömer adlı militanlarının düzenlediğini ilan etmişti. PKK, YPG, TAK arasında bir fark yok. Nitekim HDP Van Milletvekili Tuğba Hezer, Sömer için Van'da açılan taziye evini ziyaret etmişti. Bu hareket kamuoyunda ciddi infiale yol açmıştı. TAK aynı zamanda geçen yıl Aralık ayında Sabiha Gökçen Havalimanı'na havan saldırısında bulunmuş, bir temizlik işçisinin ölümüne yol açmıştı. TAK tarafından yapılan şu açıklama da önemli: "Bundan böyle AKP ve işbirlikçileri kendi şehirlerinde konfor içinde yaşayamayacaklar. Bundan böyle Türkiye'ye uçan uluslararası havayolu şirketlerinin ve Türkiye'ye gelen yabancı turistlerin güvenliğinden sorumlu olmayacağız."
Kızılay'daki saldırı ise doğrudan vatandaşlara yönelik icra edilen bir eylem. Bu durum, geçmiş örneklere bakarak eylemin arkasında kimin olduğunu tespit etmeyi güçleştiriyor. Kızılay saldırısı atipik bir eylem olarak dikkat çekiyor. Gerçi Emniyet kaynakları bu tarz eylemler konusunda teyakkuza geçmiş, istihbarat birimleri uyarılarda bulunmuş, İçişleri Bakanlığı 81 ilin valiliğine genelge göndermişti ama bunlarda eylemlerin hangi terör mihrakları tarafından icra edilebileceğine dair net bir görüş ortaya konulmamıştı.
PKK'nın 2004'ten bu yana sivilleri doğrudan hedef alan eylemi yok. Ancak güvenlik güçlerinin Pazar günü Yüksekova, Nusaybin ve Şırnak merkez gibi örgütün güçlü tabanı olduğu kentlerde sokağa çıkma yasağı eşliğinde operasyonlar başlatması örgütün eylem tarzında bir değişikliğe yol açtı mı bilmiyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında PKK'yı ima etti. İçişleri Bakanı Ala da üstü kapalı aynı adresi gösterdi. Hükümet çevresi ile iktidara yakın medya aynı adresi esas alarak değerlendirmelerde bulunuyor.
Bununla birlikte HDP'nin kardeşlik vurgusu yaparak Kızılay'daki eylemi ilk kınayan siyasi parti olduğunu da not etmek gerekir. HDP benzer bir açıklamayı 17 Şubat'taki saldırı sonrasında yapmamıştı.
Bir başka önemli not daha... 11 Mart'ta ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Başkent'te hükümet binalarını hedef alabilecek potansiyel terörist eylemler konusunda uyarı yayınlamıştı. Başka bir elçilikten böyle bir uyarı gelmemişti. Acaba dünyanın en güçlü istihbarat servislerine sahip olan ABD önceden bilgi alıp da Ankara ile paylaşmadı mı ya da paylaşma gereği duymadı mı?
RECEP BAHAR/ANALİZ
Kızılay'daki saldırıyı kimin gerçekleştirdiği netleşmedi. Eylemde doğrudan vatandaşların hedef alınması failin belirlenmesini zorlaştırıyor. Zira geçen yıl IŞİD 22 Temmuz'da Suruç'ta, 10 Ekim'de Ankara Garı'nda düzenlediği eylemde sol görüşlü grupları hedef almıştı. Yine aynı terör örgütü bu yıl Ocak ayında İstanbul'da Alman turist grubuna yönelik eylem düzenlemişti. PKK ise Ankara'da 17 Şubat'ta asker servislerine yönelik araçla intihar saldırısı düzenlemişti. Bu eylemi PKK'nın yan kolu Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) üstlenmişti. TAK, eylemi Abdülbaki Sömer adlı militanlarının düzenlediğini ilan etmişti. PKK, YPG, TAK arasında bir fark yok. Nitekim HDP Van Milletvekili Tuğba Hezer, Sömer için Van'da açılan taziye evini ziyaret etmişti. Bu hareket kamuoyunda ciddi infiale yol açmıştı. TAK aynı zamanda geçen yıl Aralık ayında Sabiha Gökçen Havalimanı'na havan saldırısında bulunmuş, bir temizlik işçisinin ölümüne yol açmıştı. TAK tarafından yapılan şu açıklama da önemli: "Bundan böyle AKP ve işbirlikçileri kendi şehirlerinde konfor içinde yaşayamayacaklar. Bundan böyle Türkiye'ye uçan uluslararası havayolu şirketlerinin ve Türkiye'ye gelen yabancı turistlerin güvenliğinden sorumlu olmayacağız."
Kızılay'daki saldırı ise doğrudan vatandaşlara yönelik icra edilen bir eylem. Bu durum, geçmiş örneklere bakarak eylemin arkasında kimin olduğunu tespit etmeyi güçleştiriyor. Kızılay saldırısı atipik bir eylem olarak dikkat çekiyor. Gerçi Emniyet kaynakları bu tarz eylemler konusunda teyakkuza geçmiş, istihbarat birimleri uyarılarda bulunmuş, İçişleri Bakanlığı 81 ilin valiliğine genelge göndermişti ama bunlarda eylemlerin hangi terör mihrakları tarafından icra edilebileceğine dair net bir görüş ortaya konulmamıştı.
PKK'nın 2004'ten bu yana sivilleri doğrudan hedef alan eylemi yok. Ancak güvenlik güçlerinin Pazar günü Yüksekova, Nusaybin ve Şırnak merkez gibi örgütün güçlü tabanı olduğu kentlerde sokağa çıkma yasağı eşliğinde operasyonlar başlatması örgütün eylem tarzında bir değişikliğe yol açtı mı bilmiyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında PKK'yı ima etti. İçişleri Bakanı Ala da üstü kapalı aynı adresi gösterdi. Hükümet çevresi ile iktidara yakın medya aynı adresi esas alarak değerlendirmelerde bulunuyor.
Bununla birlikte HDP'nin kardeşlik vurgusu yaparak Kızılay'daki eylemi ilk kınayan siyasi parti olduğunu da not etmek gerekir. HDP benzer bir açıklamayı 17 Şubat'taki saldırı sonrasında yapmamıştı.
Bir başka önemli not daha... 11 Mart'ta ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Başkent'te hükümet binalarını hedef alabilecek potansiyel terörist eylemler konusunda uyarı yayınlamıştı. Başka bir elçilikten böyle bir uyarı gelmemişti. Acaba dünyanın en güçlü istihbarat servislerine sahip olan ABD önceden bilgi alıp da Ankara ile paylaşmadı mı ya da paylaşma gereği duymadı mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.