İnsanda yaratılıştan gelen birtakım değerler vardır. Bu yaratılış itibariyle insanı, gerek şekil gerek mana olarak hiçbir varlıkla mukayese etmek mümkün değildir.
Yaradan, insana çok kıymetli cevherler vermiştir. Nasıl ki toprakta bulunan maden işlenip kullanılabilir hale gelmesi için birtakım aşamalardan geçiyorsa, insanın da kendisine bahşedilen cevheri fiiliyata dönüştürebilmesi için bir eğitim programına tâbi tutulması gerekir. "Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz" buyruğu bu eğitimin başlangıç ve bitiş noktalarını işaret eder.
İnsanı en güzel surette yaratan Cenab-ı Hak, bu eğitim programı ile onu en yüksek makama oturtmayı diler. Her asrın ve her toplumun seviyesine uygun hale getirdiği bu eğitimi, insanlara uygulama şeklini öğretmesi için de insanlığın ilk ve büyük eğitimcileri olan peygamberler ve veliler göndermiştir. Çünkü bilgili olmak başka eğitilmiş olmak ise çok daha başkadır.
Yaşayacağımız hayatın bilgi ve pratiğini en doğru şekliyle veren, insanı maddesi ve manası ile bir bütün olarak ele alan yani insanı eğitecek, eğitilmiş ve yetiştirilmiş örnek insanlara ihtiyaç duyarız. Bu örnek insanlar ile dünya ve ahiret hayatını en iyi şekilde öğrenen insan, Hak yolculuğuna hazır hale gelir. Kendisini her an kontrol eder ve hesaba çeker. Çünkü eğitimin gayesi insanı dünya hayatında ilahi imtihana hazırlamaktır.
Bugün ise bu eğitim anlayışından oldukça uzak, sadece bazı bilgilerin aktarıldığı, insanın değil eşyanın ele alındığı, insanın feda edildiği bir eğitim programı sunuyorlar önümüze. Sonucunda ise huzursuz insan tipi örnekleri yetişiyor.
Günümüzün örnek insanı merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocam ise bataklıkta açan nilüfer çicekleri, karanlıkta parıl parıl parlayan yıldızlar yetiştirdi. Bu huzursuz toplumda huzur dolu yaşayışları ile kendini belli eden İcmal gençleri yetiştirdi. Bu eğitime tâbi olmak ne büyük şeref.
"Bütün ümidim gençliktedir. Her kafanın anlamaktan aciz olduğu yüksek bir varlıktır gençlik" diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerine kulak kabartıp eğitmekten aciz eğitim programlarımızın yerine daha çağdaş, bedeni ve ruhi ihtiyaçları temin edebilecek programlara ihtiyacımız var.
- FATIMA MELEK ÖZYER: Haydar Baş: Bir davanın adı / 15.04.2025
- ÇİĞDEM PALA: Açık mektup / 14.04.2025
- SEÇİL DAMLA KAYAALP - Öğrenme / 08.03.2025
- BURHAN BORAN: Deprem / 27.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Maarif yüzyılı mı, masallar yüzyılı mı? / 20.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Parayı kim basarsa düzeni o kurar / 19.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Petro-Dolar Tuzağından Kurtuluş: Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Vizyonu / 18.02.2025
- AYŞE ZIVALI: Hoca Atatürk / 08.02.2025
- OZANCAN DERNEK /Efendi kim, köle kim? / 17.01.2025