logo
28 MART 2024

Kutbu’l-Aktab Kemal

Mevlevîliğin Veled ve Şems olmak üzere iki kolu vardır. Veled kolu, Sünnî'dir. Şems kolu ise Bektaşî'dir. Atatürk, Şems kolundan bir Bektaşî'dir
03.06.2021 00:30:00
Kutbu’l-Aktab Kemal
Kutbu’l-Aktab Kemal
"Kaynaklarda Mustafa Kemal'in Mevlevî olduğu yazar. Mevlevîliğin Veled ve Şems olmak üzere iki kolu vardır. Veled kolu, Sünnî'dir. Şems kolu ise Bektaşî'dir. Atatürk, Şems kolundan bir Bektaşî'dir.
 
Mustafa Kemal, 18 Mayıs 1911'de Abdülkerim Paşa'ya Gelibolu'dan gönderdiği bir mektupta; Seni gören, seni seven, senin mucizat-ı meveddetini müşahade eden dedegan-ı meşhureden Selanik Meydan Dedesi bu fakir Kemal, yeni bir zemini içtihadın tayini hususunda zat-ı kerimullahdan niyaz eder" demektedir.
 
Yani kendisini, Selanik Meydan Dedesi olarak tanıtır. Yazışmalarında kendine "Kutbu'l-Aktab" da demektedir. Kutbu'l-Aktab, tasavvuftaki en büyük makam olup, irşad makamın da doruk noktadaki zat demektir. Kısaca Atatürk seçilmiştir.
 
Kendine Kutbu'l-Aktab demesiyle alakalı bir örnek de Sivas Kongresi sonrasında Kerim Paşa ile yazışmalarında yer alır: Mazhar Müfit Kansu, hatıralarında bunu aktarır:
 
"Muhabere şuydu: Evvela Kerim Paşa dervişmiş, yazılarında hep dervişane bir usul takip ediyordu, mesela ilk sözü 'Paşa'ya söyleyiniz anlar, Hazret-i Evvel karşınızdadır' diye başladı.
 
Mustafa Kemal Paşa da, 'Kutbu'l-Aktab deyiniz anlar' cevabını verdi. (…) Yalnız Mustafa Kemal Paşa, Kerim Paşa'nın dervişliğini söylerdi."
 
Kutbu'l Aktab bahsi Atatürk'ün kaleminden Nutuk'ta da geçmektedir. Atatürk, İstanbul Hükûmeti ile aralarında geçen rüptürün (irtibat kopukluğunun) 15. gününde, yani Eylül'ün 25'inde gelen bir telgraftan bahseder.
 

 
Telgrafı yazan zat, Genelkurmay tuğgenerallerinden Abdülkerim Paşa'dır. Verdiği bilgi şuydu: "Bu gece İstanbul telgrafhanesinden Fuat Paşa'yı telgraf başına istediler. Dahiliye Nezareti'nin vilayet şifresi ile bir şifre yazdırdılar.
 
Bunun özeti; vatanın kurtulması yalnız padişahın beyannamesindeki en doğru yol göstermelere uygun hareket etmekle kolaylaşacaktır. Millî Mücadele, medeniyet dünyasına iğrenç gayeler gibi aksettirildi. Hükûmetle milletin ayrılığı yabancıların işe karışmasına yol açacaktır. Neticede, hareketin liderleri ile görüşmek üzere, yüksek şahsiyetlerle bildirilecek yerde buluşma, bir emrivaki şekline sokularak vaktin darlığı dolayısıyla hemen cevap beklenmektedir.
 
Efendiler, ismi geçen merhum Abdülkerim Paşa, benim çok eski bir arkadaşımdı. Çok namuslu, gayretli, temiz kalpli bir vatanperverdi. Selanik'te ben yüzbaşı, o binbaşı olarak bir büroda çalışmış, senelerce hususi arkadaşlık etmiştik.
 
Merhumun tavır ve vaziyetinden bir tarikata bağlı olduğu anlaşılıyordu. Bazı tekkelere devam ettiği de görülmüştür. Fakat herhangi bir şeyhe mürit olduğunu bilen yoktur.
 

 
Çünkü kendisini inançları ve vicdanî değerlendirmelerinde taşıdığı manevî derece bakımından 'Hazret-i Evvel-Büyük Hazret' kabul eder, kendi dostluk çevresi içinde yer alanlara, kendisince karşısındakinde gördüğü yeteneğe uygun 'Hazret' 'Kutub' gibi makamlar verirdi. Bana da 'Kutbu'l-Aktab/Kutublar Kutbu' derdi.
 
