Koranavirüsle birlikte tarımın, gıdanın, ekip biçmenin ne denli stratejik ve önemli olduğu bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. Önümüzdeki günlerde gıdada kıtlık kapıda gibi.
Son 20 yılda tarımda tamamen net ithalatçı bir ülke olduk. Belçika büyüklüğünde ekilebilir bir toprak parçasını ekmek ve biçmekten vazgeçtik. Aracı ve ithalcilere kurban edilen bir Türk tarımı var. İşin garabetine bakar mısınız sevgili okurlar; ismi ve bakanı en çok değişen bakanlık tarım. Bakanlığın son ismi ise Tarım ve Orman Bakanlığı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Gıda ürünleri yönünden küresel salgına en hazırlıklı ülkelerden biriyiz" açıklamasını yaptığı gün (3 Nisan 2020) içersinde gıda ürünlerinde ithalatın önünü açmak için gümrük vergisi oranları düşürüldü. Bu ürünler; ayçiçeği tohum yağı, melas ve çeltik.
Yağlı tohumlar
Petrolden sonra en fazla yağlı tohumları ithal ediyoruz. Yağlı tohumlara her yıl yaklaşık 5 milyar dolar para ödüyoruz.
Şekerpancarı ve melas
Koranavirüsle önemi bir daha artan şekerpancarı ve melasında da durum içler acısı. Dezenfektan ve kolonya üretimi için etil alkole ihtiyaç var. Bu etil alkol şekerpancarı melasından üretilen biyoetanolden yapılıyor. Melas, şeker fabrikalarında şeker pancarı üretiminde fabrikasyon kademesinde atık olarak ele geçen şekerli ve kahverengimsi son şuruptur. Ağırlıklı olarak hayvancılıkta yem maddesi olarak kullanılır. Hayvancılığın gerilemesinin bir nedeni de, şekerpancarı üretim alanlarının kota ile yarılara indirilip önemli bir yem hammaddesi olan melasın üretilmemesidir. Şimdi melasın ithalatı için gümrük vergisi düşürüldü. Türkiye şeker fabrikalarının atığı olan ve hayvancılıkta en önemli girdi maddesi olan melası bile ithal etme noktasına geldik.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, üretimin artacağı ve şeker fiyatlarının düşeceği şeklinde savunulurken, aradan geçen iki yılda durumun hiç de öyle olmadığı anlaşıldı. 2018 yılında yapılan özelleştirme ihalesinde 10 şeker fabrikası satılırken, bunlardan 5'inde şeker üretimi düştü. Söz konusu bu 5 fabrikada geçen yıl 100 bin ton daha az şeker üretilirken, özelleştirmenin şeker fiyatlarına da olumlu bir yansıması olmadı.
Buğday
Yıllardan beri buğday ekmeyerek, az ekerek samanı ithal etmek ayıbını dahi bu millete yaşattık. En fazla buğdayı Rusya'dan alıyoruz. 2019 yılında yaklaşık 10 milyon ton buğday ithal etmişiz. Her yıl buğday ithalatına 1.5 milyar dolar döviz ödüyoruz.
Rusya Federasyonu ve Avrasya Ekonomik Birliği, koronavirüs (Covid-19) önlemleri kapsamında çok sayıda tarım ürününün ihracatını 30 Haziran'a kadar yasaklamış bulunmakta. Rusya, bu veriler ile dünyanın en büyük buğday ihracatçısı konumunda. Bundan en çok etkilenecek ülkelerden birisi de hiç şüphesiz ülkemizdir.
Koranavirüsün bizlere öğrettiği bir gerçek de; "artık paramız var istediğimiz yerden ithal ederiz" döneminin bittiğidir. Elden gelen öğün olmuyor o da vaktinde bulunmuyor. Tarım ihmale gelmeyecek o kadar önemli bir sahadır ki; yıllar sonrasını hesaba katarak stoklu çalışmak zorundasınız. Eski yıllarda "ABD'de hububat dağları, Avrupa'da süt nehirleri ile et buzulları" nın oluştuğunu, üretim fazlası olduğunu biliyoruz.
Tarım ve Orman Bakanımız koranavirüs krizine yönelik tüm vatandaşlarımıza üretim çağrısında bulunarak; "Gelsinler, Bakanlığımızın il, ilçe müdürlüklerine başvursunlar. Sahaya çıksınlar, üretim yapsınlar. Bu dönem şehirlerde kalabalık ortamlarda bulunma dönemi değil. Bu dönem kırda, tarlada, sahada olma dönemi. Yani vatandaşımız çiftçilik yapsın, üretim yapsın, uzun soluklu bir öneri olarak söylüyorum" şeklinde bir öneride bulundu.
Bakan'ın söylediği şekliyle ülkemiz bir üretim seferberliğine başlayabilir mi? Devlet çiftçiye destek olabilir ve alım garantisi verebilir mi? Sürekli milletten almaya odaklanmış kapitalist bir anlayışla elbette hayır.
Prof. Dr. Haydar Baş bey'in "Milli Ekonomi Modeli"ni uygulamadıktan sonra hükümetin üretim seferberliği bir temenniden öteye geçemez. Bu şekliyle devlet üreticiye bedava mazot, elektrik, tohum ve gübre veremez. Bu iş ancak "Milli Para"ya dönmekle kendi öz paramızı tedavüle sokmakla ve senyorajı devreye koyarak gerçekleştirilebilir. Bütün yollar Haydar Baş'a ve Milli Ekonomi Modeli'ne çıkmakta… Haydar Baş bey'i dinleyip anlamamız ve modeline sarılıp krizden çıkmamız için illaki başımıza bir musibet mi gelmesi gerekiyor…
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023