logo
20 NİSAN 2024

MEDYA KAZANI

19.12.2003 00:00:00
Laiklik ÇıldırdıFransa'da Cumhurbaşkanı Chirac'ın önceki gün Ulusa Sesleniş konuşmasıyla başörtüsü yasaklaması Avrupa basınında farklı tepkilere yol açtı. Yasaklama ABD'nin Irak işgaline de karşı çıkan İngiliz Guardian gazetesinde de geniş bir değerlendirmeye konu oldu.

Fransa cepheleşecek

Değerlendirmeyi kaleme alan Madeleine Bunting, "Laiklik çıldırdı" başlıklı yazısında, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın baş örtüsüne yasak getirme konusundaki kararlılığının ülkede yıllar sürecek bir cepheleşmeye yol açacağını dile getiriyor. Guardian yazarı, Fransa'da çok kültürlülükten değil, entegrasyondan söz edildiğini belirterek, bu son gelişmenin devletin tamamen tarafsız olması gerektiği anlayışından kaynaklandığını yazıyor.

"Fransa'da laikliğin kökleri bir zamanların olağanüstü güçlü Katolik Kilisesi'ni zayıflatmak için verilen mücadeleye uzanıyor. Şu soruyu sormak mümkün. Bunca siyasî, aklî ve duygusal enerji, entegrasyonun daha acil konularına yönelse daha yerinde olmaz mıydı? Örneğin Fransa'da nüfusu üç buçuk (Recep Bahar'ın notu: Doğrusu 5 milyon) milyonu bulan Müslüman nüfus içindeki yüksek işsizlik ve toplumsal yıpranmayla baş edilse."

Bunun adı dayatmacı tavır

Guardian yazarı, bu gelişmeyle Fransa'daki liberal siyaset anlayışının dayatmacı bir tavır alıp, üstünlüğünü ispatlamak için yasama yolunu tercih ettiğini savunuyor. Yazar, Fransa, "sağırlar diyaloğunun en mükemmel örneğini veriyor" dedikten sonra yazıyı şöyle tamamlıyor: "Din, Afganistan'dan Teksas'a, şiddete daha yatkın ve daha iddialı şekilde yükselişe geçiyor. Liberalizm, ekonomik, askerî ve kültürel alandaki saldırgan tezahürlerini ve aynı şekilde, yükselişe geçen din ile ilgili fenomeni üretmekte oynadığı rolü de görmüyor."

Yapılacak başka işler var

Avrupa basınından başka örnekler de verelim...

Paris Normandie başörtüsü tartışmasının gereksiz olduğunu yazıyor:

"Saddam Hüseyin yakalandı, Avrupa Birliği'nde bölünme var, dünya ekonomisi toparlanmakta yavaş, işsizlik artıyor, ama Fransa laikliği tartışmayı tercih etti." Sol görüşlü Fransız Liberation gazetesi, sağ görüşlü Chirac'ın yaptığı açıklamanın gelecek yılki yerel seçimler ile çok bağlantılı olduğunu belirtip hükümetin bu nedenle başörtüsü tartışmalarını acil bir konu olarak ele aldığını ve Cumhurbaşkanı Chirac'ın da Yahudi veya Müslüman takvimlerine göre bayram olan günleri tatil ilan etmeyi bu nedenle reddettiğini yazıyor.

Liberation'a göre Cumhurbaşkanı Chirac'ın amacı başka. Şunları yazıyor gazete: "Chirac bu yolla aşırı sağın, Fransa'da Müslümanları toplumla bütünleştirme çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasını istismar etmelerini engellemeye çalışıyor." Gazete, Müslüman nüfusu Fransız toplumuyla bütünleştiremediği için de Chirac'ı suçluyor. Almanya'da Süddeutsche Zeitung, başörtüsü tartışması giderek bölücü bir hâl aldığı için Cumhurbaşkanı'nın müdahale etmek zorunda kaldığını iddia ediyor.

Asıl hedef Müslümanlar

İsviçre'de yayınlanan Tribune De Geneve, "Peki ya üstünde Süperstar Hazreti İsa" yazılı tişörtler ne olacak?" diye sorarak farklı bir çizgi izliyor. Ve, Fransa hükümeti her ne kadar aynı şey Hıristiyanlar ve Yahudiler için de geçerli dese de, asıl hedefin Müslümanların başörtüsü olduğunu belirtiyor.Yasağın nedeni sömürgeci mantıkTercüman'dan Nazlı Ilıcak, Fransa'da başörtüsü yasağının altında yatan gelişmeleri ve bu yasağı getiren aşamaları yorumluyor:

"Başörtüsü tartışması Fransa'ya da sirayet etti. Oysa, Fransız Danıştayı'nın 1989 ve 1992 yıllarında aldığı kararlar, liberal bir çizgiyi yansıtıyordu. Ama, kültürlerarası çatışma ve Fransa'nın sömürgeci mantığıyla olaylara bakışı yüzünden, türban karşıtlığı derinleşti ve "yabancı düşmanlığı" görüntüsüne büründü. İslâm kimliğinin asimile edilemeyeceği, kamu alanındaki farklılaşmanın ülke bütünlüğünü bozacağı düşüncesi ağır bastı. Bir de buna, Fransa'da laikliğin doğuşundaki şartlar ilâve edilirse, bugünkü durumu anlamak kolaylaşacaktır.

