Gözenin (göze: su kaynağı) başını tutmuş olanlar, hazinenin anahtarlarını ceplerinde taşıyanlar, resmi rakamlara göre açlık sınırının sadece dörtte biri kadar ücret verdikleri milyonların gözüne baka baka resmen dalga geçiyor, aldıkları ücretler birçok ülkede aynı durumda olan kesimlerden fazla diyebiliyor.
Bu insanların, ekmek, peynir, zeytin, yumurta, sebze ve meyve fiyatlarında haberdar olmadıklarını ciddi ciddi düşünmeye başladık, çünkü çarşıdan-pazardan azcık haberdar olanlar asla böyle laflar edemezler.
Yine resmi kurumların açıkladıkları enflasyon rakamlarına göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırının sadece altıda biri kadar maaşı reva gördükleri emeklilere, her zaman olduğu gibi yine 'kök maaş' hikayesini ileri sürerek sıfır zammı dayatabiliyorlar.
Su, doğalgaz, elektrik ve akaryakıta astronomik zamlar yaparak hayatı adeta çekilmez, adeta yaşanmaz hale sokan iktidar, cümle zamlardan muhalefet partilerine mensup belediyeleri sorumlu gösterebiliyor ve onları 'zamcı belediyeler' diye eleştirebiliyor.
Şaka gibi ama, bizzat gün gün yaşadıklarımız bunlar değil mi?
Geçmişte, daha önceki görevleri sırasında, imar barışı, imar affı gibi uygulamalarla binlerce, on binlerce kaçak binayı yasallaştırmış, üzerlerine kaçak katlar çıkılmasını yolunu açmış, 6 Şubat depremlerinde de on binlerin can vermesine zemin hazırlamış bir bakan, döne döne, dönderile dönderile, gönderile getirile yine aynı bakanlığa atanabiliyor.
İstanbul'un çeşitli ilçelerinde, durup dururken, depremsiz kendi başına yıkılan binalarda da aynı kaçak katlar tespit ediliyor, aynı imar barışlarının, imar aflarının korkunç neticeleri yaşanıyor ama, baş sorumluları yeni yeni ve yüksek yüksek makamlarla ödüllendirilebiliyor.
Şaka gibi değil mi?
Ama bu çok acı şakaları millet olarak yaklaşık çeyrek asırdan beri yaşıyoruz.
Bir millet, kendisiyle bu kadar açık, bu kadar aleni, bu kadar gözünün içine bakıla bakıla sergilenen dalga geçme denemelerini daha ne kadar kaldırabilir, böyle rezaletlere daha ne kadar tahammül edebilir?
Suriye konusunda gelinen son noktaya bakar mısınız: "Sayın Esed'i davet edebiliriz, ya da ona gidebiliriz."
Boşu boşuna bu kadar milyar dolarlar neden harcandı, bu kadar şehit neden verildi ve on binlerce can kayıpları neden yaşandı ve ülkemize doldurulan milyonlar neden yurdundan yuvasından edildi?
Nerdesin ey basiret, ey feraset, ey iz'an ve idrak?
Bir milletle bu kadar alay edilir mi?
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025