Korkutan senaryo
İstanbul ve çevresinde son 1500 yılda yaşanmış depremleri inceleyen Türk bilim insanları, İstanbul’un hemen güneyinde yer alan Kuzey Anadolu Fayı’nda doğudan batıya doğru 7.5'e varan büyüklükte depremler beklediklerini açıkladı
17.07.2019 00:00:00





Türkiye'den bilim insanları İstanbul ve çevresinde tarih boyunca yaşanmış önemli depremleri inceledi. Son 1500 yılın önemli depremlerinin verilerini araştıran uzmanlar, Kuzey Anadolu Fayı'nın İstanbul merkezine uzanan 160 km uzunluğundaki segmentinde seri halinde oluşmuş tarihsel depremleri inceledi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Jeodezi Anabilim Dalı öğretim üyeleri Doç. Dr. Fatih Bulut, Doç. Dr. Aslı Doğru, İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cenk Yaltırak ve Ankara Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Bahadır Aktuğ'un yazarları arasında yer aldığı Tectonophysics dergisinde Ağustos 2019 sayısında yayınlanacak makalede araştırmacılar son 1500 yılın deprem verilerini inceleyerek İstanbul ve çevresinde beklenen olası depremin büyüklüğüne dair senaryolar hazırladı.
Tarihsel ve günümüz verileri ışığında hazırlanan araştırma kapsamında Marmara Bölgesinde Kuzey Anadolu Fay'nın geçtiği segmentlerin yer aldığı Batı (Tekirdağ havzası), Merkez (Kumburgaz havzası) ve Doğu (Çınarcık Havzası) olmak üzere bölgenin tarih boyunca yaşadığı depremler incelendi. 1766'da iki ve 1509'da bir olmak üzere 7.2, 7.4 ve 7.5 büyüklüklerinde depremlerin yaşandığı bu üç bölgede gelecekte potansiyel olarak yaşanabilecek deprem büyüklüğüne dair senaryolar geliştirildi.
Senaryolara göre İstanbul'un hemen güneyinde yer alan Kuzey Anadolu Fayı'nda doğudan batıya doğru sırasıyla 7.5, 7.4 ve 7.2 büyüklüğünde depremler bekleniyor.
Faylarda enerji birikti
Yıllık hareket biriktirme miktarını Marmara Bölgesi'nde 100'e yakın GPS istasyonundan aldıkları verilerle hesapladıklarını aktaran Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Jeodezi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Fatih Bulut, yıllık ortalama 2.5-3 cm arası bir hareket gözlediklerini kaydetti.
Bu hareketin sürtünmenin yüksek olduğu yerlerde fay yüzeyinde birikme olarak kaldığını; bazı yerlerde ise daha hızlı hareket ettiğini ve sürtünme olmadığı için çok fazla birikmediğini belirten Bulut, Marmara Bölgesi'ndeki GPS istasyonlarının sayısını önemli ölçüde artırmaya çalıştıklarını da belirtti.
1766 ve 1509 kırıklarının günümüzde 7.2, 7.4 ve 7.5 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğunun altını çizen Doç. Dr. Bulut, söz konusu kestirimlere, biriken hareket miktarı, fayın uzunluğu ve fayın derinliği verileri üzerinden yapılan aritmetik hesaplama sonucu ulaştıklarını aktardı. Bulut şöyle devam etti: "Son 1500 yıllık zaman dilimini yedi zaman aralığına ayırınca görülüyor ki her bir küme en az dört en fazla altı depremi kapsıyor. Şu an biz 7. zaman aralığını henüz tamamlamadık ve yakın tarihlerde bu kapsamda sadece iki deprem yaşadık. Dolayısıyla 7. zaman aralığını tamamlamak için istatistiki olarak en az iki en fazla dört deprem daha yaşayacağımız görülüyor."
Kuzey Anadolu Fayı'na dikkat!
Doç. Dr. Bulut, "Kuzey Anadolu Fayı yılda 2-3 cm kayma ile depremi çok hızlı hazırlayan bir sistem. Anadolu'da da irili ufaklı pek çok fay var, ama bunlar Kuzey Anadolu Fayı'na göre hareketi daha yavaş biriktiriyorlar ve deprem hazırlık süreçleri oralarda elimizdeki kayıtlara göre çok daha uzun sürdüğü için biz onların nerede ve ne büyüklükte deprem üreteceğini öngöremiyoruz.
Örneğin bir fay 2000 yıldır suskun gibi görünüyor ama her yıl az da olsa 1-2 mm'lik bir hareket biriktirdiği için bir gün beklenmedik bir anda büyük bir deprem meydana getirebiliyor.
