AKP hükümetinin, Ekim ve Aralık 2009’da Ortak Bakanlar Kurulu toplantıları yaptığı Esad yönetimine karşı “izahsız bir BOP hıncı”na kapılma lüksü yoktur.
AKP hükümetinin Suriye’ye karşı “mahalle kabadayılığı” yapma, Türkiye’nin Suriye’ye karşı öfkeyle kabarma lüksü yoktur.
Suriye’de muhalifler diye adlandırılan eli kanlı terör çetesinin başlattığı iç isyan ve kardeş katliamı, Türkiye’nin savaşı değildir, olamaz.
Bu kanlı tezgah ve iç savaş, İsrail, Amerika ve İngiltere’nin BOP savaşıdır, onun güncellenmiş hali olan Arap Baharı fitnesidir.
Türkiye’nin, sınır boylarından başına düşen de komşuda pişendir.
Komşu ateş ve kanda pişerken; bizim başımıza şüphesiz gül de düşmez, kan çiçeği de…
Mermi düşer, gülle düşer, top düşer, ölüm düşer!
Bu vahşi iç savaş ve kardeş katliamı, komşumuz Suriye’nin kendi savaşı değil, BOP savaşı ise -ki öyle-; o zaman başımıza düşenler, komşumuzdan değil, BOP’tan düşüyor demektir!
Türkiye’nin böyle bir kanlı tezgahtaki yeri, isyancılara silah ve mühimmat desteği sağlamak, kardeş katliamına taraf olmak değildir.
AKP hükümetinin “özel hıncı” veya zaman zaman seslendirdikleri “BOP misyonu” böyle bir tarafgirlik için yeter sebep olamaz.
Böyle bir hınç ve tarafgirliğin ne dinde yeri var, ne medeniyette, ne diplomaside…
Nitekim AKP hükümetinin her türlü gayretkeşliğine rağmen Suriye’ye yönelik BM ve NATO gibi uluslararası mekanizmalarda somut bir karar çıkartılabilmiş değildir.
Hatta Türkiye buralarda iyot gibi açığa çıkmıştır.
AKP hükümetinin muhalif terörist grupların kanlı isyanları sebebiyle başını kaşımaya dahi takatı olmayan Suriye devleti ile dalaşması, Türkiye’nin başına yeni ve ağır belalar açmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Hükümetin, Amerikan aklıyla Oslo’da pazarlık yaptığı PKK ve BOP-AB eksenli bölücü odakların böyle bir fiili durumu kolladıklarını anlamak için çok da akıllı olmaya gerek yoktur.
Görüne köy kılavuz istemez.
Dahası, AKP hükümeti, dalaştığında Suriye ile dalaşmıyor, kapıştığında Esad yönetimi ile kapışmıyor.
AKP’li bazı Don Kişotların üfürdükleri üzere savaşa kalktığında, AKP hükümeti Türk milletinin başına savaş belası sardığında, Türkiye, Suriye devleti ve Esad yönetimi ile savaşmayacaktır.
Türkiye, böyle akılsız ve basiretsiz bir kabadayılıkta, karşısında Rusya’yı bulacaktır.
İran’ı bulacaktır…
Hindistan’ı bulacaktır…
Çin’i bulacaktır…
Hizbullah’ı bulacaktır…
Irak’taki grupları bulacaktır.
Böyle bir mahalle kabadayılığının diplomaside yeri yoktur.
İlkesiz ve ölçüsüz böyle bir kabadayılıkta, olan, Türk milletine ve topyekun İslam ümmetine olacak, kan gövdeyi götürecektir.
İsrail, Amerika ve İngiltere başta olmak üzere, BOP aktörleri bayram yapacak; böylesi vahşi bir savaşta kıyılan ne Türk milletine, ne de İslam ümmetine hiç kimse acımayacaktır.
Bu vaziyet, hadis-i şeriflerde kıyamet savaşı diye haber verilen bir savaş ise, o zaman Türk milleti, İslam coğrafyasını kana bulayan Deccalların taşeronu ve emir eri olmuş olacaktır.
Dolayısıyla AKP hükümeti başta olmak üzere ülkemizde hiç kimsenin Suriye meselesinde mahalle kabadayılığına soyunma lüksü yoktur.
İçindeki hınç ve linç duygularıyla adaletsiz ve ölçüsüz davranışlara teşebbüs etme hakkı yoktur.
Kur’an-ı Kerimde buyurulduğu üzere, Allah’a ve Rasulü Muhammed Mustafa’sına inanan bir insan ve toplum için, dinde de böyle bir hıncın ve kinin yeri yoktur:
“Ey iman edenler! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahidler olun. Bir topluluğa olan hınç ve kininiz sizi adaletsizliğe sürüklemesin… Adil olun… Allah’tan korkun!” (Maide Suresi, 5/8).
