Cenab-ı Hakk'ın bizlere bahşettiği sayısız nimetler vardır. Bunların başında iman gelmektedir. Gerek sağlık, gerek dünya nimeti, gerek evlat saymakla, detaylandırmakla bitiremeyeceğimiz nimetler arasındadır. Fakat benim asıl anlatmak istediğim ve en değerli nimet Cenab-ı Hakk'ın bizleri şu fitne döneminde hakkın batılla karıştığı, hayır bildiğimizin şer, şer bildiğimizin hayır olduğu şu asırda Rabbimiz bizleri gerçek dostları ile beraber kılması nimetidir lütuf. Bu Rabbimizin bizlere lütfu değil de nedir? Ne kadar şükretsek azdır. Sağlam bir kale sarsılmayan bir iman evi olan Ehl-i Beyt gemisi, bizleri şu imtihan dünyasından salimen kurtuluşa erdirecek yegâne yoldur. Zamanın fitnelerinden korunabildiğimiz bu kutlu yolun elbette çileleri de vardır. Örneğin ne kadar ihlaslı, samimi olursanız olun biz Müslüman'ız diyen onca insanın saldırılarına uğramak örneklerden sadece biridir. Gerçek manada inanan bir mümin elbette haksızlık karşısında susamaz, bizler de hamdolsun susmayanlardanız. Mukabilinde ise fitnecilikle, ayrımcılıkla suçlanmak bizlere yakıştırılmak isteniyor. Her ortamda toplumda aynı davranışlarla karşılaşmamız aslında imanımızı artırıyor. Nasıl artırmasın, en takvayız diyenler takvalığı sadece kıyafetten öteye geçirememiş olan sağlam bir ipe, yola bağlı olamayan zavallılar topluluğu. Diğer taraftan ülkeyi batağa sürükleyenleri sanki İslam'mış gibi anlatmaya çalışan okumuş okumamış cahiller topluluğu. Buna tabiri caizse inanç savaşı da diyebiliriz. Hakkı savunanlarla batılda olanların savaşı, haçlıyı dost edinenlerle kafirleri düşman bilenlerin savaşı. Müslümanların kardeş olduğu gerçeğini haykıranlarla, mezheplerin kardeş olduğunu savunan ajanlar topluluğunun savaşı. Gerçek İslam'ın yani Cenab-ı Hakk'ın muradının anlatıldığı İslam anlayışı ile gizli Ehl-i Beyt düşmanlarının savaşı ki ne zaman Ehl-i Beyt'i anlatsak hemen Sünni bir müdafaa hattı kurup aslında Ehl-i Beyt'e savaş açarak hüsrana uğrayanlardan oluyorlar. Bu son, onların kaçınılmaz kaderleridir. Çünkü başlarında onları bu fitnelerden koruyabilecek kabiliyette önderleri yok da ondan. Hamdolsun her konuda önümüzü aydınlatan liderimiz, büyüğümüz var. Bizleri maddi ve manevi her türlü tehlike karşısında uyaran hocamız var. Aslında bizim hocamız Sayın Prof. Dr. Haydar Baş, tüm Müslümanları uyarıyor fakat kalpleri günah bataklığına batmış insanlar bu uyarıları duyamıyorlar. İmanları müsaade etmiyor. Bu olayları her gün yaşıyoruz ve Rabbimize her an şükrediyorum. Bizleri istikamet üzere eylediği, sarsılmaz yolunun yolcusu eylediği dünyada, sevdiği seçtikleri ile eylediği için.
Hasgül Talay / diğer yazıları
- Tıkıldık kaldık / 26.01.2021
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018