Depremi Marmara'da beklerken Van'da ya da Kütahya'da olabiliyor, çünkü orada bu süreç gözle rahat görülemeyecek yavaşlıkta ve çok uzun bir sürede yaşanıyor. Aslında Türkiye'nin birçok yeri için bu tehlike mevcut ama İstanbul nüfusunun fazla olması olası kayıp risklerini artırmakta" diyerek sözlerini noktaladı.
SELİM AYANOĞLU / İSTANBUL
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Jeodezi Anabilim Dalı öğretim üyeleri Doç. Dr. Fatih Bulut, Doç. Dr. Aslı Doğru, İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cenk Yaltırak ve Ankara Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Bahadır Aktuğ'un yazarları arasında yer aldığı Tectonophysics dergisinde Ağustos 2019 sayısında yayınlanacak makalede araştırmacılar son 1500 yılın deprem verilerini inceleyerek İstanbul ve çevresinde beklenen olası depremin büyüklüğüne dair senaryolar hazırladı.
Tarihsel ve günümüz verileri ışığında hazırlanan araştırma kapsamında Marmara Bölgesinde Kuzey Anadolu Fay'nın geçtiği segmentlerin yer aldığı Batı (Tekirdağ havzası), Merkez (Kumburgaz havzası) ve Doğu (Çınarcık Havzası) olmak üzere bölgenin tarih boyunca yaşadığı depremler incelendi. 1766'da iki ve 1509'da bir olmak üzere 7.2, 7.4 ve 7.5 büyüklüklerinde depremlerin yaşandığı bu üç bölgede gelecekte potansiyel olarak yaşanabilecek deprem büyüklüğüne dair senaryolar geliştirildi.
Senaryolara göre İstanbul'un hemen güneyinde yer alan Kuzey Anadolu Fayı'nda doğudan batıya doğru sırasıyla 7.5, 7.4 ve 7.2 büyüklüğünde depremler bekleniyor.
Faylarda enerji birikti
Yıllık hareket biriktirme miktarını Marmara Bölgesi'nde 100'e yakın GPS istasyonundan aldıkları verilerle hesapladıklarını aktaran Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Jeodezi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Fatih Bulut, yıllık ortalama 2.5-3 cm arası bir hareket gözlediklerini kaydetti.
Bu hareketin sürtünmenin yüksek olduğu yerlerde fay yüzeyinde birikme olarak kaldığını; bazı yerlerde ise daha hızlı hareket ettiğini ve sürtünme olmadığı için çok fazla birikmediğini belirten Bulut, Marmara Bölgesi'ndeki GPS istasyonlarının sayısını önemli ölçüde artırmaya çalıştıklarını da belirtti.
1766 ve 1509 kırıklarının günümüzde 7.2, 7.4 ve 7.5 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğunun altını çizen Doç. Dr. Bulut, söz konusu kestirimlere, biriken hareket miktarı, fayın uzunluğu ve fayın derinliği verileri üzerinden yapılan aritmetik hesaplama sonucu ulaştıklarını aktardı. Bulut şöyle devam etti: "Son 1500 yıllık zaman dilimini yedi zaman aralığına ayırınca görülüyor ki her bir küme en az dört en fazla altı depremi kapsıyor. Şu an biz 7. zaman aralığını henüz tamamlamadık ve yakın tarihlerde bu kapsamda sadece iki deprem yaşadık. Dolayısıyla 7. zaman aralığını tamamlamak için istatistiki olarak en az iki en fazla dört deprem daha yaşayacağımız görülüyor."
Kuzey Anadolu Fayı'na dikkat!
Doç. Dr. Bulut, "Kuzey Anadolu Fayı yılda 2-3 cm kayma ile depremi çok hızlı hazırlayan bir sistem. Anadolu'da da irili ufaklı pek çok fay var, ama bunlar Kuzey Anadolu Fayı'na göre hareketi daha yavaş biriktiriyorlar ve deprem hazırlık süreçleri oralarda elimizdeki kayıtlara göre çok daha uzun sürdüğü için biz onların nerede ve ne büyüklükte deprem üreteceğini öngöremiyoruz.
Örneğin bir fay 2000 yıldır suskun gibi görünüyor ama her yıl az da olsa 1-2 mm'lik bir hareket biriktirdiği için bir gün beklenmedik bir anda büyük bir deprem meydana getirebiliyor.
Depremi Marmara'da beklerken Van'da ya da Kütahya'da olabiliyor, çünkü orada bu süreç gözle rahat görülemeyecek yavaşlıkta ve çok uzun bir sürede yaşanıyor. Aslında Türkiye'nin birçok yeri için bu tehlike mevcut ama İstanbul nüfusunun fazla olması olası kayıp risklerini artırmakta" diyerek sözlerini noktaladı.
SELİM AYANOĞLU / İSTANBUL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.