Her şey bir şarkıyla başladı! “Beraber yürüdük biz bu yollarda” o yol öyle bir yoldu ki, taa Fas’tan, Doğu Türkistan’a uzanıyordu. Yola “Bu şarkı bitmez” mantığıyla çıkanlar, yolunda uzun olması hasebiyle belirli konaklama tesisleri belirlediler. Irak, Afganistan, Mısır, Tunus, Libya vs. Bu yolculukta yeni dostluklarda kuruldu. Yeni şarkılar, türküler söylenmeye başlandı.
ABD, Irak’ta kendi dizaynını sağladıktan, figüranlarını başrole terfi ettirdikten sonra yönetmen koltuğuna oturup, sigarasını yakarak filmin devamını izlemeye başladı.
ABD’nin başrol verdiği zevatlardan biride Barzani’dir. Kuzey Irak’ta artık kendi ordusu olan, kendi ekonomisini yapılandıran, dış ilişkiler kuran bir devlet var. Adamlar (!) kendi adlarına bir futbol takımı bile kurdular.
Evet, Barzani, vatandaş olarak kabul etsek de etmesek de bir devlet kurdu ve yönetiyor. Erdoğan hükümeti resmi olarak böyle bir devleti tanıdığını itiraf etmese de fiili olarak tanıdığını yaptığı icraatlarla ortaya koydu.
Kuzey Irak’taki bu sözde devleti nasıl tarif edersiniz? Diye bir soru sorulsa derim ki; Nasıl ki, Suriye’yi bölmek isteyenler Türkiye-Suriye sınırında konuşlandırılıyor, silahlandırılıyor, CIA, İngiliz, İsrail ajanları tarafından nasıl eğitiliyorsa, Kuzey Irak’taki malum şahsın kontrolünde, Türkiye’yi bölmek isteyenler eğitiliyor, her türlü ihtiyaçları karşılanıyor ve ülkemizin varlığına kast ettiriliyorlar.
Bu tespitleri ilham yolu veya rüyada filan görmüş değilim. 30-35 yıldır yaşadığımız bir gerçek bu. Hepimiz biliyor, görüyoruz. Ama maalesef hükümetimiz görmedi, görmek istemedi…
CHP ve MHP’yi (tutuklu vekiller için) başka adam bulamadınız mı, diye eleştiren Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı gibi çok önemli bir koltuğa Anadolu çocuğu, Anadolu mürekkebi yalamış bir isim bulamadı. Gitti ABD mürekkebi yalamış bir ismi getirip Dışişleri’nin başına koydu.
Ahmet Davutoğlu, Barzani’ye gitti, geldi. Defalarca konuştu. Hatta beraber şarkılar söyledi. Yetmedi PKK’ya ağabeylik yapan bu zevata kalktı “ağabey” dedi. Türk iş adamları yıllardır Kuzey Irak’ın imarı için çalışıyorlar. FIFA nezdinde Kuzey Irak hükümetini tanıdı Erdoğan hükümeti. Irak’ın meşru hükümetinin “savaş sebebi sayarız” uyarısına rağmen Erdoğan hükümeti Barzani ile ekonomik işbirliği içerisine girdi. Petrol alımına başladı…
Biliyorsunuz ki, stratejik ortağımız, Erdoğan’ın kadim dostu olan ABD, Türkiye’nin Lozan’da belirlenmiş güney sınırını hala tanımıyor. Türkiye ise BOP kapsamında, en uzun sınır komşumuz olan Suriye’ye karşı bir ateş yaktı. Yaklaşık 20 ay önce yakılan bu ateş maalesef körüklendikçe körüklendi. Artık öyle bir noktaya geldik ki, kendi elimizle yakıp, körüklediğimiz bu ateş bizi de tehdit etmeye başladı.
Aldıkları dış destekle ülkelerine başkaldıran isyancılar karşısında Esad güçleri sınırımızdaki birçok yerden çekilmek durumunda kaldı. Suriye ordusunun çekildiği bu bölgelerin kontrolü kime geçti dersiniz?
Evet, Ahmet Davutoğlu’nun “ağabeyim” dediği Barzani’ye. Barzani, “Batı Kürdistanlı gençlere askeri eğitim veriyoruz ve daha sonra onları kendi topraklarını korumak ve güvenliği sağlamaları için bölgelerine göndereceğiz” dedi ve gönderdi.
Diğer taraftan Barzani’ye en yakın isimlerden biri olan Fazıl Mirani, PKK ile kardeş olduklarını ve bağımsız devlet rüyasını görmeyen hiçbir Kürt yoktur, beyanlarını televizyonlarda dile getiriyor.
Hükümet ise ortaya çıkan bu tablo karşısında şaşkın. Çıkışları ise her zaman ki gibi; müsaade etmeyiz. Adamlar senden müsaade istemediler ki, müsaade etmeyiz, diyorsun Ey Erdoğan.
330 km olan Irak sınırından ülkemize giren teröristleri engelleyemeyen siyasi ve askeri odaklar bu sınıra eklenen 877 km’den gelebilecek tehlikeleri nasıl engelleyecekler!
