Bağımsız Türkiye Partisi'nin yıllar önce Çağlayan'da gerçekleştirdiği tarihi "Kıbrıs mitingi"ni hatırlarsınız. Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, bir cümleyle söylersek "Kıbrıs vatandır, Kıbrıs anadır" demişti mitingde? O günden beri KKTC'nin geleceğine dair çözümler ve projeler üretiyordu Prof. Dr. Baş.Kıbrıs, bağrında yatan ilk kadın deniz şehidimiz Hz. Peygamber'in halası Hala Sultan / Ümmü Haram binti Milhan'ın emanetidir.1974 Barış Harekatı'ndan 5 bini aşkın şehidimiz yatıyor Kıbrıs'ta.Türk milleti ve Kıbrıs Türkleri, Rum, Yunan ve topyekün Haçlı dünyasına karşı yıllarca mücadele verdiler. Nihayet KKTC ilan edildi. Ancak Türkiye'de işbaşına gelmiş AB'ci hükümetler, Avrupa Birliği ham hayali uğruna, adeta Kıbrıs'ı, sahipsiz çocuk gibi AB kapısına bıraktı. KKTC'yi Rumların ve Yunanlıların insafına terk ettiler.Türkiye'ye akraba, komşu ve dost devletler tarafından KKTC'nin tanınmasında hiçbir adım atmadılar. KKTC'yi tanımayı teklif edenleri, AB ham hayalleri uğruna el altından geri çevirdiler.AB, Rum Kesimini üyeliğe aldı. Böylece sadece KKTC'nin değil, Türkiye'nin de ipini AB namına Rum Kesiminin eline teslim etti. Batmış ve iflasını ilan etmiş Rum Kesimi, kedinin fareyle oynadığı gibi koca Türkiye ve Türk milleti ile oynuyor.Burnunun dibini göremeyen basiretsiz AB'ci Türkiyeli siyasiler, ülkemizin de, KKTC'nin de geleceğini, Rum Kesiminin iki dudağı arasından çıkacak kabul ve vetoya teslim ettiler. Devlet adamı edasıyla utanmadan ortalıkta dolanıyorlar.KKTC ve Kıbrıs Türkleri, ekonomiden hukuka tam bir tecrit, tam bir abluka hali yaşıyor.Ürettiklerini satamıyorlar. Sattıklarına kendi markalarını vuramıyorlar.KKTC'nin maliyesini karşılamak, işçiye-memura maaş vermek, yatırım yapmak için Türk hükümetlerinin eline bakıyorlar.Dünyanın geldiği eko-teknik, çöllerde ve vahalarda bile en modern tarım uygulamalarını yapmaya imkan tanırken; cennet gibi KKTC topraklarında köylü-çiftçi en ağır perişanlığı yaşıyor. Türk siyaseti, KKTC'de taşıma su ile değirmen döndürtüyor.Üç tarafı denizlerle çevrili KKTC, yıllardan beri içme ve sulama suyu problemi çekiyor. Enerji konusunda onlarca eko-sistem yenilenebilir enerji kaynağı oluşturulabilecek potansiyelde olan KKTC, hala elektriğini fuel-oil gibi geçmişte kalmış yöntemlerle üretiyor.AB' aklıyla KKTC'yi bitkisel hayata teslim etmiş Türkiye hükümeti, Ortaçağ döneminden kalma "boru döşeyerek su götürme" uygulamasıyla Kıbrıs'ı adeta avutuyor.Prof. Dr. Baş, KKTC'yi çevreleyen böylesi Haçlı AB'sinin ve onların kapı kulu Türkiyeli İslamcı siyasilerinin kuşatmasını yarıyor. Geçen hafta sonu Lefkoşa'da Kıbrıs Türk Çiftçileri Birliğinin ev sahipliğinde yapılan 8. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli ve Kıbrıs Tarımı Sempozyumu, bu bakımdan adeta henüz Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmeden 7-8 ay önce gerçekleştirilen I. İzmir İktisad Kongresini andırıyor.Prof. Dr. Baş'ın onur konuğu olduğu ve kapanış konuşması yaptığı sempozyumda, başta Rusya Federasyonu Devlet Meclisi (DUMA) İhtisas Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Viladimir Lisiçkin ve Rusya Devlet Başkanı Putin'in başdanışmanı A. Korotkov olmak üzere Rusya, Azerbaycan, Türkiye ve KKTC'den birçok devlet erkanı, bakan, ilim adamı, iktisatçı vardı.Prof. Dr. Baş, Rusya'nın kapılarını KKTC'ye açtı. Prof. Dr. Baş, Prof. Dr. Lisiçkin başta olmak üzere ekonomi kurmaylarıyla birlikte KKTC'nin bağımsızlığının tanınması ve Milli Ekonomi Modeli ile iktisadi kalkınmasının sağlanması için somut projeler oluşturdu ve sundu.Uluslararası enerji uzmanı Fuat Şengül ve Prof. Dr. Ata Selçuk hocanın enerji alanında sundukları somut, maliyeti düşük ve eko-sisteme uyumlu yenilenebilir modern enerji projeleri, katılımcıların son derece dikkatini çekti. Tarım ürünlerinin yetiştirilmesinden Rusya başta olmak üzere dünyaya ihraç edilmesine, tarım sanayinden yenilenebilir enerji kaynaklarına kadar onlarca proje geliştirdi. Sempozyumda teklif edilen ekonomi, enerji ve kalkınma projelerini dinleyen KKTC'li siyasiler ve bürokratlar, "AB'ci Türk siyaseti meğer bugüne kadar Kıbrıs'ı adeta kendi kendine can çekişmeye mahkum etmiş" demekten kendilerini alamadılar.KKTC'ye, hükümetlerin yapmadığını Prof. Dr. Baş yaptı.AB'ci hükümetlerin bugüne kadar devlet gücüyle yapmadıklarını, Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli gücüyle yaptı.Prof. Dr. Baş, KKTC'yi kuşatan ve adeta ölüme mahkum eden kuşatmayı yardı.Prof. Dr. Lisiçkin, Rusya'da uygulanan ve birçok alanda kanunlaştırılan Milli Ekonomi Modeli'nin BRICS devletleri ve Brezilya gibi Latin Amerika ülkelerinde daha kapsamlı uygulanması için, ilgili devlet erkanından davetler aldıklarını, bilgi ve brifing verdiklerini detaylıca anlattı. Prof. Dr. Liisçkin, bu Milli Ekonomi Modeli'nin, dünyanın ve Türkiye'nin olduğu gibi, KKTC ekonomisinin de şahlanması için yegane yol olduğunu anlattı, somut teklifler getirdi. Türk milletinin yanısıra Kıbrıs halkı ve yönetimi, Prof. Dr. Baş'a kulak verirse, KKTC'nin bundan sonra bahtı açık olacaktır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019