Hayatının her anı bizim için en güzel örnek olan Resulullah Efendimiz, gönüllere neşe veren latifelerinde hep nezaketi, ölçüyü ve doğruluğu gözetmiştir Hayatının her ânı bizim için "en güzel örnek" olan Allah Rasûlü'nün kalbe huzur ve neşe dağıtan latifelerinde nezaket, doğruluk ve ölçü her zaman ön planda olmuştur.Vedâ haccı yolculuğunda, develerle, kâfileler halinde yol alınır. Peygamber ailesinin de bulunduğu kadınlar kafilesinin develerini Enceşe adında bir siyah köle, erkekler kâfilesinin develerini de Enes b. Mâlik'in kardeşi Berâ b. Mâlik sürer. Sürücülerin her ikisi de güzel seslidir. Onların sesine, musikinin ahengine ayak uyduran develer, bir ara heyecana gelip koşturmaya başlarlar. Bu hâli gören iki cihân güneşi, Enceşe'yi tatlı bir şekilde ikaz eder:"Enceşe! Develeri yavaş sür de (taşıdıkları) cam şişeler kırılmasın!" Peygamber Efendimizin dadılığını yapmış bulunan Ümmü Eymen, bir gün Peygamber Efendimize gelerek O'nu evine çağırır:"Ya Rasûlallâh, kocam sizi çağırıyor!" Allah Rasûlü:"O da kim, hani şu gözlerinde beyazlık olan adam mı?" diye sorar. Ümmü Eymen, heyecanlanır:"Kocamın gözlerinde beyazlık yok, yâ Rasûlallâh!" diye cevap verir. Fahr-i Kâinât Efendimiz ısrar eder:"Evet, gözlerinde beyazlık var!"Bir anda benzi solmuş olan Ümmü Eymen:"Vallahi yok, ya Rasûlallâh!" diye yeminler etmeye başlar. Alemlere Rahmet, o güzel Nebî (sav), dadısının bu nükteyi anlayamadığını fark ederek, onu tesellî eder:"Hiçbir insan yoktur ki, gözlerinde beyazlık bulunmasın"...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.