Gayesi bu milleti Hıristiyanlaştırmak olan ve gayesi istikametinde hayli pratik yapan "Dinlerarası Diyalog" sevdalılarının çarpıttığı ayetlerin başında Al-i İmran suresi 64. ayeti gelir.
Daha önce de birkaç kez bu konuda yazmıştım. Son günlerde yaptığım sohbetlerde ele aldığım ve arkadaşların hayli ilgisini çeken bir konuyu sizinle paylaşmak isterim.
Ama önce ayetin meali:
"(Resulüm!) De ki: Ey Ehl-i Kitap! Sizinle aramızda ölçü olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. Ona hiçbir şeyi eş tutmayalım. Ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz Müslümanlarız! deyin." (Al-i İmran 3/64)
Kafatası bölgesinde beyin yerine püre sıkıştırılmamış herkes, bu ayette ehl-i kitabı imana, İslamî ölçüleri kabule açık bir davet olduğunu kolaylıkla anlar.
Ayetin son kısmı ise tam bir restleşmedir. Ya bu üç konudaki küfrünüzden dönün, ya da şunu bilin ki; "Müslüman olan sadece bizleriz."
Ayette ifade edilen üç hususu ele alalım.
1- Allah'tan başkasına tapmayalım.
2- O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım.
3- Ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın.
Bu üç başlık, Ehl-i Kitap'ın inancıdır ve bu inanç İslam akaidi açısından küfürdür. İslam'ın gelişi de bu "şirkten" insanlığı tevhide davettir, yoksa şirk ehliyle diyalog yapmak değil.
Bunu nereden anlıyoruz? Kur'an'ın başka ayetlerinden anlıyoruz.
"Yahudiler Üzeyir Allah'ın oğludur dediler. Hıristiyanlar da Mesih (İsa) Allah'ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir.
(Sözlerini) daha önce kafir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan batıla) döndürüyorlar."
"(Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); Hıristiyanlar da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i (İsa'yı) rabler edindiler. Halbuki onlara tek ilaha kulluk etmeleri emrolundu. Ondan başka ilah yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır." (Tevbe, 9/30-31)
Yeri gelmişken 29. ayeti de okuyun. Okuyun da Moon'un "yüceliğine iman edip" Hz. Muhammet (as)'ı "hiçbir yetkisi olmayan, sadece bir postacı" şeklinde anlatan ekran farelerine tükürme hakkınız doğsun.
"Allah ve resulünün haram kıldığını haram saymayan..." (Tevbe, 9/29)
Bu üç şeyde, yani;
1- Allah'tan başkasına tapmak.
2- Ona bazı şeyleri eş tutmak.
3- Ve Allah'ı bırakıp da kimileri kimilerini ilahlaştırması, küfür değil diyene diyecek sözümüz yok zaten.
Bir başka çarpıtılan ayet de Ankebut suresi 46. ayetidir.
"...Bizim tanrımız da sizin tanrınız da birdir..."
Neymiş efendim, bakın işte Allah bile bizim ehli kitapla aynı ilaha inandığımızı söylüyor.
Oha! Kainatta var olan herkesin, her canlının, her cansızın ilahı aynıdır.
Çünkü "tek bir ilah/Allah var." Her sınıf için ayrı ilah/Allah olacak değil ya!
Diğer tüm inanç mensuplarının aksine Müslüman'ın alamet-i farikası ise bu İlaha/Allah'a hak ölçülerinde ve olması gerektiği şekilde iman etmesidir.
Bu konuda Kur'an'da:
"(İlyas) milletine: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Yaratanların en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, sizden önce gelen atalarınızın da Rabbi olan Allah'ı bırakıp da Ba'l'e mi taparsınız? demişti." (Saffat, 37/124-126)
Şam'da Bek adındaki şehir halkı Ba'l isimli bir puta tapıyor ve Hz. İsa (as) o halka: "Sizin de Rabbiniz olan Allah'a tapın" diyor.
Diyalogcuların sakat mantığına göre Ba'l isimli puta tapan Bek halkı, peygamberleri onlara hitap ederken "sizin de Rabbiniz" dediğine göre Müslüman olmuş olmuyor mu?