Kilise ve siyasî hâkimiyet

Laikliğin temelinde Kilise'nin siyasî hâkimiyetinin kırılması amacı yatar. Ticaret ve sanayi devrimiyle zenginleşen burjuvazi sınıfı (şehirliler), kral ve aristokrasinin arkasındaki manevi güce, Kilise'ye karşı geldiler; kendilerine özgür bir siyasî alan açmak istediler. Zenginleşen burjuvazinin mülkiyet hakkı güvence altında değildi. Kral ve Kilise, onun tüm mal varlığı üzerinde keyfi tasarrufta bulunabilirdi. Fransa'da laiklik, iktidar mücadelesinin bir parçası olarak ortaya çıktı. Kilise'nin manevi otoritesine karşı, devrimcilerin filozofları vardı. Bu filozoflar, herkesin aklıyla, evrensel hakikatlere ulaşabileceklerini söylediler. Fransız ihtilâlinde manastırlar kapatıldı, papazlar giyotinde kellelerini kaybetti. Almanya'da ise, dinde reform yapıldı; Protestan mezhebine geçildi ve Katolik Kilisesi'nin hâkimiyeti kırıldı. Almanya'da din düşmanlığı değil, dinin özgürleşmesi söz konusuydu. Çünkü Kilise, İsa'nın yeryüzündeki temsilcisi, ruhban sınıfı ise İncil'i tefsir edebilecek yegâne kurum olarak mütalâa ediliyordu. "Ezeli ve değişmeyen doğruların" tek sahibi Kilise idi. Bu doğrular Skolalar'da okutulurdu. Reform ile, din değil, Kiliselerin dogmaları yıkıldı. Luther, dinî konularda başvurulacak kaynağın İncil olduğunu söyledi, ruhban sınıfının diğerlerinden farklı ve imtiyazlı olmadığını belirtti. Müslümanlığın Sünni yorumunda da imtiyazlı bir ruhban sınıfı yoktur. Ayrıca camilerin veya din adamlarının siyasi hâkimiyeti söz konusu değildir. Bunun yanı sıra, ülkemizin tarihî şartları Fransa'daki şartlara uymuyor. Bu yüzden, laiklik, ülkemizde bir din düşmanlığı şeklinde gelişmemeliydi."Bu manşetin sırrıYapı Kredi Bankası'nın sahibi Mehmet Emin Karamehmet, Akşam gazetesinin sahibidir. Karamehmet, devlete olan 6.3 milyar dolarlık borcu nedeniyle hükümetle iyi geçinmek istiyor. Dolayısıyla Akşam'da hükümete karşı eleştiri pek yer almaz. Bunun yerine övgüler yer alır. Vergi haberleri bile "acısız" verilir. Üst üste gelen vergi haberleriyle milletin morali bozuluyor ama Akşam'ın bozulmuyor. Ne de olsa Pamukbank'tan ve Yapı Kredi'den hortumlanan 6.3 milyar dolar var...Çuvalı ne çabuk unuttuk?Bağdat Bülbülü... Çukurda yakalandı... Yanına şerefini almayı unutmuş... Çikolata yedi, Seven Up içti... Dublörü metresiyle yatmış... Gazetelerimizdeki başlık ve yorumlar aşağılayıcı... Televizyonlarda dönüp duran görüntüler onur kırıcı... Amerikan yönetimi ve medyası klasik aşağılama taktiklerini uyguluyor. O kadar ki Vatikan Dışişleri Sorumlusu Kardinal şunları söylemekten kendini alamıyor: "Saddam'ın bir sığır gibi dişlerini kontrol ettiklerini gördüğümde insan olarak kendimden utandım.." Bu tür küçültme propagandası Amerika'nın işine gelebilir, acaba aynı ucuz dolmuşa binmekte bizim ne gibi çıkarımız var? Hem biz "aşağılayanlar" cephesinde miyiz "aşağılananlar" safında mı?

Askerinin başına çuval geçirilen kimdi? Geçiren kim? Hepimizin bildiği hikâyedir. Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı sırasında birilerinin aşağılamak amacıyla yere Yunan bayrağı serdiğini görünce:

- Kaldırın o bayrağı yerden, demiş, bir ulusu temsil ediyor...

