Belki de karanlık korkuların için bir anlık feryattır. Tüm saklı kalmışlığına, kim bilir bir fiyattır. İçsel dünyanda gezinti yaparsın bazı bazı; kimi zaman çoğu gelir aklına, kimi zaman azı. Sen kavram kargaşası yaşarsın aklın en kuytu köşelerinde ve zifiri karanlığında.Çok değil! Bir kibrit çöpüne ihtiyacın vardır, vardır elini uzakta duran muma. Yan ki yakabilesin. Ve sen ışığın güneş misâli aydınlatıcı olmasını beklersin. Eklersin bu arada vakiti zamana. Zamane düşünmez aklın, zaman ne düşünemez aklın! Karanlıklar perde, sonsuzluk ser'de, peki ya sen nerde? Aklın ermediği, soruların bitmediği, başını eksik etmediği duvardaki izlere bakarken gözlerin; seslenir kalbin, 'düşün' diye. Çünkü sonuçtasın! Son uçtasın! Ben düş görmeyeli çok oldu der, düşünce. Düşünce kalktım ayağa demek istesen de, çoktan hükmünü kaybetmişti ayakların. Ve dizlerin bağı çözülmüştü sana haber veren sinir uçlarının haber alma merkezine doğru ulaşımını gerçekleştirmeden. Aslında sen bile senden, ne kadar habersizdin! Haberin oldu sonuçta! Son uçta! Beynin ile hüküm vermene rağmen, hükümsüz bir beyin vardı sende! Her şey elinde gibi, aklında, kalbinde ve dilinde değil mi? Yoksa düş mü? Cevabın nedir sonuçta? Son uçta! İnsan dediğin yalan, hayat ise oyun ve boş eğlence. Bir an öncesine ait somut hiçbir renk ve tat yok elinde. Yok, elinde ispat! Sonuç, son uç düşmek mi, düşmemek mi? İşte bütün mesele sonuçta! Son uçta! Yürürken yolda, çıktığın basamakta, yaşarken hayatta, sorarken cevapta, kalırken arafta, geçerken sıratta, kim bilir en başında, belki de sonuçta! Son uçta! Sonuçta son uçta düşün kendini. Senden başkası yok! Bütün sıkıntıların, dertlerin, heveslerin, hırsın ne için? Sonuçtasın! Son uçtasın! Peki, sonuçta ne olmalı? Ya da sonuca gelmeden, son uca gelmeden ne yapmalı? "Allah aramakla bulunmaz ama bulanlar arayanlardır" diye bir söz okumuştum. Aşk ile araya araya bulacağımız, bir büyük âşk var! Sakın deme! Ey âşık! Bizim âşktan öte âşktan önce bir sürü derdimiz var. De ki; "Tevekkeltü alallah/Allah' a tevekkül ettim" Allah'a teslim ol gerisini dert etme! Her an ölüme yakın, burun burunasın. Ensendeki nefesin bu uzun seyahati bir gün son bulacak. Hâlâ yolun başındaymışsın gibi davranma. Bak geçenlerde geçenlere, ne dedi geçenler; gençti, yok yok! İhtiyardı ama! Ölümün yaşı var mı sonuçta? Son uçta! Aklında, kalbinde, dilinde ne kadar pis dediğin varsa, hepsine piiss pisss de! Bencillik, hırs, kin, kıskançlık ve aşırı istekleri; isteksiz hâle getir, istemsiz şekle getir. Çıkar lügatinden sözlüğünden, sil hepsini defterinden. Hatıralarından başla kopar hayatından, yaşantından. Nerden geldin? Nereye gidiyorsun? İş, ev, araba, arkadaş, mal mülk, plan proje hep böyle baktın geleceğe. Peki, hiç bakmak geldi mi aklına, ölmeden önce geleceğe, ölümden sonra sana geleceğe? Ne istiyorsun bu hayattan? Hiç düşündün mü hayat senden ne istiyor? Tüm hayatını, isteklerin ile isteyeceklerin ile istediklerin ile doyumsuzca doldurmak için yaşamak istiyorsun. Doyumsuzluk önce gözlerine sirayet ediyor, sonra ellerine ve en kötüsü kalbine! Kalbi ne? Ve yetmiyor kangren vücut, ruhunu teslim ediyor bu mikroba, virüse. Daha fazla para daha güzel bir araba, ev üstüne ev, mal üstüne mal, al sana her şeyi ile dünya malı! Peki sonuçta? Son uçta? Bir nefes! Hep daha çok olanda mutluluk ararda bulamazsın. Küfenin huzur dolu tarafı boşalmaya başlamış, en önemli duygularımız duygusuzlaştırılmış, merhamet kaybolmuş, vefa kayıplar listesinde, insanı bıraktım kenara, insanlığı ara ki bulasın! Küfenin bir tarafını dolduranlar, kefenin bir cebi yok diyenler oldu. Küfeden de, kefenden de geçtik diyenlerin yankısı, kulakların da kalır olmuş bu çıkmaz sokak sakinlerinde. Ey bizim sokağın sakinleri! Sakince oturmanın vakti midir artık? Merhametimizi aldılar! Alırlarken yanında maneviyatımızı biz bıraktık. Birey görmek, bir ey duymak istiyorum! Birer birer, birey birey, kopartıyorlar bizi sonuçta! Son uçta! Birey kopsun diye, aile kavramı kalmasın diye, toplumu böldüler, bölüneni parçaladılar, parçaları ayırdılar. Toplum bir felakete, kötülüğe, fesada, fitneye ve her türlü kötülüğe sürükleniyor. Saklama kendini; sonuçta insansın! Son uçta insansın! Düşürme kendini bu dünyadaki yarlardan ve ahrette sırattan! "Sen neyi ararsan osun" diye bir söz okumuştum. Neyi arıyorsun? Nereye gidiyorsun? Ne kadar gideceksin? Sonuçta! Son uçta duracaksın! Sonuçta! Son uçta! Kalk ayağa ve bir sonuca bağla, son uca! Kendinden başla, nefsinden, nefesinden başla! Vesselâm...Beş yaşında el vurduğum camimizin rahlesindeki parmak izlerimden; Andımız'ı okuduğum ilkokul bahçesinden, yaşadığım 37 yaşıma ve ömrümün sonuna kadar; varlığım İslam varlığına; varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Osman ATEŞOĞLU / diğer yazıları
- Yaraydı! Yar ay'dı! / 14.11.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin-II / 08.11.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin!I / 07.11.2015
- Kapasitesiz misiniz kapasite siz misiniz? / 03.11.2015
- Sonuçta! Son uçta! / 26.10.2015
- Bir oyun var, bir oy'un var! / 07.10.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (2) / 23.08.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (1) / 22.08.2015
- Kurtaramayacak sizi! Kurt aramayacak sizi! / 31.07.2015
- Kulvar! Kul var! / 21.07.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin-II / 08.11.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin!I / 07.11.2015
- Kapasitesiz misiniz kapasite siz misiniz? / 03.11.2015
- Sonuçta! Son uçta! / 26.10.2015
- Bir oyun var, bir oy'un var! / 07.10.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (2) / 23.08.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (1) / 22.08.2015
- Kurtaramayacak sizi! Kurt aramayacak sizi! / 31.07.2015
- Kulvar! Kul var! / 21.07.2015