Efendiler, 27/28 Eylül 1919 gecesi, gece yarısına bir saat kala telgraf başında Kerim Paşa ile karşı karşıya geldik. İki taraf bir birini şu sözlerle tanıdı:
 
Sivas: 'Mustafa Kemal Paşa, telgraf başındadır. Kerim Paşa'ya söyleyiniz, buyursunlar diyorlar.'
 
İstanbul: 'Yüksek şahsiyetleri, Mustafa Kemal Paşa Hazretleri misiniz, ruhum?'
 
Ben: 'Evet, muhterem Kerim Paşa Hazretleri' dedikten sonra; Kerim Paşa, Sivas'ta, Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne adresini yazdırdı ve 'Paşa'ya söyleyiniz, anlar; Hazret-i Evvel karşınızdadır' sözlerini bir nevi parola gibi ilave etti.
 
Kerim Paşa, 'Zat-ı âlilerinin afiyetleri iyidir inşaallah kardeşim' diye başladı.
 
Kerim Paşa'nın, İstanbul Hükûmeti tarafından kalbinin temizliğinden ve ahlakının güzelliğinden istifade edilerek nasıl aldatıldığını anlamak için, sözlerinin başlangıcını kendisine olduğu gibi tekrar ettireceğim.
 
Merhum Kerim Paşa şöyle devam etti: 'Vatanın iyiliği için bütün vatanperver kardeşlerimle ve temsil heyetimdeki can dostlarla görüşmek isterim. Ayağınızın tozuna ulaşmak üzere Ali Fuat Paşa vasıtasıyla bir telgraf göndermiştim.
 
İşte, zat-ı âlinizin eline ulaşan o telgraftaki esaslar üzerinde sevindirici bir çözüm inşaallah buluruz. Memleketin geçirmekte olduğu nazik ve pek mühim karışık devreyi Allah'ın lütfu ile kolayca aydınlığa çıkarırız. Bunun için de Allah'ın keremi ve nurdan yaratılmış kurtarıcı emellerinizin gönül mürşidi ile buna dair mühim şeyler konuşarak, vatan için olan dileklerimizi birleştirelim değil mi?
 
Pek anlayışlı ve tedbirli kardeşim! Ne buyurursunuz, ruhum?
 

 
Yere batasıca bedhahların kötülüklerine mani olalım, onları ümitlerinin pusularında kötürüm ve cansız bırakalım. Yalnız hükûmet ile milletin sırf vatanın kurtuluşu ile ilgili hizmetlerini ve işlerini birleştirelim ki, ortak ve yüce gaye zaten hep birdir.
 
Vatan düşüncesiyle gösterilen bunca asil tepkilerin, medeniye dünyası karşısında muazzez topraklarımızın korunmasıyla ilgili en büyük vatanperverlik olduğunu bir kere daha belirtmek üzere içinde bulunduğumuz vaziyetin güçlüklerini yok edelim ve buna bir çare bulmak üzere bu muazzez kardeşinizle görüşmeye başlayalım, bekliyorum kardeşim.
 
Bu teşebbüsüm hakkında, hükûmetin geniş ölçüde iyi niyet gösterdiğini ilave ederim, ruhum!'
 
Efendiler, Kerim Paşa ile 27/28 Eylül, gece yarısından evvel saat 11'de başlayan bu görüşmemiz, sabah saat 07:30'a kadar tam sekiz buçuk saat devam etti.
 
Kerim Paşa'nın arz ettiğim, sunduğu ilk telgrafına cevap verirken biraz da onun tarz ve üslubuna uymuş olduğum görülecektir.
 
Cevabımda ben de böyle başladım: 'Kerim Paşa Hazretlerine, Kutbu'l-Aktab' deyiniz anlar' diye başladıktan sonra, 'Şimdi cevap veriyorum' dedim.
 
Pek muhterem ve temiz kalpli kardeşim Abdülkerim Paşa Hazretlerine. Elhamdülillah sağlığım yerindedir. Büyük ve necip milletimizin meşru haklarını idrak etmiş ve onu muhafazaya ve müdafaaya bütün mevcudiyetiyle girişmiş olduğunu görmekte pek mesudum. Karşılıklı görüş belirtmek hususunda gösterilen arzuya samimiyetle teşekkür ederiz.
 
