Terörist saldırıların ardından Türkiye yeni bir terörle muhatap sanki.
Buna kısaca medya terörü diyebiliriz. Emniyet güçlerini bunaltacak yoğunlukta son terörist faaliyetlerle ilgili kirli haber bombardımanına tutan medya, özellikle dindar Türk Milletini ve iktidarı yıldırma taktiği izliyor.
Başbakanın medyaya dönük "Sizin yüzünüzden son terör saldırısını önleyemedik" sitemi bundandı.
Ancak iktidar bugüne kadar medyaya karşı öyle yumuşak huylu davranmıştı ki medyanın bu sitemi dahi kaldırması mümkün değildi.
Nitekim daha sonra Başbakanla aynı frekansta medyayı suçlayan İstanbul Emniyet Müdürünü boy hedefi haline getiren Aydın Doğan'nın başyazarı ve Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi'den, "Emniyet Müdürünün basını eleştirmesi boyunu aşar" açıklaması geldi.
Medya baronunun kamunun güvenlik ve asayişinden sorumlu bir üst düzey görevlisine böyle pervasızca eleştiren, tepeden bakan medyaya karşı iktidarın dik durmasını ve de dik duracağını bekledi bir çoğu.
Ama yanıldığını çok geçmeden anladı. Çünkü Başbakanı üstü örtülü olarak hedef alan Konsey Başkanına "haddini bil" demeleri şöyle dursun, devletin valisi ve emniyet müdürü bizzat ayağına giderek özür diledi.
Aslında bu görüntü düpedüz iktidarın medya önünde diz çökmesiydi.
Milletimiz bu sahne karşısında hayrete düştü. Nasıl oluyor da iktidara gelişini medyaya değil medyanın karşı durması karşısında milletin sahiplenmesine borçlu olan Erdoğan, en güçlü olması gereken iktidarı döneminde medyaya teslim oluyordu? Hem de medya patronlarının borç ve yolsuzluk batağında yüzdüğü, her gün iktidarın kapısını aşındırdığı bir dönemde medya karşısındaki bu tökezlemenin sırrı neydi?
AKP'ye destek veren milyonlar AKP iktidarının medya karşısındaki mahcubiyetine bir anlam veremiyor. Daha da ötesinde iktidarın bu aculluğunun belki güç odakları tarafından Türkiye'nin geleceğini karartmak için fırsat olarak değerlendirildiğini üzülerek görüyor.
Buna kısaca medya terörü diyebiliriz. Emniyet güçlerini bunaltacak yoğunlukta son terörist faaliyetlerle ilgili kirli haber bombardımanına tutan medya, özellikle dindar Türk Milletini ve iktidarı yıldırma taktiği izliyor.
Başbakanın medyaya dönük "Sizin yüzünüzden son terör saldırısını önleyemedik" sitemi bundandı.
Ancak iktidar bugüne kadar medyaya karşı öyle yumuşak huylu davranmıştı ki medyanın bu sitemi dahi kaldırması mümkün değildi.
Nitekim daha sonra Başbakanla aynı frekansta medyayı suçlayan İstanbul Emniyet Müdürünü boy hedefi haline getiren Aydın Doğan'nın başyazarı ve Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi'den, "Emniyet Müdürünün basını eleştirmesi boyunu aşar" açıklaması geldi.
Medya baronunun kamunun güvenlik ve asayişinden sorumlu bir üst düzey görevlisine böyle pervasızca eleştiren, tepeden bakan medyaya karşı iktidarın dik durmasını ve de dik duracağını bekledi bir çoğu.
Ama yanıldığını çok geçmeden anladı. Çünkü Başbakanı üstü örtülü olarak hedef alan Konsey Başkanına "haddini bil" demeleri şöyle dursun, devletin valisi ve emniyet müdürü bizzat ayağına giderek özür diledi.
Aslında bu görüntü düpedüz iktidarın medya önünde diz çökmesiydi.
Milletimiz bu sahne karşısında hayrete düştü. Nasıl oluyor da iktidara gelişini medyaya değil medyanın karşı durması karşısında milletin sahiplenmesine borçlu olan Erdoğan, en güçlü olması gereken iktidarı döneminde medyaya teslim oluyordu? Hem de medya patronlarının borç ve yolsuzluk batağında yüzdüğü, her gün iktidarın kapısını aşındırdığı bir dönemde medya karşısındaki bu tökezlemenin sırrı neydi?
AKP'ye destek veren milyonlar AKP iktidarının medya karşısındaki mahcubiyetine bir anlam veremiyor. Daha da ötesinde iktidarın bu aculluğunun belki güç odakları tarafından Türkiye'nin geleceğini karartmak için fırsat olarak değerlendirildiğini üzülerek görüyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014