Amerika, Türkiye üzerinde ve bölgede kovboy çılgınlığını sürdürüyor.
5-6 gün önce Başkan Trump "Rahip Andrew Brunson'ı uzun zamandır gözaltında tuttukları için Türkiye'ye geniş çaplı yaptırımlar uygulayacağız" demişti, herkesin malumu.
"Türkiye'ye geniş çaplı yaptırımlar" ifadesinin içeriği, kovboy çılgınlığıdır.
Bu çılgınlıklar, belki akl-ı selim, siyasi basiret, yepyeni ve güçlü bir milli ekonomi açılımıyla savuşturulabilir.
İki hafta önce Akdeniz ısınıyor, bölgemizde yeni cehennem çukurları açılıyor, demiştim bu köşeden? Rusya, Çin ve BRICS örneklerini hatırlatarak, bu yeni cehennemden kurtuluşumuzun yolu Prof. Dr. Haydar Baş ve Milli Ekonomi Modeli'dir, demiştim? Nitekim zerre kadar aklı, basireti, ilmi, irfanı ve imanı olan için ilim dünyası ve BRICS tablosu bu gerçeğe şahit.
Kovboyun İran ambargosu öncelikli ve yakın planda görülse de; hedefte Türkiye'nin de olduğu teşhisi yeni dönemin ilk MGK bildirisine de yansımış. Deniyor ki:
1- ABD tarafından ülkemize karşı kullanılan tehdit dili, ittifak ilişkilerine saygısızlıktır, kabul edilemez.
2- ABD, Türkiye'nin her türlü sorumluluğunu yerine getirdiği savunma sanayisi projelerini, milletlerarası antlaşmalara aykırı şartlara bağlamıştır, bunu ilan etmiştir. Bu durum, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığa ve güven ilişkisine telafisi mümkün olmayan zararlar verecektir.
3- Bazı ülkelerin terörle mücadelede çifte standart niteliği taşıyan uygulamalarıkabul edilemez.
4- ABD ile Münbiç konusunda sağlanan mutabakat, Suriye meselesinin çözümüne önemli katkı sağlayacaktır.
5- Ege ve Doğu Akdeniz başta olmak üzere Türkiye'nin denizlerdeki hak ve menfaatleri korunacaktır.
Ödemesi yapılmış savunma sanayimize haksız yere çöreklenen kovboyla Münbiç'te neyin huzurunu tesis ediyoruz, bilmem ki?
Türkiye'yi bir papaza kurban etmiş bir kovboy çılgınlığı apaçık iken; hala hangi stratejik ortaklık ve güvenden söz ediyoruz.
Türkiye mengeneye konmuş, sıkıştırılıyor.
Kovboyun bölgedeki çömezleri rahat duruyor mu?
Suud, İsrail, Mısır, hatta Kıbrıs Rum kesimi?
Bölgeyi, Akdeniz'i kaynatıyorlar.
Henüz üçgün önce Kıbrıs Rum Kesimi'nde düzenlenen konferansta, İsrail, Mısır ve tabi Amerika, Türkiye'ye meydan okuyor.
İsrail Büyükelçisi Aammy Ravel, Akdeniz'deki doğalgaz aramalarına tepki veren Türkiye'ye karşı şu pervasız ve hadsiz çıkışı yapmıyor mu:
"İsrail'in askeri müdahalede bulunmak zorunda kalmamasını temenni ederim."
Aynı nakaratı Mısır ve Amerika tekrar ediyor.
Bu arada geçen sene Mart ayında İran'a karşı, Türkiye ve İsrail'in de aralarında bulunduğu ülkelerden oluşturulmak istenen "Sünni NATO" programı revize edilerek; Amerika ve İsrail güdümlü "Arap NATO"suna evrildiği açıklanıyor geçen hafta.
Amerika, İsrail, Mısır, Ürdün, Suud ve Birleşik Arap Emirlikleri olarak revize edildi.
Bütün bu gelişmeleri, bölgemizin ve Türkiye'nin yakın ve uzak geleceği adına çok iyi okumamız lazım geliyor.
BOP'un ve Yahudi lobisinin Büyük İsrail hedefini ve adım adım ilerleyen uygulamalarını ciddiye almak gerekiyor.
18 Haziran 2004 yılında kartel medyasında, 157 silahlı MOSSAD elemanının Türk havalimanlarında İsrailli turistleri korumak üzere görev yapmalarına izin verilmiştir, diye haber yaptıkları uygulamalar, yine konuşuluyor. (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/turkiyedeki-israil-ucagina-mossad-korumasi-234627).
Metin Aydoğan, 2018 Haziran'ından itibaren, artık İstanbul, Antalya ve Dalaman başta olmak Türk havaalanlarında silahlı MOSSAD ajanlarının görev yapacağını söylüyor. Konu parlamento habere düşüyor. (https://www.parlamentohaber.com/turkiyede-israil-isgali-basladi/).
Bölgemiz ve ülkemizin kovboy çılgınlığına muhatap olduğu şu süreçte; Türkiye, hassasiyetini en üst düzeye çıkartmalıdır.
Rusya'dan, Çin'den veya Güney Afrika'dan bulunacak üç-beş milyar dolar borç ile bu değirmen dönmez. Türkiye ve bölgemiz yanar. Kovboylar ve onların çömezleri bayram eder.
