Kurtaramayacak sizi! Kurt aramayacak sizi!

Kurt bakışlı gözler, Kurt yürekli neferler bizde. Ne dün dediğimizi inkâr eder, ne bugün söylediğimizi yalan deriz! Kurt nefesi ile saldırarak düşmana, güven vererek dosta, yürüyoruz, yürüyeceğiz. Amma! Şunu iyi bilin, sizin gibi yürütmeyeceğiz! Yalanı, dolanı, ihaneti olanı, Türk ismini unutanı, unutturanı, diline bir kere bile almayanı, İslâm'a saldıranı, alaya aldıranı; yanımızda, sağımızda, solumuzda, önümüzde ardımızda gerekirse gerektiğinde bir karış Vatan toprağında yürütmeyeceğiz! Gerekirse gömmeyeceğiz bile. Şehidimin kanıyla ıslanan mukaddes toprağı, bedeniniz ile kirletmeyeceğiz!  Elbette insafımız var. Her zaman düşene merhametimiz yâr. Kimden olursa olsun, nerden gelirse gelsin, elimizi uzatmamak bize ar. Tek amacımız var; kurtarmaktı! Şimdi ise avazım çıktığınca, alayınıza duyurduğumca, yanınızdaki ulaklarca, duymayan kulaklarca; Ay Yıldızı sinesine basmaya utananlar, gökyüzünde Şanlı Bayrağım dalgalanmasın diye uğraşanlar, bu oyuna düşen mankurtlar (!) Dinim İslâm deyince küfre yeltenen küfürbazlar, münâfıklar, kendini bilmez yobazlar, gösteriş ve çıkar için satanlar, satılanlar(!) Kurtaramayacak sizi! Kurt aramayacak sizi!     Çağrımdır elbet yolunu kaybetmişe, yanlışa gitmişe, başkasını seçmişe. Dönüp bakmam geçmişe. Şimdi yürüdüğü yol doğru, Hâk yolu ise. Aklını başına almış biraz düşünmüş ise! Herkes hata yapar diyerek, akıllı adamsa hatasından dönerek, cümle âlem duysun isteyerek, çağrımı yenilerim! Yenilerim, eskilerim, geliyorum diyeni beklerim. Gidene git diyerek, sanmayın ötekileştiririm. Öteki leş! Bunu ben de bilir hatta bildiririm! Bilenler de bilir, kendi de iyi bilir, onu da bilirim.Üstüne alınan varsa alınsın. Kimseye caka attığım algılanmasın, kimse de çalım atarım diye havalanmasın. Susuyorsak, susturulduk sanılmasın. Sabrımız sınanmasın!Yine söylüyorum; edep için susmayı bilmeyenler, avazınca bağırmayı konuşma zannetmesinler! Elbet geçecek bu günler. Çok değil az kaldı Beğ'ler! Şimdi yükseklerde puslu havadan bakıp, pusu bilmeden gezen atmacalar! Düştüğünüzde derinliklere, o çok güvendikleriniz ile el altından hatta altından heykelini yapacağınız ile kaçarken puslu havada; Kurtaramayacak sizi! Kurt aramayacak sizi!Kimse demesin bana, karlar mı yağdı insafına? Ne bu hiddet insanına? Sen de kim oluyorsun dön de bir bak halına, diyenler var biliyorum, duyuyorum! Çapın ne ki çapına, bakmaz mısın kalıbına?Unutulmasın; biz haddimizi de, hakkımızı da biliriz!Unutmayın; siz de bunu iyi bilin!Güneş balçıkla sıvanmaz beğler! Birilerinin demesiyle durulmaz beğler! Ancak eşşek yürütülür dehh ile durdurulur çüşş ile! Kimse demesin bana çüş artık diye. Koyun değilim diyorsan, o zaman kaval sesine mee'lemeyeceksin! Çakallar sürünüze saldırdığında; Kurtaramayacak sizi! Kurt aramayacak sizi!Yalnız bırakılsam da tek başına, kimse olmasa da, olursa da! Hoş bir sada bırakmak için ardında; adsız gidenlerin, isimleri bilinmeyenlerin yolunda, yolculuğun da yürüyerek; gidiyorum O'na doğru! Kimseye minnet etmeden, kimseden himmet beklemeden, inandığı davada taviz vermeden, doğru bildiğinden dönmeden, haksızlık karşısında eğilmeden, şeref için, onur için, gerekirse ölmekten vazgeçmeyen; Kurt bakışlarımla, Kurt yüreğim ile gidiyorum O'na doğru! "Kilab-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlarUyan ey yâreli şir-i jeyan bu hâb-ı gafletten."(Ey yaralı kükreyen aslan, senin gezdiğin güzel sahralarZulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan). (Namık Kemal). Kimden korkayım  Neden pusayım Söylesenize Neden susayım!Uyandıra uyandıra, uyara uyara, bağıra çağıra, avazım çıktığınca, Türk ismini dünyaya Türk'çe, Türkçe öğreterek! İslâm inancıyla yaşayıp, Mü'min şuurunu göstererek, sadece bugün değil; ilelebet! Varlığım İslâm varlığına; varlığım Türk varlığına armağan olsun!  "Ne mutlu Türküm diyene!"Beş yaşında el vurduğum camimizin rahlesindeki parmak izlerimden; Andımız'ı okuduğum ilkokul bahçesinden, yaşadığım 37 yaşıma ve ömrümün sonuna kadar; varlığım İslâm varlığına; varlığım Türk varlığına armağan olsun.