Küçük böbrek taşlarına dikkat!
Toplumda ağrısı, doğum sancısı ile eşdeğer görülen böbrek taşı şikâyetleri, akla yetersiz su tüketimi ve gıdaların yeteri kadar temiz yıkanmamasını getiriyor.
27.07.2022 10:01:00





Toplumda ağrısı, doğum sancısı ile eşdeğer görülen böbrek taşı şikâyetleri, akla yetersiz su tüketimi ve gıdaların yeteri kadar temiz yıkanmamasını getiriyor. Su ile ilgili olan yaklaşımın doğruluğuna karşın temiz yıkanmamış yeşilliklerin böbrek taşı oluşumu ile ilgisi olmadığı ve bu durumun 'taş yutulsa dahi böbrek taşı oluşmaz' olarak değerlendirildiği ortaya çıkıyor. Halk arasında böbrek taşı olarak bilinen 'üriner sistem taşları', çoğunlukla idrar içersinde olan maddeler arasındaki dengenin bozulması sonucu oluşuyor. Bu dengeyi bozan sebeplerin başında ise enfeksiyon geliyor. Bu sebeple böbrek taşından mustarip olan kimselerde tedaviden önce sebepler üzerinde durulmalı ve değerlendirme bu doğrultuda yapılmalıdır.
Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Akıncı, "Böbrek taşının erkeklerde görülme oranı, kadınlardan 1/3 oranında daha yüksektir. Değerlendirmede tedaviden önce taşın şekline büyüklüğüne ve oluşumuna göre planlama yapılmalıdır" diye konuştu. Tedavi ve yaklaşımla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Akıncı, "4 milimetrenin altında olan taşların genellikle takiple düşmesi beklenir. 4-7 milimetre arası taşların yarısı ve 8 milimetreden büyük taşların ise nadiren kendiliğinden düştüğü söylenebilir. Böbrek taşı idrar yolunda harekete başlamışsa ve müdahaleye gerek kalmayacak kadar küçükse, hastalara bol su tüketmesi ve hareket etmesi tavsiye edilir. Ağrı kesicilerle taşın düşmesi sırasında yaşanabilecek sorunların azaltılması hedeflenir. Ancak 5 milimetreden büyük taşlarda müdahale edilmesi ve doktora başvurulması gerekebilir. Ürolog, taşın yeri ve büyüklüğüne, hastanın sağlık durumuna ve yaşına göre gerekli müdahaleye karar verir. Çocuklarda ve yetişkinlerde benzer tedavi yöntemlerine başvurulduğu söylenebilir" dedi.
Bir kez taş oluşması durumunda hayat boyunca mutlaka bir kez daha taş oluşabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Akıncı, "Eğer taş her yıl ve 5-10 yılda bir oluşuyorsa mutlaka metabolik araştırma yapılıp nedeninin bulunması ve tedavinin buna göre planlanması gerekir. Böbrek taşı en iyi ihtimalle kendini ağrıyla ve bazen de enfeksiyon ve idrarda kanamayla kendini belli eder. Şüpheli karın ağrısıyla kendini belli ettiği durumlarda olabilir. Ayrıca böbrek taşı olan bir hastada aynı zamanda apandisit olup olmadığının mutlaka iyi ayırt edilmesi gereklidir. Eğer bu ayrım yapılamazsa ve hasta apandisitse sonucu ölüm olabilir. Böbrek taşı ise ölüme sebep olmaz, korkmamak gerekir. Taşın yol açabileceği en önemli sorun, böbrek yetmezliğine sebep olabilmesidir. Böbrek yetmezliği akut veya kronik olabilir. Kronikse bu durumda diyaliz gereklidir ve geri dönüşü yoktur. Akut ise girişimsel tedaviyle çözümü mümkündür" dedi.
Prof. Dr. Mustafa Akıncı taş oluşumu önlemek ve alınabilecek önlemleri ise şöyle sıraladı: "Obez olmamak, hareketsiz olmamak, su içmemek, çok et yemek (ürik asit taşlarına sebep olabilir), sebze yememek (idrarın Ph değerini bozar), az meyve tüketmek (idrarın Ph değerini bozar), aşırı rafine gıda almak - lifsiz gıda tüketmek (bağırsak sağlığını etkiler) aşırı şeker ve tuz tüketimi ( bağırsaklardan kalsiyum ve oksalat emilimini arttırır). Taş oluşumunu önlemek için ise: lifli gıdayla beslenmek, tuz tüketmemek, bol su içmek, çok hareketli olmak, her gün bir limon tüketmek, var olan metabolik hastalıkların tedavisini sağlamak." EYÜP KABİL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.