Atatürk'ün bir yabancı aktör tarafından canlandırıldığı ilk filmdi.
Türkiye'de 'Paralı Askerler' diye bilinen filmin orijinal ad,ı "You Can't Win Em All" idi.
Başrollerinde o dönemdeki Hollywood starları Tony Curtis, Charles Bronson ve Yeşilçam'dan Fikret Hakan vardı.
Tony Curtis ve Charles Bronson, Amerikalı iki paralı askeri canlandırırken, Albay Ahmet Elçi'yi ise Temmuz ayında vefat eden Fikret Hakan oynamıştı.
Atatürk rolü ise Patrick Magee'deydi.
1970 yılında, yönetmen Peter Collinson tarafından, dev bütçeyle, her sahnesi Türkiye'de çekildi. İstanbul, İzmir, Kapadokya, Efes, Didim, İstanbul Üniversitesi, Çırağan Sarayı, Sait Halim Paşa Yalısı mekân olarak kullanılmıştı.
Bu filmi Türkiye'de kimse seyredemedi.
Çünkü yasaklandı.
Yasaklanan filmde Türkiye aleyhine, Atatürk aleyhine en ufak bir sahnesi, en ufak bir diyalogu yoktu, ima bile yoktu. Hatta aksine, Kurtuluş Savaşı'nın ne kadar haklı bir mücadele olduğunu anlatıyor, Kuvayı Milliye'yi kahramanlaştırıyor, Atatürk'ü yüceltiyor, Türkiye'nin tanıtımını yapıyor, Fikret Hakan'ı dünya perdesine çıkarıyordu, üste para versek böyle bir reklam yaptıramazdık?
Buraya kadar yazdıklarım Yılmaz Özdil'in 1.5 ay kadar önceki bir yazısından.
Yasaklamanın nedeni Özdil'e göre şöyle:
"Kendi çıkarından başka asla hiçbir şeyi düşünmeyen ahlaksız basınımız o zamanlar da ahlaksızdı. Charles Bronson'la röportaj yapmak istediler, adam kabul etmedi, 'vay efendim bu herif kim oluyor da bizimle röportaj yapmıyor' dediler, film aleyhine karalama kampanyası başlattılar, iftira attılar, "Atatürk kötüleniyor, Atatürk'e hakaret ediliyor" diye yazdılar."
Oysa asıl neden Özdil'in gözünden kaçmıştı. Ya da aklına geldiyse bile yazmak işine gelmemişti.
Neydi o biliyor musunuz?
Filmden bir sahneyle bunu izah edelim.
Yine Özdil'in yazısından;
"Yıl 1922. ?Anadolu'ya silah getirip satan ve sonra büyük miktarda altın ele geçiren Amerikalı iki paralı asker, bir gemiye atlayıp sıvışırken, Kuvayı Milliyecilerin gemisi tarafından önleri kesilir, tutuklanırlar, ana karargâha getirilirler. Atatürk'ün huzuruna çıkarılırlar.
?Atatürk aslında silahlarla altınlarla filan ilgilenmiyordur, Amerikalıların taşıdığı çantanın gizli bölümünde, dünyada eşi benzeri bulunmayan tarihi bir Kuran'ı Kerim vardır, üçüncü halife Osman'ın Kuran-ı Kerimidir, Amerikalılar ne taşıdığının farkında değildir, Türk karargâhı aslında bu kutsal kitabın peşindedir, yanlış ellere geçmemesi için Amerikalıları adım adım takip etmişlerdir."
İşte filmin yasaklanmasının asıl nedeni budur.
Büyük miktarda altını umursamayan Atatürk'ün el yazması Kuran-ı Kerim'e olan saygısının bir filmle ortaya konulması, yıllardır maksatlı bir şekilde oluşturulan "dinsiz Atatürk" imajını yerde bir ediyordu.
Bu bir filmin yasaklanmasına neden oldu.
Gerçek Atatürk'ü Türk milletinden saklamak için filmleri bile yasaklayan, kökü onlarca yıl geride olan zihniyetin bugünkü izdüşümleri, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'dindar Atatürk', "Soyu Ehl-i Beyt olan Atatürk" söylemlerini hazmedemiyorlar.
Ama "dindar Atatürk" çıkışını hazmedemeyenler, FETÖ konusunda olduğu gibi yıllar sonra da olsa yine Prof. Dr. Baş'ın dediğine gelecekler.
