İslam coğrafyasında yaşayan neredeyse herkesin konuşmalarında 'dava, dava' diye yeri geldiğinde mangalda kül bırakmadığı Filistin sorunu, tek başına İslam ülkelerinin ne kadar büyük bir acziyet içerisinde olduğunu göstermeye yeter.
Yıllardır zulmünü artırarak devam eden İsrail, son günlerde adeta gemi azıya almış gibi Mescid-i Aksa'daki Müslümanlara kan kusturuyor.
Ramazan ayının başlamasıyla Filistinlileri tahrik etmek için Mescid-i Aksa'daki kısıtlamaları artıran İsrail, Müslümanlara rahat bir Ramazan geçirtmedi ve Kadir Gecesi'nde dahi huzur vermedi.
Ramazan boyunca İsrail polisinin saldırıları sonucu yüzlerce Filistinli yaralandı.
İsrail polisi, dün sabah da Mescid-i Aksa'da nöbet tutan Filistinlilere saldırdı. Filistinlilere göz yaşartıcı gaz, plastik mermi ve ses bombalarıyla müdahale eden İsrail polisinin saldırısında 10'larca Filistinli yaralandı.
Gazetemizin keskin kalemi Akın Aydın'ın dünkü yazısında ifade ettiği gibi, "Dünyanın en iyi kınayıcıları bizde."
Akın Aydın doğru söylüyor, kınayıcıların en iyileri bizde ancak bütün İslam coğrafyası, bizimkiler kadar mahir kınayamasalar da yine kınayıcılarla dopdolu durumda.
Başta Türkiye olmak üzere Ürdün, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Pakistan, Malezya, Libya, Sudan, Bangladeş, Fas, Bahreyn, Mısır, Kuveyt, Katar, Moritanya, Tunus ve İran Mescid-i Aksa'da ibadet eden Müslümanlara İsrail polisi tarafından yapılan saldırıları kınadı.
Bu ülkelerden Sudan, Fas, BAE ve Bahreyn, geçen yıl İsrail'le ilişkilerini normalleştirme süreci başlatmış ve Tel Aviv'le anlaşmalar imzalamışlardı. İsrail'le yakın ilişkileri yazılı ve imzalı bir şekilde güçlenerek sürdüren bu ülkeler, Filistinli Müslümanlara yönelik zulmü ise kınama açıklamalarıyla geçiştirdi. Bu ülkelerden hiç biri kalkıp da normalleşme adımlarını durdurup, İsrail'le başlatılan diplomatik ilişkileri askıya alıyorum demedi/diyemedi.
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu İsrail'e tepki gösteren İslam ülkelerinde, özellikle de hükümet ve hükümete yakın çevrelerden gelen kınama açıklamalarında 'dünya bu zulme dur desin' çağrıları öne çıkıyor. İyi de İsrail zulmüne dur diyecek o dünya nerede? Siz kılınızı daha kıpırdatmazken dünya neden harekete geçsin ki?
İslam ülkeleri, lafla peynir gemisi yürütmeye çalışmaya son vermedikçe bu zulmün bitmeyeceği ne zaman idrak edilecek?
İman ile küfür arasındaki fark dağlar kadardır
Dikkat ediyorum, İslam ülkelerinden bu zulme karşı çıkan açıklamalar, İsrail'e kayıtsız şartsız destek veren Batılı ülkelerden gelen açıklamalardan bir tık daha sert, o kadar.
Birleşmiş Milletler (BM) bugüne kadar binlerce kere yaptığı gibi İsrail'i 'savaş suçu' işlemekte suçlarken, Avrupa Birliği 'şiddeti kınadığını', Rusya, 'Filistinli sivillere yönelik saldırıları sert şekilde kınayarak "derin" endişe duyduğunu, ABD ise 'olaylardan endişeli olduğunu' açıkladı. Vatikan lideri Papa Francis de yükselen tansiyon sebebiyle endişesini dile getirdi.
Bir tarafa Hıristiyan ülkelerden gelen açıklamaları, diğer tarafa da İslam ülkelerinden gelen açıklamaları koyun, aradaki farkın ne kadar az olduğunu göreceksiniz.
Oysa inancımıza göre iman ile küfür arasındaki fark dağlar kadar olmalı ve bu fark tepkilerinde, duruşlarında, yaşayışlarında her zaman fark edilebilmelidir. Eğer bu fark İsrail zulmüne gösterilen tepkilerde olduğu gibi fark edilmeyecek kadar az ise sorun büyük demektir. Böyle bir durumda Müslümanlar kendi içlerindeki bu sorunu çözmeden, ne Filistin'e ne de Kudüs'e adam gibi destek olabilir.
Baş Hoca söylemişti
ABD'de son yapılan seçimde rakibi Biden'e yenilip tarih olan eski başkan Donald Trump'ın Aralık 2017'de Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararının ardından, herkes bugün olduğu gibi kınama açıklamalarıyla yetinirken, merhum Hocam Prof. Dr. Haydar Baş, İslam coğrafyasında kimsenin yapmadığı bir çıkış yapmıştı. Baş Hoca, "İşlenen cinayete ümmetin tamamı tek vücut olarak karşı durmalı ve Mescid-i Aksa'yı Müslümanların başkenti ilan etmelidir" demişti.
Prof. Dr. Baş'ın ortaya koyduğu bu kararın alınması ve sonrasında da arkasında durulabilmesi hem Müslüman'a yakışan imani bir duruş olacaktır, hem de Filistin davasına sahip çıkıldığı gösterilmiş olacaktır.
Ancak bunu yapacak bir babayiğit maalesef hiçbir İslam ülkesinin yönetiminde yoktur.
Oysa Haydar Baş hocanın ömrünü feda ederek yetiştirdiği, vefatından sonra O'nun tam bağımsızlık bayrağını azimle taşıyan Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş ve BTP kadrolarına milletimiz güç vermiş olsaydı, Türkiye hiçbir ülkeyi beklemeden Mescid'i Aksa'yı Müslümanların başkenti ilan eder ve İsrail'e kıyamete kadar unutmayacağı bir ders vermiş olurdu.
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023