AKP hükümetinin dinde, diplomaside ve medeniyetimizde yeri olmayan böyle bir hınç ve mahalle kabadayılığıyla Türk milletinin başına savaş belası sarma lüksü yoktur, olamaz.
AKP hükümetinin Suriye’ye karşı “mahalle kabadayılığı” yapma, Türkiye’nin Suriye’ye karşı öfkeyle kabarma lüksü yoktur.
Suriye’de muhalifler diye adlandırılan eli kanlı terör çetesinin başlattığı iç isyan ve kardeş katliamı, Türkiye’nin savaşı değildir, olamaz.
Bu kanlı tezgah ve iç savaş, İsrail, Amerika ve İngiltere’nin BOP savaşıdır, onun güncellenmiş hali olan Arap Baharı fitnesidir.
Türkiye’nin, sınır boylarından başına düşen de komşuda pişendir.
Komşu ateş ve kanda pişerken; bizim başımıza şüphesiz gül de düşmez, kan çiçeği de…
Mermi düşer, gülle düşer, top düşer, ölüm düşer!
Bu vahşi iç savaş ve kardeş katliamı, komşumuz Suriye’nin kendi savaşı değil, BOP savaşı ise -ki öyle-; o zaman başımıza düşenler, komşumuzdan değil, BOP’tan düşüyor demektir!
Türkiye’nin böyle bir kanlı tezgahtaki yeri, isyancılara silah ve mühimmat desteği sağlamak, kardeş katliamına taraf olmak değildir.
AKP hükümetinin “özel hıncı” veya zaman zaman seslendirdikleri “BOP misyonu” böyle bir tarafgirlik için yeter sebep olamaz.
Böyle bir hınç ve tarafgirliğin ne dinde yeri var, ne medeniyette, ne diplomaside…
Nitekim AKP hükümetinin her türlü gayretkeşliğine rağmen Suriye’ye yönelik BM ve NATO gibi uluslararası mekanizmalarda somut bir karar çıkartılabilmiş değildir.
Hatta Türkiye buralarda iyot gibi açığa çıkmıştır.
AKP hükümetinin muhalif terörist grupların kanlı isyanları sebebiyle başını kaşımaya dahi takatı olmayan Suriye devleti ile dalaşması, Türkiye’nin başına yeni ve ağır belalar açmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Hükümetin, Amerikan aklıyla Oslo’da pazarlık yaptığı PKK ve BOP-AB eksenli bölücü odakların böyle bir fiili durumu kolladıklarını anlamak için çok da akıllı olmaya gerek yoktur.
Görüne köy kılavuz istemez.
Dahası, AKP hükümeti, dalaştığında Suriye ile dalaşmıyor, kapıştığında Esad yönetimi ile kapışmıyor.
AKP’li bazı Don Kişotların üfürdükleri üzere savaşa kalktığında, AKP hükümeti Türk milletinin başına savaş belası sardığında, Türkiye, Suriye devleti ve Esad yönetimi ile savaşmayacaktır.
Türkiye, böyle akılsız ve basiretsiz bir kabadayılıkta, karşısında Rusya’yı bulacaktır.
İran’ı bulacaktır…
Hindistan’ı bulacaktır…
Çin’i bulacaktır…
Hizbullah’ı bulacaktır…
Irak’taki grupları bulacaktır.
Böyle bir mahalle kabadayılığının diplomaside yeri yoktur.
İlkesiz ve ölçüsüz böyle bir kabadayılıkta, olan, Türk milletine ve topyekun İslam ümmetine olacak, kan gövdeyi götürecektir.
İsrail, Amerika ve İngiltere başta olmak üzere, BOP aktörleri bayram yapacak; böylesi vahşi bir savaşta kıyılan ne Türk milletine, ne de İslam ümmetine hiç kimse acımayacaktır.
Bu vaziyet, hadis-i şeriflerde kıyamet savaşı diye haber verilen bir savaş ise, o zaman Türk milleti, İslam coğrafyasını kana bulayan Deccalların taşeronu ve emir eri olmuş olacaktır.
Dolayısıyla AKP hükümeti başta olmak üzere ülkemizde hiç kimsenin Suriye meselesinde mahalle kabadayılığına soyunma lüksü yoktur.
İçindeki hınç ve linç duygularıyla adaletsiz ve ölçüsüz davranışlara teşebbüs etme hakkı yoktur.
Kur’an-ı Kerimde buyurulduğu üzere, Allah’a ve Rasulü Muhammed Mustafa’sına inanan bir insan ve toplum için, dinde de böyle bir hıncın ve kinin yeri yoktur:
“Ey iman edenler! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahidler olun. Bir topluluğa olan hınç ve kininiz sizi adaletsizliğe sürüklemesin… Adil olun… Allah’tan korkun!” (Maide Suresi, 5/8).
AKP hükümetinin dinde, diplomaside ve medeniyetimizde yeri olmayan böyle bir hınç ve mahalle kabadayılığıyla Türk milletinin başına savaş belası sarma lüksü yoktur, olamaz.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019