Fuat Paşa Hazretleri aracılığı ile çekilmiş olan telgrafın içindekilerini öğrenmiş bulunuyoruz. Dayanak noktası olarak kabul buyurulan beyanname ile ileri sürülen hususların, Ferit Paşa ile arkadaşlarına karşı yöneltilmiş bir haykırış ve çıkışma olduğu, azıcık bir düşünme ve inceleme ile anlaşılacak açıklıktadır.
 

 
Padişahın kalbini derin üzüntülere boğan ahval ve hareketler, milletimiz tarafından değil, Ferit Paşa, Dahiliye Nazırı Adil Bey, Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa ve bunların çalışma arkadaşları olan Harput Valisi Ali Galip Bey, Anakara Valisi Muhittin Paşa, Trabzon Valisi Galip Bey, Kastamonu Valisi Ali Rıza Bey ve Konya Valisi Cemal Bey tarafından işlenen kötülükler tarafından ortaya konumuştur.'
 
Atatürk'ün bahsettiği telgraflaşma bahsinden, Kerim Paşa'nın 'Büyük Kutub' olarak bilindiği ve Mustafa Kemal Paşa'ya da, "Kutbu'l-Aktab/Kutupların Kutbu" şeklinde bir makama layık görerek hitap ettiği anlaşılmaktadır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 213) H: Akın Aydın
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
Bağımsız aday olan eski CHP'li başkana seslendi
'Son kez uyarıyorum!'
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
Bağımsız aday olan eski CHP'li başkana seslendi
'Son kez uyarıyorum!'

Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı

Adaylardan Mehmet Akarca 120, Ömer Kerkez 138 oy alırken, 9 boş oy, 71 de geçersiz oy kullanıldı. Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 11. tur oylamayla devam edilecek.
28.03.2024 16:24:00
Anadolu Ajansı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılmaya başlanan başkanlık seçimlerinin onuncu turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilmiş, 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da pazartesi günü sandık kuruldu ve Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk dokuz turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün, Akarca ve Kerkez'in katıldığı onuncu tur oylama yapıldı.

Oylama sonucu Yargıtay Başkanı Akarca 120, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 138 oy aldı. Seçime katılım 338 olarak kayıtlara geçerken, kullanılan oylardan 9'u boş, 71'i ise geçersiz sayıldı.

Sekizinci tur oylamada diğer aday Muhsin Şentürk 96 oy almış, 3 oy geçersiz sayılmış, boş oy ise kullanılmamıştı.

Seçime 1 Nisan Pazartesi günü 11. tur oylamayla devam edilecek. Bu turda Muhsin Şentürk de oylamaya katılabilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi
28.03.2024 15:32:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:37:04
AA
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin imzasıyla illere gönderilen genelgede, eğitim kurumlarının, 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, seçmenin oy kullanmasına imkan verecek şekilde hazırlanacağı belirtildi.

Genelgede, seçimlerin ardından Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının, eğitim-öğretime hazır hale getirilmesi amacıyla 1 Nisan 2024 Pazartesi gününün tatil edildiği bildirildi.

Öte yandan 1 Nisan günü yönetici ve öğretmenler, aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim, hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılacak. 

Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde

Geçen yıl yaşanan müsilaj tehlikesiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmek zorunda kalan Marmara Denizi, atıkların denize boşaltılması devam ettiği için bu yıl da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Marmara şimdiden alarm vermeye başladı
28.03.2024 14:55:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:00:59
Ahmet Haydar Tarhanlı
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Müsilaj, kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgıdır. Fitoplankton adı verilen mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu mukoza benzeri yapı, suyun içindeki mikroorganizmalar için uygun bir beslenme habitatı oluşturur ve zararlı canlılar da bu salgının üzerinde toplanır.

Denizin üstünde gördüğümüz beyaz, köpük benzeri yapı aslında "buzdağının görünen kısmıdır". Denizin altında ise bu salgı bir tül gibi uzanır.

Marmara Denizi, geçen yıl su yüzeyini ve derinlerini saran müsilajla boğuştu. Müsilajın yoğunluğu arttı ve çevresel kaygılara neden oldu. Bu sene de müsilaj tehlikesiin Marmara'yı tehdit edeceği ifade ediliyor.

Müsilajın temel sebebi, atıkların denize boşaltılması. Bu sebep temelden çözülmedikçe müsilaj sorunu artarak devam edecek.

Deniz biyoloğu Mert Gökalp, "Marmara Denizi feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi'nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali" uyarısını yapıyor.

Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini vurguluyor.

