Kurtuluşun anlamı, ne gibi bir şeyden kurtulduğumuzu idrak etmek ile doğru orantılıdır. Mesela; basit bir borçtan, basit bir hastalıktan, basit bir sıkıntıdan kurtulan kişinin, bu halden kurtulduğunda kurtuluşuna sevinmesi ile büyük bir borçtan, önemli bir hastalıktan, büyük bir sıkıntıdan kurtulmasına sevinmesi asla bir olmaz. Tabi ki büyük sıkıntıların aşılması, kişinin o sıkıntıyı hatırlaması neticesinde; tekrar aynı duruma düşmemek için ortaya koyacağı çaba kaçınılmazdır?25 Aralık Gaziantep'in düşman işgalinden kurtuluşunun seneyi devriyesi münasebetiyle bu ifadeleri kullandım? Ne demek istediğimizi biraz daha açalım: Bildiğiniz gibi Kurtuluş savaşı öncesinde ülkemiz şehir şehir işgal edilmişti. Bu işgal süreci şehir şehir, halk hareketleriyle, yani kuvayi milliye hareketleriyle başarıya ulaşmış, milleti; "milletin azim ve kararlığı" kurtarmıştı. Ecdadımız; açlık, yorgunluk, hastalık dinlemeden, canla başka bir mücadele ortaya koymuş, dökülen mübarek kanları ve seve seve verdikleri canları neticesinde yaşadığımız vatan toprağını bize emanet etmişlerdir. Böylelikle ecdadımız, üzerine düşenleri eksiksiz yerine getirmiştir. Onlar, üzerlerine düşenleri yapmış ama bizler, bize bırakılan bu kadar önemli emaneti koruma noktasında üzerimize düşenleri yapabiliyor muyuz? İşte asıl olan bu sorunun cevabını vicdanlarımızda verebiliyorsak eğer, bir sorun yoktur. Ama bu sorunun cevabını veremiyorsak, vicdanımızı rahatlatamıyorsak, bunun sonucunca millet olarak korkunç bedeller ödemek zorunda kalırız. Kanla, canla, bedeli ödenerek bize emanet edilen vatan topraklarının üzerinde cereyan eden olaylara bakınca, emanetin kıymetini bilmediğimiz ortaya çıkmaktadır. Ülke gündemi 25 Aralıkta Gaziantep'in kurtuluşundan çok, ülkenin bölünmesi anlamına gelebilecek; iki dil, iki bayrak ve bölgelere ayrılmış federasyonu tartışıyor. Sokaklardaki vatandaş, "bölünme olacak ama nerden, ne şekilde olacak" tartışmalarına kapılmış vaziyettedir.Vatandaşın gündeminde Gaziantep'in kurtuluşu değil de bölünmenin şekilleri konuşuluyorsa, konuşma makamında olanların, Kurtuluşun şiddetinden ve nelerden kurtulduğunu bilmediğinden kaynaklanmaktadır. Kurtuluştan bu yana yetişen nesiller, maalesef kurtuluşun kıymetini bilmeden yetiştiğinden, yaşamakta olduğu toprakların kıymeti de bilmemektedir. Kutlamalar, resmi kurumların kendi aralarında kutladıkları bir tören şekline dönüşmüş, bir türlü halka mal edilememektedir. Bu sadece Gaziantep için değil, Kilis için de başka bir yer için de aynıdır. Verilen yanlış eğitim sayesinde, nesiller milli tarih şuurundan yoksun yetiştiği için kurtuluşun kıymeti bilinmemektedir. Bugün halkın arasında dolaştım. Akşama kadar Kurtuluş günü hakkında kaç kişiden neler duyabileceğimi hayal ettim durdum. Kimseden bir söz dahi duymadım. Bir üniversite genci, valiliğin olduğu kavşaktan araba ile geçerken trafik sıkışıklığı yaşamış, şikayetçi olduğuna kulak misafiri oldum. Genç diyor ki; "Valiliğin önünde acayip bir kalabalık vardı. Trafik onun için sıkıştı. Polisler, resmi üniformalı adamlar gördüm, hayrola denen acaba?" Ben de gence; "Delikanlı, bugün Gaziantep'in kurtuluşu, onun için resmi tören var." deyince?Genç; "öyle wwmi? Demek kalabalık ondanmış"Gelinen nokta maalesef; Kurtuluş halka mal edilemiyor, sadece resmi birkaç törenle geliştiriliyorsa ve halk duyarsızsa, gelecekte bizleri pek de iyi günlerin beklemediğini söylemek durumundayız. Eğer bu olumsuzluğun ortadan kalkmasını istiyorsak; nesiller, milli tarih şuuru ile yeniden inşa edilmelidir. Yoksa da gün gelir, tarihin tozlu yaprakları arasında kaybolur gideriz, Allah muhafaza?
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır / 05.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır / 05.04.2024