Yaşadığımız andan anlıyoruz ve geride kalan dünden biliyoruz ki, bu ülkede nice on yıllardan beridir her kim vatan sevdasına düşmüş, bayrak aşkı ile yanmış, bağımsızlığı karakter edinmişse başına kara kara kargalar üşüşmüş ve sesini bastırmıştır.
Yeni Mesaj Gazetesinin adlarına anma programı düzenlediği ve kültürümüzün, medeniyetimizin iki yıldızı olarak takdim ettiği edebiyatçı, şair yazar ve mütefekkir Attila İlhan ile dünya çapında bilim adamı Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu ile ilgili oturumları izlerken, sunulan tebliğleri dinlerken bir kez daha; "işte kuşatılmışlığımızın resmidir" dedik.
Ankara Yenişehir Lisesinden mezun olup Amerika'ya gittiği daha ilk sene Üniversitede üç sınıfı birden atlayan ve ondan sonraki çalışmaları ile tüm dünyanın peşinden koştuğu ilim adamı Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, İstanbul'da meşhur üniversitelerden birinde ders vermeyi arzu ettiğinde kendisine bir oda ve bir masanın dahi çok görüldüğünü dinledik.
Merhum Attila İlhan'ın, dolu dolu geçen ve geniş kitleler tarafından takip edilen TRT'deki programının sudan bahanelerle sonlandırıldığını öğrendik konuşmacılardan.
Her iki mütefekkirimizin de ortak yanları, bir çoğunun uzaktan, cahilane hayran olduğu Batıyı çok yakından tanımaları ve gerçek yüzü ile ifşa etmeleri ve dönüp medeniyetimizin köklerine sarılmaları, Anadolu irfanına sarılmayı ısrarla tavsiye etmeleri.
Hal-i hayatlarında ısrarla, vatan, bayrak ve bağımsızlık ve dahi Mustafa Kemal diyen bu gür sesleri susturmaya ve bastırmaya çalışan kara kara kargalar, ölümlerinden sonra da tez elden unutulmaları için gayret etmişlerdir.
Hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da bir zaman sonra bir Molla Kasım çıkmış, bir Haydar Baş çıkmış, aynı duyguları paylaştığı bu mütefekkirlerimizin unutulup gitmesine razı olmayarak, koca bir güne yayılan dev bir programla anılmalarını sağlamıştır.
"Damdan düşenin halinden en iyi damdan düşen anlar" ölçüsü gereğince zikri geçen iki ilim adamımıza reva görülen olumsuz tavırlarla Sayın Baş her gün, her an karşı karşıya olduğu için bu anam programı ile bu kuşatılmışlığı delmeye çalışmıştır.
Bu ülkede, dün adı geçen mütefekkirlerimize reva görülen muamele neyse bu gün de aynı çizgide yürüyen, milletini canhıraş feryatlarla uyarmaya çalışan Prof. Dr. Haydar Baş'a reva görülen muamele aynıdır, belki daha fazladır.
Oktay Sinanoğlu, Sayın Baş için; "o bir deryadır" tanımlamasını yapmış, "o bir kutup yıldızıdır, sığınılacak bir limandır" tesbitini yapmış ama yaşayan mütefekkirimiz Prof. Dr. Baş'ın geniş kitlelerden saklanmasına mani olamamış.
"Haydar Hoca ve ekibi... Sizler milli duruşun kalesisiniz" diyen merhum Attila İlhan da hal-i hayatında "milli çizgide yürüyenlerin" ısrarla kuşatılmaya çalışıldığına onlarca defa şahit olanlardandı.
Gerek dev bir programla yad edilen bu iki mütefekkirimize gerekse onlara sahip çıkan, vatana, millete, devlete, bağımsızlığa sevdalanan sayın Haydar Baş'a reva görülen muamele kuşatılmışlığımızın resmidir ama bu kuşatma da yarılacaktır ve hedefe varılacaktır inşaallah.
Yeni Mesaj Gazetesinin adlarına anma programı düzenlediği ve kültürümüzün, medeniyetimizin iki yıldızı olarak takdim ettiği edebiyatçı, şair yazar ve mütefekkir Attila İlhan ile dünya çapında bilim adamı Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu ile ilgili oturumları izlerken, sunulan tebliğleri dinlerken bir kez daha; "işte kuşatılmışlığımızın resmidir" dedik.
Ankara Yenişehir Lisesinden mezun olup Amerika'ya gittiği daha ilk sene Üniversitede üç sınıfı birden atlayan ve ondan sonraki çalışmaları ile tüm dünyanın peşinden koştuğu ilim adamı Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, İstanbul'da meşhur üniversitelerden birinde ders vermeyi arzu ettiğinde kendisine bir oda ve bir masanın dahi çok görüldüğünü dinledik.
Merhum Attila İlhan'ın, dolu dolu geçen ve geniş kitleler tarafından takip edilen TRT'deki programının sudan bahanelerle sonlandırıldığını öğrendik konuşmacılardan.
Her iki mütefekkirimizin de ortak yanları, bir çoğunun uzaktan, cahilane hayran olduğu Batıyı çok yakından tanımaları ve gerçek yüzü ile ifşa etmeleri ve dönüp medeniyetimizin köklerine sarılmaları, Anadolu irfanına sarılmayı ısrarla tavsiye etmeleri.
Hal-i hayatlarında ısrarla, vatan, bayrak ve bağımsızlık ve dahi Mustafa Kemal diyen bu gür sesleri susturmaya ve bastırmaya çalışan kara kara kargalar, ölümlerinden sonra da tez elden unutulmaları için gayret etmişlerdir.
Hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da bir zaman sonra bir Molla Kasım çıkmış, bir Haydar Baş çıkmış, aynı duyguları paylaştığı bu mütefekkirlerimizin unutulup gitmesine razı olmayarak, koca bir güne yayılan dev bir programla anılmalarını sağlamıştır.
"Damdan düşenin halinden en iyi damdan düşen anlar" ölçüsü gereğince zikri geçen iki ilim adamımıza reva görülen olumsuz tavırlarla Sayın Baş her gün, her an karşı karşıya olduğu için bu anam programı ile bu kuşatılmışlığı delmeye çalışmıştır.
Bu ülkede, dün adı geçen mütefekkirlerimize reva görülen muamele neyse bu gün de aynı çizgide yürüyen, milletini canhıraş feryatlarla uyarmaya çalışan Prof. Dr. Haydar Baş'a reva görülen muamele aynıdır, belki daha fazladır.
Oktay Sinanoğlu, Sayın Baş için; "o bir deryadır" tanımlamasını yapmış, "o bir kutup yıldızıdır, sığınılacak bir limandır" tesbitini yapmış ama yaşayan mütefekkirimiz Prof. Dr. Baş'ın geniş kitlelerden saklanmasına mani olamamış.
"Haydar Hoca ve ekibi... Sizler milli duruşun kalesisiniz" diyen merhum Attila İlhan da hal-i hayatında "milli çizgide yürüyenlerin" ısrarla kuşatılmaya çalışıldığına onlarca defa şahit olanlardandı.
Gerek dev bir programla yad edilen bu iki mütefekkirimize gerekse onlara sahip çıkan, vatana, millete, devlete, bağımsızlığa sevdalanan sayın Haydar Baş'a reva görülen muamele kuşatılmışlığımızın resmidir ama bu kuşatma da yarılacaktır ve hedefe varılacaktır inşaallah.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024