Hidrobiyolog Levent Artüz ise bu durumun bir zincir ve sonuç olduğunu ifade ediyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Müsilajın yakın ve uzak gelecekte Marmara Denizi'ni, deniz canlılarını ve çevresinde yaşayan insanları nasıl etkileyeceği henüz net değil.

Ancak çözüm için atık yönetimi, arıtma tesislerinin etkin kullanımı ve bilinçli tüketim önemlidir.

İsmailağa Cemaati'nden aforoz edilen Cübbeli Ahmet'ten 'FETÖ' savunması

Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, İsmailağa Cemaatinin resmi sayfasından kendisi hakkında yapılan paylaşımlara dair açıklama yaptı.
28.03.2024 09:32:00 / Güncelleme: 28.03.2024 09:37:53
Haber Merkezi
İsmailağa Cemaati'nden aforoz edilen Cübbeli Ahmet'ten 'FETÖ' savunması
İsmailağa Cemaati'nden aforoz edilen Cübbeli Ahmet'ten 'FETÖ' savunması
İsmailağa Cemaatinin kendileriyle hiçbir bağı kalmadığını söylediği ve cemaatlerini dağıtmakla suçladığı Ahmet Mahmut Ünlü'den (Cübbeli Ahmet Hoca) açıklama geldi.

Ünlü, cemaatin istişare heyeti imzasıyla yayınlanan açıklamanın baştan aşağıya yalanlarla dolu olduğunu bunun kaynaklarını da haftaya paylaşacağını duyurdu.


'SEYFETTİN İNANÇ'I ÇÖZMEDEN İSMAİLAĞA ANLAŞILMAZ'

Kendisine yakın olan Lalegül TV'de konuşan Ahmet Hoca, istişare heyeti olarak kendileri adlandırılan heyetin kimse tarafından bilinmediğini ifade etti. İstişare heyetinde bulunan çoğu ismin cemaatin başı olan Mahmud Efendi tarafından hiçbir zaman vekil olarak tayin edilmediği iddia etti.

Ünlü özellikle Seyfettin İnanç'a dikkat çekti:

İsmailağa'nın bütün maddi işlerini, para işlerini toplayan kotaran Seyfettin İnanç'tır. Bu Seyfettin İnanç bizim işte talebelerimizdendir. Tefsirde senelerce bizimle bulunmuştur. Dolayısıyla tarikat vekilliği yoktur. Yani şimdi öyle bir durum ki vekilliği olmayan adamlar bunlar. Ama projeleri getiren bunlar, bütün olayları heyete arz eden, şu anda beni güya ihraç etmişler, aforoz etmişler. Bunun da işte alt şeyini birlikte hazırladıkları adam Seyfettin İnanç'tır. Şimdi Seyfettin İnanç meselesi önemlidir. Çünkü yakın zamanda medyada İsmail Ağa'dan FETÖ çıktı diye haberler birçok kanalda yer almıştır. Ekranda görüyorsunuz. Burada ortada oturan Seyfettin İnanç'tır. Buradaki resmin ortası işte bu heyetinde ortasını İsmail'e de ortasını her şeyin ortasını anlamak istiyorsanız o ortadaki arkadaş bu arkadaşın kardeşi Mehmet Bahadır İnanç. Bu kişi FETÖ firarisidir. Şu anda FETÖ'den aranmaktadır. Dolayısıyla bizim FETÖ ile ne irtibatımız var diyenin bütün camianın para işleri, finans işleri, bütün getir götür işleri, heyetin karar işleri, azir işleri, nasip işleri, ikram işleri hepsi Seyfettin'in inancı üzerinden geçer. İsmailağa'yı anlamak isteyen Seyfettin'i çözmeden anlayamaz.

FETÖ 2000'LERDEN BERİ SIZMAYA ÇALIŞIYOR

Ünlü, FETÖ'nün 2000'lerin başından itibaren İsmailağa Cemaatine sızmaya çalıştığını ve 2006 sonrasında bu çalışmalara hız verdiğini iddia etti. Kendisine yapılanın da bu çerçevede yapıldığını öne sürdü.

Cübbeli Ahmet Hoca kendisini direkt cemaatin bir önceki lideri olan Mahmud Ustaosmanoğlu'na bağlı olduğunu şu an cemaatin başında olan Hasan Efendi'nin de aynı durumda olduğunu ve bu sebeple kendisini cemaatten atmaya bir yetkisinin olmadığını vurguladı. Buna ek olarak Ünlü, cemaatten bazı kişilerin FETÖ'cü Emre Uslu ile aynı dili kullandığı ve kendisi için "gebermesini" istediklerini ifade etti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.