Bu arada Devlet Bahçeli ısrarla Ramazan bayramında Kerkük’e gideceğini söylüyor. Ey Bahçeli! Kerkük’e kimden izin alarak gideceksin? Pasaportuna “Kürdistan” mührünü mü vurduracaksın?
ABD, Irak’ta kendi dizaynını sağladıktan, figüranlarını başrole terfi ettirdikten sonra yönetmen koltuğuna oturup, sigarasını yakarak filmin devamını izlemeye başladı.
ABD’nin başrol verdiği zevatlardan biride Barzani’dir. Kuzey Irak’ta artık kendi ordusu olan, kendi ekonomisini yapılandıran, dış ilişkiler kuran bir devlet var. Adamlar (!) kendi adlarına bir futbol takımı bile kurdular.
Evet, Barzani, vatandaş olarak kabul etsek de etmesek de bir devlet kurdu ve yönetiyor. Erdoğan hükümeti resmi olarak böyle bir devleti tanıdığını itiraf etmese de fiili olarak tanıdığını yaptığı icraatlarla ortaya koydu.
Kuzey Irak’taki bu sözde devleti nasıl tarif edersiniz? Diye bir soru sorulsa derim ki; Nasıl ki, Suriye’yi bölmek isteyenler Türkiye-Suriye sınırında konuşlandırılıyor, silahlandırılıyor, CIA, İngiliz, İsrail ajanları tarafından nasıl eğitiliyorsa, Kuzey Irak’taki malum şahsın kontrolünde, Türkiye’yi bölmek isteyenler eğitiliyor, her türlü ihtiyaçları karşılanıyor ve ülkemizin varlığına kast ettiriliyorlar.
Bu tespitleri ilham yolu veya rüyada filan görmüş değilim. 30-35 yıldır yaşadığımız bir gerçek bu. Hepimiz biliyor, görüyoruz. Ama maalesef hükümetimiz görmedi, görmek istemedi…
CHP ve MHP’yi (tutuklu vekiller için) başka adam bulamadınız mı, diye eleştiren Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı gibi çok önemli bir koltuğa Anadolu çocuğu, Anadolu mürekkebi yalamış bir isim bulamadı. Gitti ABD mürekkebi yalamış bir ismi getirip Dışişleri’nin başına koydu.
Ahmet Davutoğlu, Barzani’ye gitti, geldi. Defalarca konuştu. Hatta beraber şarkılar söyledi. Yetmedi PKK’ya ağabeylik yapan bu zevata kalktı “ağabey” dedi. Türk iş adamları yıllardır Kuzey Irak’ın imarı için çalışıyorlar. FIFA nezdinde Kuzey Irak hükümetini tanıdı Erdoğan hükümeti. Irak’ın meşru hükümetinin “savaş sebebi sayarız” uyarısına rağmen Erdoğan hükümeti Barzani ile ekonomik işbirliği içerisine girdi. Petrol alımına başladı…
Biliyorsunuz ki, stratejik ortağımız, Erdoğan’ın kadim dostu olan ABD, Türkiye’nin Lozan’da belirlenmiş güney sınırını hala tanımıyor. Türkiye ise BOP kapsamında, en uzun sınır komşumuz olan Suriye’ye karşı bir ateş yaktı. Yaklaşık 20 ay önce yakılan bu ateş maalesef körüklendikçe körüklendi. Artık öyle bir noktaya geldik ki, kendi elimizle yakıp, körüklediğimiz bu ateş bizi de tehdit etmeye başladı.
Aldıkları dış destekle ülkelerine başkaldıran isyancılar karşısında Esad güçleri sınırımızdaki birçok yerden çekilmek durumunda kaldı. Suriye ordusunun çekildiği bu bölgelerin kontrolü kime geçti dersiniz?
Evet, Ahmet Davutoğlu’nun “ağabeyim” dediği Barzani’ye. Barzani, “Batı Kürdistanlı gençlere askeri eğitim veriyoruz ve daha sonra onları kendi topraklarını korumak ve güvenliği sağlamaları için bölgelerine göndereceğiz” dedi ve gönderdi.
Diğer taraftan Barzani’ye en yakın isimlerden biri olan Fazıl Mirani, PKK ile kardeş olduklarını ve bağımsız devlet rüyasını görmeyen hiçbir Kürt yoktur, beyanlarını televizyonlarda dile getiriyor.
Hükümet ise ortaya çıkan bu tablo karşısında şaşkın. Çıkışları ise her zaman ki gibi; müsaade etmeyiz. Adamlar senden müsaade istemediler ki, müsaade etmeyiz, diyorsun Ey Erdoğan.
330 km olan Irak sınırından ülkemize giren teröristleri engelleyemeyen siyasi ve askeri odaklar bu sınıra eklenen 877 km’den gelebilecek tehlikeleri nasıl engelleyecekler!
Bu arada Devlet Bahçeli ısrarla Ramazan bayramında Kerkük’e gideceğini söylüyor. Ey Bahçeli! Kerkük’e kimden izin alarak gideceksin? Pasaportuna “Kürdistan” mührünü mü vurduracaksın?
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Para milletin itibarıdır’ diyordu onu da kaybettirdi / 29.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024