Şimdi kafasında bit ararken görüntüledikleri Saddam, katil de hırsız da olsa yirmi küsur yıl Irak'ın liderliğini yapmış bir devlet başkanıdır. 14 yıl öncesine kadar da ABD'nin yakın dostuydu...

Amerika bugün kendi işgalci ve saldırgan kimliğini unutturmak için Saddam'ı dünyanın en büyük düşmanı rolüne sokmak isteyebilir. Bizim derdimiz nedir? ABD'ye yalakalık Saddam'ın içine düştüğü durumdan daha mı onurlu?
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk

Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz

"Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." 
19.04.2024 16:30:00
Haber Merkezi
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bakanlığın ilgili birimleri ve hastanelerin yöneticileriyle yaptıkları toplantılarda Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki sorunları temel faktörleriyle ele aldıklarını belirtti.


Randevu bulmakta yaşanan sıkıntıları çözmek için yaptıkları çalışmalardan önemli sonuçlara ulaştıklarını aktaran Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Randevu sorununa karşı hem vatandaşları hem de hekimleri memnun edecek bir çözüm oluşturduklarını belirten Koca, şunları kaydetti:

"Öncelikle iptal edilmeyen randevulardan kaynaklanan, kullanılamayan kapasitemizi diğer vatandaşlarımızın kullanımına açacağız. Bu kapsamda, gelemeyeceği randevuyu iptal etmeyen vatandaşlarımız söz konusu durumun ilkinde 15 gün içerisinde aynı branşa randevu alamayacak. Aynı şekilde randevusuna ikinci kez gelmediğinde 15 gün içerisinde tüm branşlardan randevu alamayacak. Son dakika iptalleri nedeniyle atıl kapasite oluşmaması için randevu iptal süresini, en geç bir önceki gün saat 23.59'la sınırlandırıyoruz. İptal edilen randevular yerine, muayene saatinden 1 saat öncesine kadar yeni randevu verebileceğiz. Böylelikle daha fazla hastamızın randevu almasını ve kapasitenin verimli kullanılmasını sağlamış olacağız."

İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan'ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden birinin daha naaşına ulaşıldığını bildirdi

19.04.2024 12:15:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:19:14
AA
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, maden sahasındaki arama çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kazanın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bu yana arama çalışmalarının aralıksız devam ettiğini anımsatan Bayraktar, "Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmaları neticesinde bu sabah bir işçi kardeşimize daha ulaştık. Kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Tüm canlarımıza ulaşana kadar yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 5 Nisan'da da İliç'te maden ocağında toprak altında kalan bir işçinin naaşına ulaşıldığını bildirmişti.

Cenaze Adnan Keklik'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, Sabırlı Deresi bölgesinde ulaşılan cenazenin Adnan Keklik'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş ve 5 Nisan'da işçilerden Uğur Yıldız'ın cenazesine ulaşılmıştı. 

Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen ve Dilan Polat ile eşi Engin Polat'ın da tutuklandığı soruşturma kapsamında, 16 şüphelinin "vergi usul kanuna muhalefet" suçundan tahliyesine karar verildi

19.04.2024 12:08:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:14:38
AA
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, Engin Polat ve Dilan Polat'ın aralarında olduğu 16 şüpheli hakkında "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet" ile "suç örgütü kurma ve üye olma" suçlarından yürütülen soruşturma sürüyor.

Soruşturma kapsamında, aylık tutukluluk incelemesi yapan sulh ceza hakimliği, 16 şüphelinin "vergi usul kanununa muhalefet" suçundan tahliyesine karar verdi.

Hakimlik, şüphelilerin "suç örgütü kurma ve üye olma", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Ne olmuştu?

İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım'da ve devamında düzenlenen operasyonlarda, Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili MASAK ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.

Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat'ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa'da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.

Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat'a ait bir medikal şirketin Ankara'da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.

Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmıştı.

Hakimlik, 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti.

Soruşturma kapsamında, Dilan Polat'ın 2019'da "şampiyonlar ligi" adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta yer alan bazı kişiler kimlikleri tespit edilip soruşturmaya dahil edilmiş, savcılık, sosyal medya fenomeni olan bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilmesini talep etmişti.

Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman'a yurt dışına çıkış yasağı getirmişti. 

5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde geçtiğimiz gün etkili olan depremlerde 338 konut hasar gördü.
19.04.2024 10:50:00
İhlas Haber Ajansı
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde en şiddetlisi 5.6 büyüklükteki depremler Tokat'ta 3, Yozgat'ta da 3 ilçede hasara neden oldu.

Hasar tespit çalışmaları sürerken şuana kadar yapılan tespitlere göre 338 konut, 99 ahır ve 12 cami ve 1 fırında hasar oluştu.

Panikle kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı.

Yozgat ve Tokat'ta hasar tespit çalışmalarının akşam saatlerinde tamamlanması bekleniyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.