Forma kültürü, dünyanın bir çok ülkesinde, kulüp ve milli takımlar seviyesinde çok önemli bir yere sahiptir. Futbolun beşiği İngiltere ise bu konuda bambaşka bir seviyededir. Liverpool, Manchester United gibi köklü İngiliz takımlarını buna örnek gösterebiliriz. Zamanla diğer Avrupa takımları da bu kültüre ayak uydurmuştur.Bazı takımlar vardır ki, aklımıza geldiği anda forması gözümüzde canlanır. Celtic'in enine çizgili yeşil beyaz forması, aynı şehirin iki takımı Inter ve Milan'ın çubuklu formaları, Liverpool'un kırmızı düz forması, River Plate'in beyaz üzerine diagonal geçişli kırmızı bantlı forması; milli takımlar seviyesinde ise Brezilya'nın sarı düz forması, mavi şortu, Arjantin'in mavi beyaz çubuklusu hemen aklımıza gelebilecek formalardır. 1960'lardan itibaren, takımın renklerinden farklı renkte bir formaya da sahip olma geleneğine de İngiltere öncülük etmiştir. Buna en güzel örnek 1968 Şampiyonlar Ligi finalinde Manchester United'ın giydiği mavi forma gösterilebilir. Günümüzde de UEFA'nın forma konusundaki sert tedbirlerinin de etkisiyle, takımlar farklı renklerde 3. forma çıkarmaya devam ediyorlar. Takımların formalarındaki ufak bir renk benzerliği bile hakemler tarafından kabul görmüyor ve değişik formalar isteniyor. Taraftarın tepkisi de tabi ki bu forma kültüründe çok önemli. Bir iki örnekle açıklamak gerekirse; 1998 yılında Nike ile anlaşan Barcelona, formasının arkasındaki numara renginin beyaz olması nedeniyle taraftarı tarafından Real Madrid'e benzemekle suçlanmış ve numara renkleri o günden itibaren hep sarı olmuştur. 2001'de Ajax ise Adidas'la anlaşmış ve Adidas, Ajax formasının kol kısmında bilindik 3 çizgisini kullanmış ancak neredeyse tehditler alınmasına sebep olan bu durum bir sonraki sezondan itibaren sadece Avrupa formasında kullanılmaya başlanmıştır ve ligde bilinen Ajax forması kullanılmıştır.Maalesef, Türkiye bu kültürün çok uzağında geçen yıllara sahip. Son yıllarda biraz daha düzene girse de, iç sahada takımların bilindik formalarını kullanmadıkları maçları hala görüyoruz. Fenerbahçe çubuklusuna son dönemde en çok değer veren takım gibi gözüküyor. Galatasaray taraftarının da zoruyla son yıllarda ''gerçek parçalı'' formaya dönse de bu sezon yine bundan vazgeçti. Beşiktaş'ın tam bir geleneği olmasa da, yakın geçmişte taraftarın parçalı formaya koydukları tepki hala akıllardadır. Forma kültürünün olmazsa olmazı iç sahanda alışılageldik formayı giymektir. Taraftarın isteklerine kulak verilmeli, takımlarını iç sahada görmek için gelen taraftar veya televizyonda maçı açan bir sporsever, ''Hangi takım bizimki?'' gibi bir ikilem yaşamamalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kerem Sevimli / diğer yazıları
- On yılda bir / 03.11.2014
- Kontrollü oynayanlar ligi / 27.10.2014
- Yalancı sınırı / 20.10.2014
- Markasız futbol / 13.10.2014
- Değişim mi istikrar mı? / 26.09.2014
- Tarihi değiştirenler / 19.09.2014
- Futbol'cuk' / 16.09.2014
- 12 yürekli adam / 12.09.2014
- Galatasaray 'İlk' peşinde / 01.09.2014
- Ne kadar süperiz? / 29.08.2014
- Kontrollü oynayanlar ligi / 27.10.2014
- Yalancı sınırı / 20.10.2014
- Markasız futbol / 13.10.2014
- Değişim mi istikrar mı? / 26.09.2014
- Tarihi değiştirenler / 19.09.2014
- Futbol'cuk' / 16.09.2014
- 12 yürekli adam / 12.09.2014
- Galatasaray 'İlk' peşinde / 01.09.2014
- Ne kadar süperiz? / 29.08.2014