Aslında bir oha daha, hem de okkalısından iyi gider de ramazan ayındayız ya bir tane yetsin.
Daha önce de birkaç kez bu konuda yazmıştım. Son günlerde yaptığım sohbetlerde ele aldığım ve arkadaşların hayli ilgisini çeken bir konuyu sizinle paylaşmak isterim.
Ama önce ayetin meali:
"(Resulüm!) De ki: Ey Ehl-i Kitap! Sizinle aramızda ölçü olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. Ona hiçbir şeyi eş tutmayalım. Ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz Müslümanlarız! deyin." (Al-i İmran 3/64)
Kafatası bölgesinde beyin yerine püre sıkıştırılmamış herkes, bu ayette ehl-i kitabı imana, İslamî ölçüleri kabule açık bir davet olduğunu kolaylıkla anlar.
Ayetin son kısmı ise tam bir restleşmedir. Ya bu üç konudaki küfrünüzden dönün, ya da şunu bilin ki; "Müslüman olan sadece bizleriz."
Ayette ifade edilen üç hususu ele alalım.
1- Allah'tan başkasına tapmayalım.
2- O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım.
3- Ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın.
Bu üç başlık, Ehl-i Kitap'ın inancıdır ve bu inanç İslam akaidi açısından küfürdür. İslam'ın gelişi de bu "şirkten" insanlığı tevhide davettir, yoksa şirk ehliyle diyalog yapmak değil.
Bunu nereden anlıyoruz? Kur'an'ın başka ayetlerinden anlıyoruz.
"Yahudiler Üzeyir Allah'ın oğludur dediler. Hıristiyanlar da Mesih (İsa) Allah'ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir.
(Sözlerini) daha önce kafir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan batıla) döndürüyorlar."
"(Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); Hıristiyanlar da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i (İsa'yı) rabler edindiler. Halbuki onlara tek ilaha kulluk etmeleri emrolundu. Ondan başka ilah yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır." (Tevbe, 9/30-31)
Yeri gelmişken 29. ayeti de okuyun. Okuyun da Moon'un "yüceliğine iman edip" Hz. Muhammet (as)'ı "hiçbir yetkisi olmayan, sadece bir postacı" şeklinde anlatan ekran farelerine tükürme hakkınız doğsun.
"Allah ve resulünün haram kıldığını haram saymayan..." (Tevbe, 9/29)
Bu üç şeyde, yani;
1- Allah'tan başkasına tapmak.
2- Ona bazı şeyleri eş tutmak.
3- Ve Allah'ı bırakıp da kimileri kimilerini ilahlaştırması, küfür değil diyene diyecek sözümüz yok zaten.
Bir başka çarpıtılan ayet de Ankebut suresi 46. ayetidir.
"...Bizim tanrımız da sizin tanrınız da birdir..."
Neymiş efendim, bakın işte Allah bile bizim ehli kitapla aynı ilaha inandığımızı söylüyor.
Oha! Kainatta var olan herkesin, her canlının, her cansızın ilahı aynıdır.
Çünkü "tek bir ilah/Allah var." Her sınıf için ayrı ilah/Allah olacak değil ya!
Diğer tüm inanç mensuplarının aksine Müslüman'ın alamet-i farikası ise bu İlaha/Allah'a hak ölçülerinde ve olması gerektiği şekilde iman etmesidir.
Bu konuda Kur'an'da:
"(İlyas) milletine: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Yaratanların en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, sizden önce gelen atalarınızın da Rabbi olan Allah'ı bırakıp da Ba'l'e mi taparsınız? demişti." (Saffat, 37/124-126)
Şam'da Bek adındaki şehir halkı Ba'l isimli bir puta tapıyor ve Hz. İsa (as) o halka: "Sizin de Rabbiniz olan Allah'a tapın" diyor.
Diyalogcuların sakat mantığına göre Ba'l isimli puta tapan Bek halkı, peygamberleri onlara hitap ederken "sizin de Rabbiniz" dediğine göre Müslüman olmuş olmuyor mu?
Aslında bir oha daha, hem de okkalısından iyi gider de ramazan ayındayız ya bir tane yetsin.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024