Küresel Riskler Raporunda ilk sırada sürpriz risk
2024 Küresel Riskler Raporuna göre, yanlış bilgi ve dezenformasyon kısa vadede en önemli riskler olarak değerlendirilirken; aşırı hava olayları ve dünya sistemlerindeki kritik değişimler uzun vadede en önemli riskler olarak görülüyor.
14.01.2024 23:36:00 / Güncelleme: 15.01.2024 00:16:52
ÖNDER YILMAZ
ÖNDER YILMAZ





Yaklaşık 20 yıldır risk algı anketi verilerinden yararlanarak Dünya Ekonomik Forumu tarafından, Marsh and McLennan Şirketleri, SK Group ve Zurich Sigorta Grubu stratejik ortaklığında hazırlanan 2024 Küresel Riskler Raporu, insani gelişmelerdeki ilerlemenin yavaş yavaş azaldığı, devletleri ve bireyleri yeni ve yeniden ortaya çıkan risklere karşı savunmasız bırakan küresel risk ortamı konusunda uyarıda bulunuyor. Küresel güç dinamikleri, iklim, teknoloji ve demografik yapıdaki sistemik değişimler karşısında küresel riskler dünyanın uyum kapasitesini sınırlarına kadar zorluyor. Zurich Sigorta Grubu ve Marsh McLennan stratejik ortaklığı ile hazırlanan rapor, Eylül 2023'te ankete katılan 1400'den fazla küresel risk uzmanı, politika yapıcı ve sektör liderinin görüşlerinden yararlanarak oluşturuldu. Sonuçlar, kısa vadeli olarak dünya için çoğunlukla olumsuz bir görünümü ortaya koyuyor ve bu durumun uzun vadede daha da kötüleşmesinin beklendiğini vurguluyor. Rapora katkı sunan uzmanların yüzde 30'u önümüzdeki iki yıl içinde küresel felaket olasılığının artmasını beklerken, neredeyse üçte ikisi önümüzdeki 10 yıl içinde bunu bekliyor. Dünya Ekonomik Forumu Genel Müdürü Saadia Zahidi, "Kutuplaştırıcı söylemler ve güvensizlikle karakterize edilen istikrarsız bir küresel düzen, aşırı hava olayları ve ekonomik belirsizliğin giderek daha da kötüleşen etkileri, yanlış bilgi ve dezenformasyon da dahil olmak üzere hızla artan risklerin yayılmasına neden oluyor. Dünya liderleri, kısa vadeli krizlere çözüm bulmanın yanı sıra daha dirençli, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir geleceğin temellerini oluşturmak için bir araya gelmeleri gereklidir" şeklinde düşüncelerini aktardı.
Dezenformasyon ve çatışmaların yükselişi
Süregelen hayat pahalılığı krizi, yapay zeka ile ilişkili olarak yayılan yanlış bilgi ve dezenformasyon riski ile toplumsal kutuplaşma riski, 2024 yılı risk görünümünü domine ediyor. Yanlış bilgi ile toplumsal huzursuzluk arasındaki bağlantı, önümüzdeki iki yıl içinde birçok büyük ekonomide yapılması planlanan seçimler sırasında merkezi bir rol oynayacak. Devletlerarası silahlı çatışmalar önümüzdeki iki yılın en önemli beş riski arasında yer alıyor. Birçok çatışmanın devam ettiği bir dönemde, önde gelen jeopolitik gerilimler ve zayıflayan toplumsal dayanıklılık riski çatışmaların yayılmasına neden oluyor.
Ekonomik belirsizlik ve gerileyen kalkınma
Önümüzdeki yıllara kalıcı ekonomik belirsizlik ile büyüyen ekonomik ve teknolojik bölünmeler damgasını vuracak. Ekonomide fırsat eşitsizliği önümüzdeki iki yıl içerisinde öne çıkan riskler arasında 6. sırada yer alıyor. Uzun vadede ise, ekonomik hareketliliğin önünde engeller oluşarak nüfusun büyük bir kesiminin ekonomik fırsatlardan mahrum kalmasına neden olabilir. Çatışma riski taşıyan veya iklim açısından savunmasız ülkeler, yatırımlardan, teknolojilerden ve ilgili istihdam yaratma faaliyetlerinden giderek daha fazla izole edilebilirler. Güvenli ve emniyetli geçim kaynaklarına giden yolların yokluğunda bireyler suça, askerileşmeye veya radikalleşmeye daha yatkın olabilirler.
Gezegenimiz tehlikede
Çevresel riskler, tüm zaman dilimlerinde risk ortamını domine etmeye devam ediyor. Uzmanların üçte ikisi 2024 yılında yaşanacak aşırı hava olaylarından endişe ediyor. Aşırı hava olayları, dünya sistemlerinde kritik değişiklikler, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü, doğal kaynak kıtlığı ve kirlilik önümüzdeki on yıl boyunca karşılaşılması beklenen en ciddi 10 riskten beşini temsil ediyor. Bununla birlikte, rapora katkı sunan uzmanlar risklerin aciliyeti konusunda farklı düşüncelere sahipler. Özel sektör katılımcıları, çoğu çevresel riskin sivil toplum ve hükümetlere kıyasla daha uzun bir zaman çerçevesinde gerçekleşeceğine inanıyor. Bu durum, çevresel riskler ile mücadelede dönüşü olmayan bir noktaya gelme riskinin arttığına işaret ediyor. ÖNDER YILMAZ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.