Dağlardan ve derelerden kopup azgın bir aslan misali vadilere ve ovalara yayılan sel, yoluna çıkan her engeli, önüne dikilen her ağacı ve duvarı yıkıp götürürken, silip-süpürürken asla adres sormaz.
Bu ahmedin binası, şu mehmedin bağı-bahçesi, şurdaki de hasanın ekili arazisi diyerek yolunu değiştirmediği gibi, kükremesine bir fren koymadığı gibi, sosyal sıkıntılar, ekonomik buhranlar ve milleti canından bezdiren zam yağmurları da asla adres sormuyor, partili-partisiz, yanlı-yansız ayırımı yapmıyor ve önüne geleni bir güzel çarpıyor.
Hepsi bir ay, topu topu bir ay, Haziran ayı boyunca tam beş kez akaryakıta, benzine-mazota zam gelmiş, hem de lira hesabı ile…
Zamlar adres sormuyor, parti adı sormuyor, hangi ittifaka oy verdiğini de sormuyor, yirmi yılı aşkın bir süreden beri bu yalan ve talan düzeninin mimarlarına oy verenler, milletin tamamına bu ekonomik felaketi armağan etmiş oluyorlar.
Oldukça çirkin, bir o kadar da sevimsiz olan bu armağanı geri çevirme, reddetme gibi bir seçeneği olmayan bu çilekeş millet, bağrına taş basarak, kıvranarak, uykusuz geceler geçirerek akşamı sabah, sabahı da akşam etmeye çalışıyor.
Hükumet, bir kurumuna açıklattığı ve hayatın gerçeklerinden oldukça uzak rakamlara dayanarak asgari ücrete ve emekli maaşlarına yaptığı zamlarla övünürken, karar kesinleşip zamlı maaşlar ceplere girene kadar üçte biri buharlaşıyor, eriyip gidiyor.
İktidarın akıl hocaları, geçmişte gerçekleşen 'açılım sürecinde de' âkil hocalığı yapmış olan zevat ve zatı muhteremler, meydana gelen bu çarpıklık hakkında, mimarları hakkında her hangi bir söz etmiyorlar da, sadece durumu iyi olanların, yoksullara yardımda bulunmalarını tavsiye ediyorlar.
İşin başında, koltuğa otururken, yoksullukla mücadele sözü verilmişti, yirmi yılın sonunda yoksulluk insanların boyunu aştı, niye, neden ve niçin diyen yok.
İşe başlarken, yolsuzlukla mücadele sözü verilmişti, yirmi yılın sonunda, yolsuzluklar dillere destan oldu ve ülke sınırlarını dahi aştı, bu hal neyin nesi diyen yok.
Yirmi yıllık iktidarın akıl ve âkil hocaları, bir türlü sözü oraya getirip de, demiyorlar ki; arkadaşlar, gök yüzünün bize bakan yüzü suyunu mu kıstı, yer yüzünün bize düşen parçası cimrileşti ve kısırlaştı mı, ve vadilere yayılan hayvan sürüleri yavrulamaz, koyunlar kuzulamaz mı oldu?
Siz ne yaptınız, sizler neyi nasıl yapıyorsunuz ki, paramız pula dönüşüyor, elin bir lirası bizim otuz liramıza denk düşüyor?
Neden, sizin yönetiminizde bu kadar yoksullaştık ve yoksullaşmaya da devam ediyoruz?
- ‘Yılda bir miting’ ahalisi suskun / 01.10.2025
- Bizim medeniyetimizde zulüm alkışlanmaz zalim de asla sevilmez / 28.09.2025
- Senin yâdına düşmedi / 27.09.2025
- Katliamlar durursa ve adalet zalimin koluna kelepçeyi vurursa… / 25.09.2025
- Gök kubbeyi çınlatan çığlık / 23.09.2025
- Çelişkiler yumağı / 22.09.2025
- Çok sert kınamışlar / 21.09.2025
- İslam dünyasının omurga ithalatına ihtiyacı var / 20.09.2025
- Sahte kâr / 19.09.2025