Yaklaşık bir yıl önce Prof. Dr.
Haydar Baş, "MEM toplantıları vaktidir" başlığı altında bir yazı kaleme almıştı (Yeni Mesaj/13 Haziran 2017). Ben de yazımın başlığını Hocamdan emanet alarak günceli yoklamak istiyorum.
Dün yine olağanüstü bir gündü. Sayın Haydar Baş'ın
Milli Ekonomi Modeli (MEM) tezi kapsamında uluslararası bir kongre düzenlendi.
Ülke ekonomik krizde? Oysa her şey farklı olabilirdi, Prof. Dr. Haydar Baş'ı okuyabilselerdi. Biz okumadık ya da okumak istemedik; ama dünya okudu, çözümü gördü ve sonuç aldı.
"Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül" dizesi, durumumuzu anlatan iyi bir örnektir. Haydar Baş bizim evladımız, bir Türk evladı olarak devasa bir projeyle insanlığa umut olurken, "eller" bundan kendi ülkeleri için fayda sağlarken, bizler uzaktan bakıyoruz. Heyhat önce bizim yakın olmamız gerekmiyor muydu? Bu, hem çok başarılı biliminsanımıza saygısızlık, vefasızlık, hem de ülkemize yapılabilecek en büyük kötülüktür. Büyük bir birikime ve bu birikimini anlaşılır bir dille yazılı ve sözlü olarak insanlara aktarma yeteneğine sahip bilge lider Haydar Baş'a yapılabilecek en büyük haksızlıktır da bu. Tesellimiz, O'nu dünyanın takdir etmesiyle kabaran göğsümüzdür.
Ne var ki, şu soruyu da sormamız gerekir: Memleketin yönetim kurulunun aymazlığını anladık, lâkin halkımızın tutumuna ne demeli?
Asgari ücret alan yurttaşımızın cebinde 5 adet banka kartı var. Balık baştan kokar, borcunu borçla ödemeye çalışan bir hükümet ahaliye de kötü örnek oluyor. Ayağına pabuç zor alan, fakat ikinci el araba alma kuyruğunda olan insanlarımızın durumu, bir şaşkın ördek toplumunun manzarasıdır.
İnsan onuruna uygun bir hayat standardı, adil bölüşüm, sosyal adalet, sosyal devlet hedef ve projeleri olan BTP (
Bağımsız Türkiye Partisi) yerine, ekonomik krizi toplumsal krize dönüştüren beceriksiz, ufuksuz politikacıları ve yamaklarını iktidarda tutan ahalimiz de, hiç kuşkusuz, sorunun sorumlusudur.
İntihar istatistikleri, sosyolojik ve psikolojik olmaktan çok, ciddi "ekonomik alarmlar" veriyor. İşsizlik, banka borçları, kredi ve kredi kartı taksitini ödeyemeyenlerin yanında, sayıları milyonlarla ifade edilen icra takip dosyaları, haciz işlemleriyle ilgili icra tetkik mercilerindeki davalar, "intihar ettiren ekonominin" sadece birkaç unsuru.
"Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç" demeden bir mutlu izdivaç niye olmasın!
Ey ahali!
Çıkar ve sömürü üzerine kurulmuş düzenle aranızda "Katolik nikâhı" yok ya, boşayın gitsin bunları. Sizleri bolluk, huzur ve mutlulukla buluşturacak MEM sizi bekliyor!