logo
04 TEMMUZ 2025

Küreselleşme nedir?

25.12.2011 00:00:00
Küreselcilere göre küreselleşme; gümrük kapılarının açılarak sermayenin, mal ve hizmetlerin bütün dünya ülkelerinde serbestçe dolaşmasıdır. Oysa uygulama hiçbir zaman böyle olmamıştır. Örneğin ABD, Türk tekstil ürünlerine kotalar koymuştur. Yine Türkiye AB'ye girmeden Gümrük Birliği'ne giren tek ülkedir. Fakat AB, Türkiye ile olan ekonomik ilişkilerinde gümrük birliğini tek taraflı uygulamaktadır. Şöyle ki, Türkiye'den AB'ye girecek tarım ürünlerine sınırlamalar getirilmekte ve AB'ye gidebilecek işgücünün serbest dolaşımına izin verilmemektedir. Ayrıca AB ülkelerinin işadamları, elini kolunu sallayarak vizesiz Türkiye'ye girebilirken buna karşılık AB ülkelerine gitmek isteyen işadamlarımızdan önce vize istenmekte bu alınabilirse oturma izni talep edilmektedir. Bunlar yerine getirilse bile bu defa o işadamından banka hesapları istenerek incelenmektedir. Böylece Türk işadamlarının AB ülkeleri ile yapacağı ticarete aşırı sınırlamalar getirilmektedir. Oysa uluslar arası ilişkilerde "karşılıklılık esası" olduğu halde Türkiye-AB  ilişkilerinde buna uyulmamaktadır. Öte yandan AB, Türkiye'nin ulaştırma sektörüne de büyük engeller çıkarmaktadır. Örneğin Türkiye'den AB ülkelerine mal taşıyan kamyon şoförlerine sadece 3 günlük vize verilmekte ve şoför yolun yarısına vardığında vizesi bittiği için yoluna devam edememektedir. Bu Türkiye'den bir işadamının kendi ülkesinden bir şoför çalıştıramaması ve dolayısıyla AB ülkeleri vatandaşı bir şoför çalıştırmak zorunda kalması anlamına gelmektedir. Kuşkusuz burada çıkarlarını koruma görevi Türkiye'yi yönetenlere düşmektedir. Oysa Türkiye'de iktidarlar, kendi meşruluklarını Batı üzerinden sağladıkları için ülkenin çıkarlarının korunması için AB'ye baskı yapamamaktadırlar. Yazara göre Küreselleşme, çok uluslu şirketlerin dünyayı daha iyi sömürebilmeleri için kendi çıkarlarına engel olarak gördükleri milli devletleri yıkmalarına denir. Nitekim küreselcilerden birisi, "Dünyada 200'e yakın devlet var. Bu devletlerin parçalanarak dünyadaki devlet sayısının 2000'leri bulması bizim daha fazla çıkarımızadır" demiştir. Çok uluslu şirketler, bu amaca ulaşmak için başlıca şu araçları kullanmaktadırlar:1. Küresel dil: Milli dillerin eğitim-öğretim ve kültür hayatından çıkarılarak yerine İngilizce'nin konulması.2 Serbest piyasa ekonomisi: Milli devletleri ayakta tutan kamu ekonomi kuruluşlarının, özelleştirme bahanesiyle, yabancılara satılması. Ayrıca küresel sistemde, gelişmekte olan ülkelerin gümrük duvarları kaldırıldığı için ulusal şirketler, çok uluslu şirketlerle rekabet edemedikleri için iflasa sürüklenmektedirler. Böylece ekonomisi çökertilen bir ülkenin bağımsız bir devlet olarak yaşama şansı bulunmamaktadır.3. Evrensel hukuk: Uluslar üstü hukukun, milli devletlerin yasalarının üzerine çıkartılarak,vatandaşa devletini uluslararası hukuk kurumlarına şikâyet etme hakkının tanınması veböylece ulus devletin otorite ve egemenliğinin yok edilmesi. Nitekim Türkiye'de yapılan anayasa değişikliği ve çıkarılan yasalarla AB yasaları, TC yasalarının üzerine çıkartılmıştır. Gerçi Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde en çok mahkûm olan ülkelerin arasında yer aldığı için kendisi buna gerekçe hazırlamaktadır.4. Demokrasi ve İnsan Hakları: Çok uluslu şirketler, parçalamak istedikleri milli devlette etnik, kültürel ve dinsel azınlıklar yaratıp bunları milli devlete karşı kışkırtarak  bu devletin  siyasal olarak çözülmesini sağlamaktadırlar. Yazarın bu görüşlerini Batılı bazı devlet adamları ile bilim adamları paylaşmaktadırlar. Örneğin ABD eski Dışişleri Bakanı Condalize Rice, 2006 yılında "Fas'tan Çin'e uzanan 22 ülkenin sınırlarının değişeceği"ni