Türkiye'de 'Paralı Askerler' diye bilinen filmin orijinal ad,ı "You Can't Win Em All" idi.
Başrollerinde o dönemdeki Hollywood starları Tony Curtis, Charles Bronson ve Yeşilçam'dan Fikret Hakan vardı.
Tony Curtis ve Charles Bronson, Amerikalı iki paralı askeri canlandırırken, Albay Ahmet Elçi'yi ise Temmuz ayında vefat eden Fikret Hakan oynamıştı.
Atatürk rolü ise Patrick Magee'deydi.
1970 yılında, yönetmen Peter Collinson tarafından, dev bütçeyle, her sahnesi Türkiye'de çekildi. İstanbul, İzmir, Kapadokya, Efes, Didim, İstanbul Üniversitesi, Çırağan Sarayı, Sait Halim Paşa Yalısı mekân olarak kullanılmıştı.
Bu filmi Türkiye'de kimse seyredemedi.
Çünkü yasaklandı.
Yasaklanan filmde Türkiye aleyhine, Atatürk aleyhine en ufak bir sahnesi, en ufak bir diyalogu yoktu, ima bile yoktu. Hatta aksine, Kurtuluş Savaşı'nın ne kadar haklı bir mücadele olduğunu anlatıyor, Kuvayı Milliye'yi kahramanlaştırıyor, Atatürk'ü yüceltiyor, Türkiye'nin tanıtımını yapıyor, Fikret Hakan'ı dünya perdesine çıkarıyordu, üste para versek böyle bir reklam yaptıramazdık?
Buraya kadar yazdıklarım Yılmaz Özdil'in 1.5 ay kadar önceki bir yazısından.
Yasaklamanın nedeni Özdil'e göre şöyle:
"Kendi çıkarından başka asla hiçbir şeyi düşünmeyen ahlaksız basınımız o zamanlar da ahlaksızdı. Charles Bronson'la röportaj yapmak istediler, adam kabul etmedi, 'vay efendim bu herif kim oluyor da bizimle röportaj yapmıyor' dediler, film aleyhine karalama kampanyası başlattılar, iftira attılar, "Atatürk kötüleniyor, Atatürk'e hakaret ediliyor" diye yazdılar."
Oysa asıl neden Özdil'in gözünden kaçmıştı. Ya da aklına geldiyse bile yazmak işine gelmemişti.
Neydi o biliyor musunuz?
Filmden bir sahneyle bunu izah edelim.
Yine Özdil'in yazısından;
"Yıl 1922. ?Anadolu'ya silah getirip satan ve sonra büyük miktarda altın ele geçiren Amerikalı iki paralı asker, bir gemiye atlayıp sıvışırken, Kuvayı Milliyecilerin gemisi tarafından önleri kesilir, tutuklanırlar, ana karargâha getirilirler. Atatürk'ün huzuruna çıkarılırlar.
?Atatürk aslında silahlarla altınlarla filan ilgilenmiyordur, Amerikalıların taşıdığı çantanın gizli bölümünde, dünyada eşi benzeri bulunmayan tarihi bir Kuran'ı Kerim vardır, üçüncü halife Osman'ın Kuran-ı Kerimidir, Amerikalılar ne taşıdığının farkında değildir, Türk karargâhı aslında bu kutsal kitabın peşindedir, yanlış ellere geçmemesi için Amerikalıları adım adım takip etmişlerdir."
İşte filmin yasaklanmasının asıl nedeni budur.
Büyük miktarda altını umursamayan Atatürk'ün el yazması Kuran-ı Kerim'e olan saygısının bir filmle ortaya konulması, yıllardır maksatlı bir şekilde oluşturulan "dinsiz Atatürk" imajını yerde bir ediyordu.
Bu bir filmin yasaklanmasına neden oldu.
Gerçek Atatürk'ü Türk milletinden saklamak için filmleri bile yasaklayan, kökü onlarca yıl geride olan zihniyetin bugünkü izdüşümleri, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'dindar Atatürk', "Soyu Ehl-i Beyt olan Atatürk" söylemlerini hazmedemiyorlar.
Ama "dindar Atatürk" çıkışını hazmedemeyenler, FETÖ konusunda olduğu gibi yıllar sonra da olsa yine Prof. Dr. Baş'ın dediğine gelecekler.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023