5-6 gün önce Başkan Trump "Rahip Andrew Brunson'ı uzun zamandır gözaltında tuttukları için Türkiye'ye geniş çaplı yaptırımlar uygulayacağız" demişti, herkesin malumu.
"Türkiye'ye geniş çaplı yaptırımlar" ifadesinin içeriği, kovboy çılgınlığıdır.
Bu çılgınlıklar, belki akl-ı selim, siyasi basiret, yepyeni ve güçlü bir milli ekonomi açılımıyla savuşturulabilir.
İki hafta önce Akdeniz ısınıyor, bölgemizde yeni cehennem çukurları açılıyor, demiştim bu köşeden? Rusya, Çin ve BRICS örneklerini hatırlatarak, bu yeni cehennemden kurtuluşumuzun yolu Prof. Dr. Haydar Baş ve Milli Ekonomi Modeli'dir, demiştim? Nitekim zerre kadar aklı, basireti, ilmi, irfanı ve imanı olan için ilim dünyası ve BRICS tablosu bu gerçeğe şahit.
Kovboyun İran ambargosu öncelikli ve yakın planda görülse de; hedefte Türkiye'nin de olduğu teşhisi yeni dönemin ilk MGK bildirisine de yansımış. Deniyor ki:
1- ABD tarafından ülkemize karşı kullanılan tehdit dili, ittifak ilişkilerine saygısızlıktır, kabul edilemez.
2- ABD, Türkiye'nin her türlü sorumluluğunu yerine getirdiği savunma sanayisi projelerini, milletlerarası antlaşmalara aykırı şartlara bağlamıştır, bunu ilan etmiştir. Bu durum, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığa ve güven ilişkisine telafisi mümkün olmayan zararlar verecektir.
3- Bazı ülkelerin terörle mücadelede çifte standart niteliği taşıyan uygulamalarıkabul edilemez.
4- ABD ile Münbiç konusunda sağlanan mutabakat, Suriye meselesinin çözümüne önemli katkı sağlayacaktır.
5- Ege ve Doğu Akdeniz başta olmak üzere Türkiye'nin denizlerdeki hak ve menfaatleri korunacaktır.
Ödemesi yapılmış savunma sanayimize haksız yere çöreklenen kovboyla Münbiç'te neyin huzurunu tesis ediyoruz, bilmem ki?
Türkiye'yi bir papaza kurban etmiş bir kovboy çılgınlığı apaçık iken; hala hangi stratejik ortaklık ve güvenden söz ediyoruz.
Türkiye mengeneye konmuş, sıkıştırılıyor.
Kovboyun bölgedeki çömezleri rahat duruyor mu?
Suud, İsrail, Mısır, hatta Kıbrıs Rum kesimi?
Bölgeyi, Akdeniz'i kaynatıyorlar.
Henüz üçgün önce Kıbrıs Rum Kesimi'nde düzenlenen konferansta, İsrail, Mısır ve tabi Amerika, Türkiye'ye meydan okuyor.
İsrail Büyükelçisi Aammy Ravel, Akdeniz'deki doğalgaz aramalarına tepki veren Türkiye'ye karşı şu pervasız ve hadsiz çıkışı yapmıyor mu:
"İsrail'in askeri müdahalede bulunmak zorunda kalmamasını temenni ederim."
Aynı nakaratı Mısır ve Amerika tekrar ediyor.
Bu arada geçen sene Mart ayında İran'a karşı, Türkiye ve İsrail'in de aralarında bulunduğu ülkelerden oluşturulmak istenen "Sünni NATO" programı revize edilerek; Amerika ve İsrail güdümlü "Arap NATO"suna evrildiği açıklanıyor geçen hafta.
Amerika, İsrail, Mısır, Ürdün, Suud ve Birleşik Arap Emirlikleri olarak revize edildi.
Bütün bu gelişmeleri, bölgemizin ve Türkiye'nin yakın ve uzak geleceği adına çok iyi okumamız lazım geliyor.
BOP'un ve Yahudi lobisinin Büyük İsrail hedefini ve adım adım ilerleyen uygulamalarını ciddiye almak gerekiyor.
18 Haziran 2004 yılında kartel medyasında, 157 silahlı MOSSAD elemanının Türk havalimanlarında İsrailli turistleri korumak üzere görev yapmalarına izin verilmiştir, diye haber yaptıkları uygulamalar, yine konuşuluyor. (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/turkiyedeki-israil-ucagina-mossad-korumasi-234627).
Metin Aydoğan, 2018 Haziran'ından itibaren, artık İstanbul, Antalya ve Dalaman başta olmak Türk havaalanlarında silahlı MOSSAD ajanlarının görev yapacağını söylüyor. Konu parlamento habere düşüyor. (https://www.parlamentohaber.com/turkiyede-israil-isgali-basladi/).
Bölgemiz ve ülkemizin kovboy çılgınlığına muhatap olduğu şu süreçte; Türkiye, hassasiyetini en üst düzeye çıkartmalıdır.
Rusya'dan, Çin'den veya Güney Afrika'dan bulunacak üç-beş milyar dolar borç ile bu değirmen dönmez. Türkiye ve bölgemiz yanar. Kovboylar ve onların çömezleri bayram eder.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019