söylemişti. Bu ülkelerin çoğu Müslüman ülkeler olduğu gibi bunlar arasında Türkiye de vardır. Batı dünyasında ABD, imparatorluk yapısını korurken İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Hollanda, Belçika gibi  ülkeler AB adı altında para, bayrak ve sınır birliğini oluşturarak bütünleşmeye giderlerken emperyalizm, kendi dışındaki dünyayı parçalamak istediğini gizlemek ihtiyacını bile duymamıştır. Yine 1990 yılında İskoçya'da yapılan NATO Toplantısı'nda İngiliz Başbakanı Margaret Teacher, şunları söylemiştir: "Sovyetler çöktü ve biz düşmansız kaldık oysa düşmanı olmayan ideoloji yaşayamaz. O halde yeni düşmanımız İslam'dır" Ayrıca Prof. Dr. Bernard Lewis', Ortadoğu adlı kitabında şunları yazar: "Ortadoğu, yeni sömürgeci demokrasiyi kabul etmezse Batı, yeni bir Haçlı Seferi başlatır. Ya bizim uydumuz, demokrasi içinde zenginleşen kölelerimiz olursunuz ya da sizi Haçlı seferleri ile dağıtırız" (Taşcıoğlu, 2009). Bu düşünceler bugünlerde Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşananları bütün çıplaklığı ile ortaya koymuyor mu? Nitekim Rusya Başbakanı Putin ve Fransa İçişleri Bakanı Gueant, NATO'nun Libya'ya saldırmasını, "Haçlı Seferi" olarak nitelendirdiler. Bu projenin "Arap Baharı" adıyla uygulamaya konulması sonucu, Tunus, Fas ve Mısır'da sözde halk hareketleri olmuş fakat bu ülkelere demokrasi gelmemiş sadece lider değişiklikleri gerçekleşmiştir. Yine bu bağlamda 2011 yılı içinde Libya'da Kaddafi rejimi yıkılmış ve küreselciler bu ülkenin kaynaklarına el koymuşlardır. Şu anda parçalama sırası Suriye ve İran'a gelmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
Diploma soruşturmasında iddianame hazırlandı
Hapis ve siyasi yasak istendi
Bakan Yumaklı açıkladı
'Çeşme'deki yangın kontrol altına alındı'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'a gitti
AKP genel başkan yardımcıları da eşlik etti
Bakan Yumaklı'dan 'orman yangınları' açıklaması
"Son 1 haftada 624 yangın çıktı"
"İsrail'in tehditleri bizi caydıramaz"
Husilerden 'kararlılık' mesajı
Trump ile Putin telefonda görüştü
Trump: 'İlerleme kaydedemedim'
‘TÜİK'ten açlık ve sefalete devam kararı çıktı!’
Hüseyin Baş’tan emekli maaşı tepkisi
Dış ticaret açığı patladı
İthalat çığrından çıkıyor
Gazeteciye zeytinlik fırçası
'Sen gazetecilik falan yapmıyorsun'
Özdağ'dan Hüseyin Baş'a ziyaret
BTP liderinden 3. yol mesajı
En düşük emekli maaşı belli oldu
Yeni maaş 16 bin 881 TL
Soykırım hızlandı
Can kaybı 57 bin 130'a çıktı
MSB'den terörle mücadele açıklaması
Son 1 haftada 3 terörist teslim oldu
Benzine, motorine, LPG'ye zam
ÖTV'de otomatik artış
TÜİK enflasyon verilerini açıkladı
Haziran enflasyonu yüzde 1,37
Diploma soruşturmasında iddianame hazırlandı
Hapis ve siyasi yasak istendi
Bakan Yumaklı açıkladı
'Çeşme'deki yangın kontrol altına alındı'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'a gitti
AKP genel başkan yardımcıları da eşlik etti
Bakan Yumaklı'dan 'orman yangınları' açıklaması
"Son 1 haftada 624 yangın çıktı"
"İsrail'in tehditleri bizi caydıramaz"
Husilerden 'kararlılık' mesajı
Trump ile Putin telefonda görüştü
Trump: 'İlerleme kaydedemedim'
‘TÜİK'ten açlık ve sefalete devam kararı çıktı!’
Hüseyin Baş’tan emekli maaşı tepkisi
Dış ticaret açığı patladı
İthalat çığrından çıkıyor
Gazeteciye zeytinlik fırçası
'Sen gazetecilik falan yapmıyorsun'
Özdağ'dan Hüseyin Baş'a ziyaret
BTP liderinden 3. yol mesajı
En düşük emekli maaşı belli oldu
Yeni maaş 16 bin 881 TL
Soykırım hızlandı
Can kaybı 57 bin 130'a çıktı
MSB'den terörle mücadele açıklaması
Son 1 haftada 3 terörist teslim oldu
Benzine, motorine, LPG'ye zam
ÖTV'de otomatik artış
TÜİK enflasyon verilerini açıkladı
Haziran enflasyonu yüzde 1,37
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.